Arif Özutku
Eski Yazıları
- Hakikate ermek için bugünleri görmek gerekiyormuş
- Takke Düştü, Kipa Göründü
- Evrensel barış artık hayal değil
- Efendimiz’in, Dindar Nesilden Anladığı
- Gözümüz aydın, paralel Türk Okulları geliyormuş
- Mevlana Yürekli Öğretmenler
- Kayyımları Eğitim Kurumlarına Gönderenler Kendilerinden Ne Bekliyorlar?
- Obama’nın Türk Okulları’nda Gördüğü
- Evdeki Yangın, Mutfaktaki Girdap
- Fehmi Koru’ya Cevap
- Daha eski yazılarını gör...
Şükür Düşmanları Mutlu Olamaz
Söz konusu olan şahsi hayatımız değil de evlilik hayatımız ise ailemizi mutlu edebilecek küçük vesilelere karşı duyarlılık dünyamızda üst seviyede yer almalıdır.
Mutluluğu sıradan ve basit şeylerin hemen arkasında görebilen eşler için, evlilik hayatında mutluluk eşiğini aşağıda tutmayı başarabilen ve bu vesileyle ailevi huzuru, az bir zahmetle elde edebilen şuurlu eşlerdir diyebiliriz. Mesela eşiyle beraber yediği güzel bir yemeği, beraber içtiği bir bardak çayı, samimi bir tebessümü, gün içerisinde sarf edilen bir kaç kelimelik sevgi dolu cümleyi, eşi kapıdan girerken ve çıkarken kurulan sıcacık göz temasını, içinde bütün aile fertlerinin beraber olduğu geleceğe yönelik hayalleri, hatta evin içerisinde eşinin o an için varlığını evliliği adına birer neşe vesilesi haline getiren çiftlerin kaderi, mutsuzlukla asla kesişmeyecektir.
Dikkat edilirse saymış olduğumuz bu basit vesilelerin her biri, herkesin ulaşabileceği kadar küçük ve masrafsız hadiselerdir ve hiç biri tek başına yaşanamayan bu hadiselerin gün içerisinde defalarca yaşanması da mümkün olabilecektir. Beraber yaşanan bu mutluluklar evliliklere ve kişilere değer kazandırır. Kişinin evliliğini de, kendisini de değerli ve önemli hissetmesi, mutlu olmanın en temel şartıdır. Dolayısıyla aile içerisinde mutluluk, kesinlikle tek başına yaşanmayacak kadar kompleks ve paylaşıldıkça artan bir olgudur.
Çok şeye ve birçok değerli dosta sahip olduğu halde sürekli ellerinde olmayan şeyler için somurtan, homurdanan ve mutluluğu ulaşılmaz bir hedef olarak görüp ona ulaşmayı sürekli bilinmeyen bir tarihe tehir eden insanlarla karşılaştıkça, onları diğer insanların huzur ve mutluluğunu yutmak isteyen kara deliklere benzetmekten kendimi alamıyorum. Sadece insanların huzur ve mutluluklarını değil ümitlerini ve gayretlerini de yutuyorlar. Bu şükür, düşmanı bedbaht ve bencil insanları gördükçe sahip olunan nimetlerin ve dostların farkında olmanın, mutluluğun temel şartı olduğuna olan inancım bir kat daha artıyor.
Mutluluk, bir farkındalık şuurudur demiştik. Farkındalık, sadece sahip olunan nimetleri bilebilmek değildir. Sahip olduğu nimetleri, sahip olamadıkları şeylerle kıyaslayıp onlara sahip olabilmenin önemini hissedebilmeyi yani basit bir muhasebe hesabı yapabilmeyi de ister. Bu muhasebe becerisine sahip olmak bize emanet edilen değerlerin muhafaza adına şarttır. İş hayatında o an için işleri yolunda gitmeyen bir insanın sahip olduğu aile fertlerinin kıymeti düşündüğünde, asıl zenginliğin farkına varıp işlerinin kötü gitmesiyle mutsuz olmayı değil, aile fertleri ile beraber olduğu için mutlu olabilmeyi bilmesi gibi. Veya etrafındaki insanların kendisine hak ettiği değeri vermediğini dolayısıyla içinde bulunduğu ortamlarda kendisini değersiz hissettiğini düşünen başka bir insanın da onu en başta insan olarak yaratmakla Yüce Yaratıcının, en büyük değeri her şeyden önce kendisine verdiğini görüp sadece insan olduğu için ne kadar kıymetli olduğunu anlaması gibi.
Tek başına insan olarak yaratılmak ve cennete muhatap edilebilmek bile ne kadar önemli bir mutluluk vesilesidir. Sadece bu hususu bile mutlu olabilmek için fırsat haline getirebilen insanların mutlu olabilmek için ikinci bir sebebe ihtiyacı olmadığı gibi hayatta mutlu olamayacakları hiçbir gün de yok demektir.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment