Şu Fuat Avni Az Biraz Saf Yahu

Fuat Avni isimli internet fenomenini takip eden 2 milyon insandan bir tanesi de benim.

Bakmayın bu kadar çok insanın kendisini takip ettiğine, aslında Fuat Avni’yi okumak yürek istiyor.

Neden mi? Paylaşımlara başladığında besmele çekerek elime telefonu alıyorum. Güzel ülkemde yine hangi insafsız kumpası haber verecek diye ürpererek kendisini okumaya başlıyorum.

Hani kendisi korkma titre diyor ya, doğru söylüyor. Öyle titremeden sakince yazdıklarını okumak mümkün olmuyor.

Arada bir verdiği haberler balon çıksa rahat edeceğim, geçen de buna benzer bir şeyler yazdı ama olmadı. Bu da olmayabilir diyeceğim.

Siyasilerimiz ve bürokratlarımız eksik olmasınlar ‘’Fuat Avni ne diyorsa o.’’ kabilinden uygulamalarıyla kendisini şu ana kadar bir kez bile yalancı çıkarabilmiş değiller.

Geçen akşam da öyle oldu. Yatmaya hazırlandığım vakitte telefonumun ekranına birer birer twitleri düşmeye başladı.

İtiraf edeyim ki Bilal’in ülkeyi terk ettiğini haber verdiği gece bundan daha önemli bir paylaşımda bulunamaz demiştim.

Yanılmışım, bulunurmuş. Bilal’in gidişini millet haber aldı diye çok kızan birileri bu meseleyi unutturmak için büyük bir algı operasyonu düzenleyecekmiş.

Neymiş, insanımızın dişinden tırnağından arttırdığı helal kazancıyla inşa ettirdiği güzide eğitim kurumlarının hepsinin kapısına bir bahaneyle kilit vurulacakmış.

Bunun için partili müfettişler Ankara’ya çağırılacak ve okulları nasıl kapatacakları hakkında kendilerine akıl verilecekmiş.

Bu operasyonu Milli Eğitim Bakanı bizzat yönetecekmiş.

En önemlisi ise okulların kapanışı seçim öncesi bitirilecekmiş.

Fuat Avni kusura bakma seni severim, Allah var şimdiye kadar bir kusurunu görmedim. Ama sen az biraz safsın yahu.

Bu sefer baltayı taşa vurdun. Çünkü Türkiye’de senin bu dediklerini yapacak kadar aptal müfettiş, bürokrat, bakan yok.

Eğer senin bu iddialarına itibar edecek olursak yukarıdan aşağıya doğru işleyen mafya tarzı bir organize suç şebekesiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünmemiz lazım.

Hâlbuki o saydığın insanlar, millete hizmet etmek için kendilerine emaneten verilmiş olan makamları temsil ediyorlar. Yani millete zulmetmek gibi bir vazifeleri olmadığının farkındalar.

Hadi emri verenler korkup titremekten beyinlerini işlevsiz hale getirmişler, ne dediklerini bilmiyorlar diyelim.

Ama bu insanlar okumuş insanlar. Okuyup müfettiş, bürokrat, bakan olmuşlar. Öyle sözlü emirlerle insanların anayasal hakkını ellerinden almak nedir, hukuksuzca müessese kapatmak ne demektir çok iyi bilirler.

Hele sudan sebeplerle yüzlerce eğitim kurumunu bir anda kapatmanın mümkün olmayacağının elbette bilincindeler.

Binlerce öğrenciyi, öğretmeni, veliyi, personeli sokağa atıp arkasından ömürlerini, haklarında açılmış yüzlerce dava ile mahkeme salonlarında geçirmek istemezler.

Tamam, haklısın sayın şehzademe hürmetleri var.

Ama unutma ki her hürmetin de bir sınırı var.