Obama’nın Türk Okulları’nda Gördüğü

Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’nin dün akşam ABD’nin başkenti Washington’da icra edilen ayağı gerçekten de izlenmeye değerdi. Ünlü Hollywood yıldızı Andy Garcia’nın spikerliğini yaptığı programa Başkan Barack Obama’nın gönderdiği mesaj damgasını vurdu. Obama’nın programa gönderdiği mesaj metninin tam tercümesi şöyle:

“Küresel toplumumuzun zengin kültürlerini ve benzersiz tarihi birikimlerini cezbedici danslar ve büyüleyici performanslarla hayat buluyor. Kendi kültürel mirasınızı özel kılan geleneklerinizi aktarması bakımından bu festivaller bizi kucaklayıcılığın şarkılarından çıkıp ümit ve güzelliğe doğru giden yollara şahitlik etmemize olanak sağlıyor.

Sizin dünya genelinde genç insanları birleştirmek için harcadığınız çabalar ortak insanlık olarak bizi birbirimizden ayıran engelleri aşmak için sahip olduğumuz gücü yansıtıyor. Sizler dünyamızı meydana getiren kültürel mozaiği kutlamak ve güçlü arkadaşlık bağlarını kurmak için bir araya gelirken size en iyi dileklerimi sunuyorum.”

Obama’nın verdiği mesaj gayet net olup iki kısımdan oluşmakta. Bir: Dünya olarak yaşadığımız problemlerin temelinde birbirimize olan tahammülsüzlüğümüz geliyor. İki: Siz bu problemin çözümünde yetiştirmiş olduğunuz nitelikli insan modeliyle aktif rol oynuyorsunuz.

Açılan Sevgi Okulları’nın bulundukları coğrafyada yetiştirmiş olduğu insan tipinin farklılığını ilk gören Obama değil. Huzurun ve barışın sigortası hükmünde olan okullar bulundukları ülkelerin idarecilerinden bu ve benzeri sözleri sürekli işitiyorlar. Ama Obama’nın konuşmasında farklı bir nüans var. Obama özellikle farklı kültürdeki insanları kardeşçe bir araya getirmenin ne derece büyük bir başarı olduğunun özellikle altını çiziyor.

Meseleye sübjektif bakanlar Amerika çok uluslu bir devlet, Obama bu yüzden böyle söylüyor, bu tip konuşmalar Amerika’da prim yapar diye düşünebilir. Bence Obama bu konuya prim yapar düşüncesiyle temas etmiş değil. Var olan küresel bir probleme atıfta bulunuyor. Zira başta İslam âlemi olmak üzere yaşamış olduğumuz zaman diliminde, bütün dünya milletleri ayırımcı zihniyetteki oluşumlardan zarar görüyor.

İstatistikî rakamlar, eskiye nispetle daha tahsilli nesiller yetiştirdiğimiz halde gün geçtikçe daha tahammülsüz insanlar halini almakta olduğumuzu ortaya koyuyor. Maalesef insanların sahip olduğu bilgi birikiminin artıyor olması onları daha sosyal hale getirmiyor. Çağımızda insanlar arası iletişimsizlik aileden başlayıp milletlere kadar kendisini gösteriyor. Hatta modern çağın insanı, Yüce Yaratıcı’dan başlayarak mahlûkatın tamamıyla iletişim kurmakta sıkıntı yaşıyor. Dünya milletleri, sahip oldukları onca teknolojik ve bilimsel üstünlüğe rağmen sevgi insanı yetiştirme hususunda hala el yordamı ile yön bulabilecek seviyenin üzerine çıkabilmiş değil.

Ama ilginçtir bir ismi de Sevgi Okulları olan Türk Okulları’nda okuyan öğrenciler diğer insanlardan bu konuda ayrılıyor. Hangi din, kültür ve milletten olursa olsun bu çocuklar bütün dünya insanını kucaklayan tavırlar sergiliyorlar. Birden fazla etnik unsurun kavga ederek yaşadığı toplumlarda bile o unsurların çocukları okullarda kardeşçe eğitim görüyorlar. Beraber icra ettikleri programlarda bunu net bir şekilde görmek mümkün olabiliyor. Zencisinden beyazına, sarı ırkından melezine kadar tüm çocuklar biz dünya çocuklarıyız diyerek kol kola şarkılar söyleyip, danslar ediyorlar.

İster istemez insanın aklına koskoca devletlerin beceremediği işi gencecik öğretmenleri vasıtasıyla Türk Okulları nasıl gerçekleştiriyor sorusu geliyor. Ben bizzat bu okullarda görev yapmış ve pek çoğunu da görmüş bir öğretmen olarak bu zor suale cevap vermek istiyorum.

Öğrenciyi ahlaken yetiştiren şey kesinlikle okulun sırası, masası, bilgisayarı değildir. Bizzat öğretmenin ta kendisidir. Yani bu öğrencilerin sahip olduğu sevgi dolu kalplerin sırrı, kalbi sevgi dolu olan öğretmenlere sahip olmalarında saklıdır.

Bu okulları açanların ve görevlendirdikleri öğretmenlerin en belirgin vasfı başta Yüce Yaratıcı olmak üzere sonrasında tüm mahlûkata karşı sevgi dolu bir kalbe sahip olmalarıdır. Onları evlerinden bu kadar uzak olan diyarlara getiren şey de aslında kalplerinde sakladıkları sevgidir. Hayatlarını şekillendiren bu güzel duyguyu, çölde suya hasret kalmış misal insanların çorak gönüllerine gittikleri memleketlerde boşaltmaktadırlar. Okulların yetiştirdiği insan tipinin farklı kurumlarda benzer şekilde yetiştirilememesinin temel sebebi de budur. Türk Okulları’nda görev yapan öğretmenler diğer okullarda görev yapan öğretmenlerden çok farklıdır.

Türk Okulları’nın güzide öğretmenleri gittikleri coğrafyalara oralardan bir şeyler almaya değil tam tersine başta sevgi olmak üzere bir şeyler vermeye gitmektedirler. Onların bu diğerkâm vasfı öğrencileri tarafından kolayca fark edilmekte ve benimsenmektedir. Zira sevgi körlerin bile görebileceği, sağırların bile işitebileceği bir hakikattir. Has Anadolu kültürünün temsilcisi olan ve kültür elçiliği yapan öğretmenler bu bağlamda öğrencilerine sürekli dünya insanlarının kardeşliğini vurgulamaktadır.

Öğrencileri, insanların kardeşliğine inanmaya çağırmak onları olduğu gibi kabul etmekle, yani sahip olduğu tüm dini, milli ve kültürel birikimle onlara sahip çıkmakla olur. İşte festivale katılan öğrencilerin programlarında Obama’nın da görüp dile getirdiği şey budur. Sahneye çıkan her öğrenci kendi dilinde şarkısını söylerken milli kıyafetleriyle öz kültürünün danslarını sergilemektedir.

Medeniyet dediğiniz şey bir toplumun fabrika bacaları ve gökdelenler inşa etmesi veya çok zengin olması demek değildir. Medeniyet,  insanların, birbirine zarar vermeden tam tersine yardıma ihtiyaç duyduğunda, -ihtiyaç duyanın vasfı olursa olsun- yardımcı olacak şekilde yetiştirilmesi demektir. Bu açıdan meseleye baktığımızda Türk Okulları’nın cefakâr öğretmenleri yetiştirdiği sevgi dolu insanlarla hem içinde bulunduğu topluma, hem de ortak dünya medeniyetine çok önemli katkılarda bulunmaktadır.

Allah hepsinden razı olsun

Kadir kıymetlerinin diğer dünya milletlerinde olduğu gibi, ülkemizde de bilindiğini günleri görmeyi nasip etsin.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.