‘Grup Düşüncesi’ ve Nakıs İstişareler

Gerek dini gerekse tecrübi geleneğimizde karar verirken başkalarına danışma, meseleyi farklı yönlerden ele alma, bir bilene sorma gibi hususlar önemli bir yere sahiptir.

Ayrıca bu şekilde danışarak ve başkalarının fikirlerini de işin içine katarak hareket edenlerin ‘haybet ve hüsrana’ uğramayacağı, Allah’ın yardımının heyet halinde hareket edenlerle olduğu, bir-iki kişinin aldanmaya çok yakın olduğu halde üç kişinin cemaate-heyete dönüştüğü ve bellli oranda sıyanet içinde bulunduğu değişik kaynaklarda belirtilmiştir.

Lakin, “Tüm bu tahşidatın yanı sıra, gruplar halinde hareket ettiği, zahiren istişare ile kararlar aldığı halde ciddi yanlışlara düşen teşebbüsleri ve istişare geleneği işletildiği halde çok bariz hataların görülemediği durumları nasıl açıklayacağız?” sorusu sürekli zihnimizin bir kenarında bize bir problemin varlığını işaret etmektedir.

Psikolojide grup düşüncesi (groupthink) ismi verilen ve Yale Üniversitesi sosyal psikoloji uzmanı Irving Janis tarafından çalışılan bu fenomen, zannediyorum, açıklamakta güçlük çektiğimiz bu hususu anlamada bizler için faydalı olacaktır.

Grup düşüncesi, grup içinde ahenge, vifak ve ittifaka, gerek karar alma anında gerekse genel bir grup kültürü olarak, çok fazla vurgu yapılması neticesi oluşan baskının alternatif düşünceleri susturması ve sonuç olarak mantiki olmayan, yanlış, gayr-i ahlaki ve duygusal kararların alınması şeklinde tarif ediliyor.

Bir grup, özellikle, ferdleri benzer kültürel, eğitim ve yetiştirilme geçmişine sahipse, görüşme ve karar alma gruplarına dışarıdan farklı fikir sahipleri giremiyorsa, ve karar alma hususunda herkesi bağlayacak net kurallar yoksa bu tür bir grup düşüncesine daha fazla maruz kalmaktadır.

Dr. Janis şu semptompların grup düşüncesi eğiliminde olan gruplarda görüldüğünü belirtiyor:

  1. Siyanet ve inayet altında olma inancı: Bu inanç karar vericileri aşırı bir iyimserliğe itiyor ve ciddi riskler almalarının önünü açabiliyor.
  2. Birlikte aklileştirme: Benzer düşünce yapısı ve geçmişine sahip grup üyeleri dışarıdan gelen uyarı ve tehditleri ortak düşünce tarzları sebebiyle bahaneler üreterek görmezlikten geliyorlar
  3. Ahlaki doğruluğa olan inanç: Grup üyeleri hedeflerinin mutlak doğruluğuna inanıyor ve bu hedefe giderken aldıkları kararların ahlaki ve etik sonuçlarını, nihai hedeflerinin doğruluğuna inançtan dolayı, ihmal ediyorlar.
  4. Farklı gruplar hakkında oturaklaşmış önyargılar: Karşı tarafı tahfif, telin yada tekfir eden bu önyargılar, duygusallığın ötesine geçip bu gruplar ile ilgili akli ve mantıki kararlar almalarını engelliyor.
  5. Uyumlu olma baskısı: Grubun genel düşüncesine ve aldığı kararlara karşı herhangi bir eleştiri ve karşı çıkışı baskıyla engelliyor. İtaat ve sadakati fikir üretme aşamasında bekliyor.
  6. Ferdi sansür: Uyumlu olmaya şartlanan grup üyeleri şahsi şüpheleri ve farklı düşünceleri olsa da ‘uhuvveti’ bozmamak için bunları ifade etmiyor.
  7. Grup kararı yanılgısı: Görüşmedeki bir çok kişi şahsi itiraz ve endişelerini ifade etmediği için gruptaki sükut ortak ikrar ve karar olarak algılanıyor.
  8. Kendinden menkul koruyucular: Grup üyeleri grubu ve grup liderini, grubun keyfini bozacak, inandıklarının zıddını gösteren problemli düşüncelere karşı koruma vazifesini üstleniyor ve bir çok realiteyi grup ahenk ve tadının bozulmaması için sansürlüyor.
Write a comment

1 Comment

  1. ihsan April 12, 04:43

    Cok onemli bir konu. cok ta guzel incelenmis. Sagolun…

Only registered users can comment.