Tolerans Seviyemiz ve Gözlemleme Kabiliyetimiz

Hayatın akışı içinde bir çok farklı ortama giriyor, farklı insanla oturup kalkıyor ve bu ortam ve kişilere aid maddi-manevi koku, tad, renk ve duyguları üzerimizde hissettirmeye başlıyoruz.

Gergin bir ortama girdiğimizde farkında olmadan bizde geriliyoruz. Mutlu bir insanla oturup iki kelam ettiğimizde biz de kendimizi mutlu hissediyoruz. Burada yaşayabildiğimiz bir sorun ise bulandığımız negatif-müspet bu halleri kendimizden bilmek ve negatif ise çok fazla kendimizle uğraşmak, yolumuza devam edememek, pozitif ise sahiplenip kendimizi öyleyiz zannetmek.

Diyelim arabanızla bir yere gidiyorsunuz ve farkında olmadan bir lastik fabrikasının yanından geçiyorsunuz. Birden arabanın içini kötü kokular kaplıyor ve siz de bu kötü kokular benim arabamdan mı geliyor diye meraklanıyor ve kötü kokuyu üzerinize alınarak bir kenara park ediyorsunuz. Geçtiğiniz yerin kokunun kaynağı olduğunu ve yolunuza devam ettiğiniz takdirde geçip gideceğini düşünmüyor ve havalanalım, arabaya bir bakalım diye duruyorsunuz. Fakat kokunun kaynağı orada olduğu için daha çok kötü kokuya maruz kalıyorsunuz.

Aynen bunun gibi bazen kötü kokular saçan insanlarla muhatap olduğunuzda size de koku bulaşıyor ve acaba kokunun kaynağı ben miyim diye kendinizden şüphelenmeye başlıyorsunuz; bundan rahatsızlık duyarak farklı halet-i ruhiyelere giriyorsunuz.

Ayrıca bu rahatsız edici kokular hayatın her safhasında karşımıza çıkabiliyor. Bunun kaynağı bazen kendimiz de olabiliyoruz. Lakin burada gerginlik ve rahatsızlık kaynağı bu duruma karşı sabırlı davranmak ve kaynağını herhangi bir reaksiyon, suçlama ve aşırı harekete girmeden gözlemlemek daha sonradan mahcup olmamak için büyük önem taşıyor. O esnada duygusallıkla verdiğimiz aşırı tepki bizi haksız konuma düşürüyor.

Bu gerginlik ve rahatsızlığı tolere edip herhangi bir reaksiyona girmeden sağlıklı gözlemlemeye devam edebilmek olgunluğun da önemli bir nişanesi sayılıyor.

Tabi burada öncelikle böyle bir ortama elden geldiğince girmemenin sağlıklı düşünce açısından önemini de vurgulamak gerekiyor. Atalarımızın “İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar” sözü bu hakikati bize çok veciz bir şekilde ifade ediyor. Lakin hayat şartları gereği girildiğinde kendimizi fazla üzmemek de diğer bir önemli husus.

Üçüncü husus ise edinilen tecrübelerle kişiler hakkında kurallar geliştirmek, zamanla kiminle ne tür bir muaşerete girileceğini daha net prensiplere bağlanmak, iş arkadaşı, arkadaş, muhib, hayırhah, dost gibi kavramları iyi belirlemek ve elden geldiğince kimden ne tür bir davranış bekleyeceğimizi bilmekte tecrübe ve hayal kırıklığına uğramama adına önem arzediyor.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.