ABD’yle İncirlik anlaşmasının şifreleri

ABD, en nihayet muradına erdi. 9-10 aydır Ankara’ya yaptığı ‘İncirlik üssünü kullandır’ baskısı sonuç verdi.

Artık Amerikan savaş uçakları daha az maliyetle ve daha yüksek operasyonel esneklikle IŞİD’e karşı operasyon yapabilecek. Peki Ankara, bunun karşılığında ne aldı? Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı başlatılan operasyonlar anlaşmanın parçası mıydı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetinin, uzun süredir İncirlik konusunda ABD’ye ayak direttikleri halde 7 Haziran seçimleri ardından geri adım atması ilginç. 28 Temmuz’da telekonferansla basını bilgilendiren ABD’li yetkililere göre, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yaklaşık altı hafta önce (insansız hava araçlı) Amerikan silahlı istihbarat misyonlarına Türkiye’nin üslerini açmaya sıcak baktığını bildirmiş. Bu tarih, 7 Haziran seçimlerinin hemen sonrasına denk geliyor. İki hafta önce, insanlı ve insansız ABD unsurlarının Türkiye’deki üslerden Suriye ve Irak’taki IŞİD hedeflerini vurması yönünde mutabakata varılmış. Başkan Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki haftaki telefon konuşması, bu anlaşmayı perçinlemiş.

7 Haziran haftasında, ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’le mücadele için özel temsilcisi emekli General John Allen ve beraberindeki üst düzey heyet, Ankara’ya İncirlik konusunda baskı turlarının sonuncusunu gerçekleştirmişti. Peki daha önce birçok benzer diplomatik çıkarma yapan ABD’lilere hep ret cevabı veren AKP hükümeti, ne değişti de Washington’a bu kez olumlu karşılık verdi?

TEK BAŞINA İKTİDAR KAYBEDİLİNCE

AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesi ve Erdoğan’ın halk tarafından frenlenmesinin hemen ardından hükümetin ABD’ye İncirlik kapısını aralaması tesadüf değil gibi geliyor. Türkiye’de hükümetler en büyük dış tavizleri içerde meşruiyet ve güçlerini yitirdikleri dönemlerde verirler. Sırtlarını ABD’ye dayama, en azından şerrinden emin olma güdüsüyle hareket ederler. Antidemokratik uygulamalarıyla içerde meşruiyeti günden güne eriyen, 7 Haziran’da halktan ciddi bir tokat yiyen AKP’liler de benzer şekilde davranıyorlar. IŞİD’in üzerine gitmeyen, Suriye’ye sınırından radikal savaşçı trafiğine engel olmayan imajını düzelterek dünyadan meşruiyet devşirmeye çalışıyorlar.

Türkiye’nin imajı, Suriye sınırını kontrol konusundaki zaaflarının bizzat Başkan Obama tarafından kamuoyuna açık şekilde dillendirilmesiyle dibe vurmuştu. Suriye’ye MİT’in himayesinde yapıldığı ortaya çıkan silah transferleri dünya medyasında Türkiye’nin radikal grupları desteklediği izlenimini pekiştirmişti. Halk desteği de giderek eriyen AKP için istemeye istemeye de olsa IŞİD’le savaşa daha aktif katılımdan başka çare kalmamıştı.

Eğer muteber birçok kaynaktan gelen duyumlar doğruysa, AKP’ye yeniden tek başına iktidar imkânı vermek için erken seçimi zorlayan çevreler için Türkiye’nin savaş ve kaos ortamına girmesi tercih edilen bir senaryo. IŞİD’le doğrudan konfrantasyon anlamına da gelen İncirlik anlaşması, Cizre’deki terör eyleminden ve sınırda Türk askerine ateş açılmasından önce yapılmıştı. Bu aydınlatılmaya muhtaç hadiseler, ABD aleyhtarı kamuoyunun İncirlik anlaşmasına ve IŞİD’e karşı savaşa ikna edilmesini kolaylaştırdı.

PKK İŞİN NERESİNDE?

Gelelim meselenin PKK boyutuna. Ne tesadüfse, PKK ABD’yle yapılan İncirlik anlaşmasının ardından emniyet güçlerine saldırdı. Ankara da bunu gerekçe göstererek ‘çözüm süreci’ni resmen bitirdi ve Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine operasyonlar yapıldı. ABD ile İncirlik anlaşması olmasaydı, Washington büyük ihtimalle Ankara’ya orantısız karşılık vermemesi için baskı yapacaktı. Şimdi ise meşru müdafaa hakkını kullandığını söyleyerek Türkiye’yi savunuyor.

Obama yönetimi satıraralarında tarafları tekrar barış masasına çağırmakla birlikte, İncirlik anlaşmasının yüzü suyu hürmetine, terör örgütü PKK’ya sınırötesi operasyonlara ses çıkarmıyor. Ancak Washington’da ve ABD medyasında çokları Ankara’nın bu pragmatik hamlesinin IŞİD’e karşı savaşta ABD’nin işini zorlaştırdığı kanaatinde. Her ne kadar PKK ile sınırlı olduğu söylense de, operasyonlar örgütün Suriye’deki refiki PYD ile ABD’nin IŞİD’e karşı ittifakına zarar verme potansiyeli taşıyor. Ayrıca PKK’yla savaşın Erdoğan ve AKP’nin tek başına iktidar emellerine en büyük engeli teşkil eden HDP’yi marjinalleştirme ve antidemokratik metotlarla saf dışı etme gayretlerinin yoğunlaştığı bir döneme denk gelmesi de Washington’u işkillendiriyor.

Ankara, İncirlik’i açma karşılığında ABD’den neler aldı? Mesela Suriye’de ABD’nin desteğiyle bir ‘güvenli bölge’ oluşturabilecek mi? İlk sinyallere göre ABD uluslararası hukuk açısından netameli bir ‘güvenli bölge’ye razı edilemedi. Amerikalılar Fırat’ın batısında yaklaşık 100 km’lik sınır bölgesinin ‘IŞİD’sizleştirilerek’ Kobani gibi fiilen güvenli bir gölge haline getirilebileceği görüşünü savunuyor. Amerikan tarafı, İncirlik’ten PKK bağlantılı PYD ve YPG dahil IŞİD karşıtı güç ve oluşumlara destek operasyonlarının sürdürüleceğini vurguluyor. Kısacası Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumu İncirlik’ten operasyonların da katkısıyla bir nevi Amerikan himayesi altına alınmış oluyor. PYD’nin adım adım uluslararası meşruiyetini pekiştirmesini engelleyemeyen Ankara ise görünür gelecekte hıncını Kuzey Irak dağlarını bombalayarak çıkaracağa benziyor.

Hükümetin Washington’u Esed rejimini devirmeye ikna konusunda sukutuhayali de sürüyor. Obama’nın Erdoğan’la telefon konuşmasına ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Suriye’deki ihtilafa ‘siyasi çözüm’ vurgusu, ABD’nin Türkiye’nin içinde olduğu Esed karşıtı askeri inisiyatiflere sıcak bakmadığının delili.

İncirlik anlaşmasının bölgede ABD’yi Kürtlerden biraz uzaklaştırıp Türkiye’ye yakınlaştırma gibi stratejik hedefi de olabilir. Ancak iç siyasi saikler göz ardı edilmemeli.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.