[Film Analiz] Star Wars: The Force Awakens

[Film Analiz] Star Wars: The Force Awakens

“Uzun bir zaman önce, uzak bir galakside” bu sözlerle başladı Yıldız Savaşları (Star Wars) serisi. O zamandan bugüne artık yedi tane olan filmi, çizgi dizileri, kitapları, çizgi romanları derken kendi başına bir galaksi oluşturdu.

Bu hafta sinemalara gelen ama gelmeden çok önce heyecanı tüm dünyayı saran Güç Uyanıyor (The Force Awakens) beraberinde büyük bir umut da getiriyordu. Acaba İmparatorluk yıkıldıktan ve Luke Skywalker (Mark Hamil) tek Jedi şövalyesi kaldığından beri neler olmuş, kehanet doğru çıkmış mıydı?

Bilmeyenler için kısaca anlatacak olursak Star Wars filmlerinin temeli iyi ile kötünün mücadelesine dayanır. Serinin ilk filmi olan Yeni Bir Umut esasında kronolojide dördüncü filmdir ve o noktada İmparatorluk isyancılara karşı oldukça güçlü durumdadır.

Ancak eski bir kehanete göre güce denge getirecek biri bütün bu durumu değiştirebilecektir. Yıldız Savaşları evreni olarak tabir edebileceğimiz sinemasal alanda güç bütün varlıkların arasında olan ve kimi canlılarda daha fazla bulunan bir olgu. Canlılar diyoruz çünkü Star Wars evreninde oldukça fazla sayıda uzaylı var.

Kısa bilgilerden sonra yeni filme geçecek olursak Luke Skywalker kaybolmuştur ve onun yokluğunda İmparatorluk’un yerini olan İlk Emir galaksinin özgürlüğünü tehdit etmektedir. İsyancıların başında artık general olan Leia (Carrie Fisher) vardır.

Güç Uyanıyor açılış sahnesi itibariyle Yeni Bir Umut’a oldukça benzediğini gösteriyor. İlk beş dakikalık bölümde ise karşımızda daha da korkunç bir kötü olduğunu düşünüyoruz. Star Wars filmlerinin, belki de sinema dünyasının en meşhur kötü karakteri olan Darth Vader ile kıyaslanacak biri, Kylo Ren (Adam Driver).

Ne var ki filmin ilerleyen zamanlarında Kylo’nun Vader’ın tahtına aday olamayacağı, aslında Adam Driver’in oyunculuğu olmasa Star Wars’un şu ana kadar ki en başarısız kötü karakteri olabileceğini düşünüyor insan. Zira Star Wars iyi ile kötü arasındaki mücadeleye temelde dayanan bir film. Kötülerin güçlü karakterler olması filmin izlenirlik zevkini arttırıyor. Fakat kötü yeteri kadar korku salamayınca bir sorun çıkıyor.

Gücün iyi tarafında ise iki yeni karakter var. Eskiden Stormtrooper olan ancak bir şekilde kaçan Finn (John Boyega) ve neredeyse her haliyle Luke Skywalker’a benzeyen Rey (Daisy Ridley). Rey’in filmin başında görünen gözü kapalı cesareti, pek çok konudaki bilgisi zaten onu tüm filmin en güçlü karakteri yapıyor. Bir de Rey ile Finn’in uyumunun çok hoş olması, birbirini tamamlaması, deyim yerindeyse tüm seride ilk defa, gücün iyi tarafındaki ağırlığın baskın olmasını sağlıyor.

Bu arada yönetmen J.J. Abrams’ın karakter yazımı ve derinliğine inişindeki başarısı, eskiden direnişin önemli bir parçası olduğu söylenen ancak çok da varlıkları belli olmayan yan karakterlere başarılı bir şekilde inilmesini sağlıyor. Seride artık kahramanların tek başına galaksiyi kurtardığını değil, bunu bir takım işi olarak gördüklerini anlıyoruz.

Güç Uyanıyor, yeni karakterleri kadar Star Wars hayranları için ayrı bir yeri olan Prenses Leia, Luke Skywalker ve Han Solo’yu (Harrison Ford) da ekrana getirdiği için ayrı bir güzel. Evet, film güzel. Ama bir Star Wars filmi için maalesef yeterli değil.

George Lucas’ın sonradan çektiği üçlemenin pek çok kişi tarafından beğenilmemesi nedeniyle yapımcılar ilk üçlemeye oldukça benzer bir film yapmış. Ve başarmışlar da. Birkaç nokta filmden çıkarılsa Yeni Bir Umut 2015 bile olabilir filmin adı. Benzerlikler çok fazla. Ancak bu benzerlik George Lucas’ın o kelimelerle ifade edilemeyecek dokunuşundan eksik olduğu için, bütün renkli sahnelerine karşı bir boşluk hissi uyandırıyor.

Şu ara Finn’i, Rey’i konuşacak insanlar, yeni filmden alıntılar yapacak ancak ileride hiçbirinin bir Yoda ya da Darth Vader kadar ikonik olmayacağı belli. Star Wars’u Star Wars yapan o özgün karakterler maalesef yok.

Oyunculuk oldukça iyi, üzerine senaryo da güzel karakterler açısından ancak aşırı benzerlik ve iyi ile kötü tarafın arasındaki dengesizlik sinemadan çıkışta tüm o coşkuya karşın insanın içinde beliren ve bastırmaya çalıştığı eksikliğin sebebi gibi.

Bakalım serinin gelecek filmleri özgün mü olacaklar yoksa yeni model bir kopyadan öteye geçemeyecekler mi?

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.