Arif Özutku
Eski Yazıları
- Hakikate ermek için bugünleri görmek gerekiyormuş
- Takke Düştü, Kipa Göründü
- Evrensel barış artık hayal değil
- Efendimiz’in, Dindar Nesilden Anladığı
- Gözümüz aydın, paralel Türk Okulları geliyormuş
- Mevlana Yürekli Öğretmenler
- Kayyımları Eğitim Kurumlarına Gönderenler Kendilerinden Ne Bekliyorlar?
- Obama’nın Türk Okulları’nda Gördüğü
- Evdeki Yangın, Mutfaktaki Girdap
- Fehmi Koru’ya Cevap
- Daha eski yazılarını gör...
Mutluluk kaç beden giyer?
Mutluluk ve mutsuzluk kelimeleri gündelik hayatımızda sıkça kullandığımız kelimelerden iki tanesi. Öyle ki; ister eğitimli ister cahil olalım, ister zengin ister fakir olalım, ister evli ister bekâr olalım konumumuz, statümüz, cinsiyetimiz, yaşımız ne olursa olsun bu iki kelimeye dilimiz oldukça aşina.
Aşina, çünkü mutlu bir hayat sürmek her insanın peşinden koştuğu ve mutlaka bir şekilde erişmek istediği, birçoğunun yaratılış gayesi olarak kabul ettiği ana yaşam hedeflerinden bir tanesidir. Hal böyle olunca İster istemez ırkı, dini milleti, cinsiyeti, yaşı, işi ne olursa olsun bu kadar çok insanın kilitlendiği bir olguyu doğru anlayabilmek için, mevzunun hassasiyeti konuyla alakalı aşağıdaki soruları kendimize sormayı ve bu sorulara doğru cevaplar bulmayı zaruri hale getirmektedir.
Mesela hiç merak ettik mi? İnsanın kendini bildiği günden bu yana peşinde koştuğu, uğruna birçok şeyi feda etmeye hazır olduğu, hatta olmadığında onsuz yaşamayı kendisine zül gördüğü mutluluk nedir? Neye benzer? Ona hangi yollardan ulaşılır? Temel ihtiyaçların eksikliği insanları mutsuz eder mi? Mutluluk eşiği ne demektir? İnsanların sahip olduğu maddi imkânların genişliğiyle mutlu olmanın arasında herhangi bir doğrusal ilişki var mıdır? Mutluluk elde edildikten sonra nasıl muhafaza edilmelidir? Mutlu olabilmek için bu suallerin cevabını vermek şarttır. Yarın ki yazımız bu suallerin cevapları üzerine kurulacaktır.
İn misin, Cin misin? Çağırsam Gelir misin?
Bu yazımızda yukarıdaki sorulara vereceğimiz kısa cevaplarla mevzuyu izaha çalışacağız. Öncelikle mutluluk nedir, neye benzer? sualinden başlayalım. Mutluluk; kişinin kendisini huzurlu ve değerli hissetmesi diye tarif edebileceğimiz insani bir ihtiyaçtır. İnsanların yeme içme barınma ve korunma ihtiyacından hemen sonra, birileri için değerli olduğunu bilme ve birilerine değer verme ihtiyacı gelir. İnsanın bu soyut ihtiyacı belki kendisini diğer mahlûkattan da belli noktalarda ayıran bir özelliğini gözler önüne sermektedir. İnsan, dünyayı hayvanlar gibi sadece bedensel ihtiyaçların karşılandığı bir saha olarak algılamaz. Özellikle hemcinslerinin gösterdiği davranışlara duygusal karşılıklar verir. Bu davranışların bir kısmı kendisini rencide ederken, çevresinden görmekten memnun olduğu her muameleden de duygusal anlamda lezzet almasına sebep olur. Almış olduğu duygusal lezzetin dilimizdeki ifadesine biz kısaca mutluluk derken, rencide olduğu zamanlarda hissettiği sıkıntıyı ise mutsuzluk diye nitelendiririz.
Şimdi gelelim mutluluğun yapı itibariyle neye benzediğine. Bu hayati olgunun tüm insanların nazarında oldukça büyük bir kıymete haiz olduğunu bilmekle beraber kendisini insanlara takdim etme adına oldukça mütevazı bir şekle büründüğüne bizler şahit olmaktayız. Dolayısıyla bu sade yapı onu iyi tanıyamamış ve anlayamamış insanların olmadığı bir şeyle karıştırmasına, bazen de görünce fark edememesine sebep olmaktadır. Bu yüzden mutluluğu yeterince tahlil edemeyen neye benzediğini nerede bulacağını tam olarak bilemeyen pek çok insan, gün içinde üstelik birçok kez karşılaştığı halde onu tanıyamayacak ve hüsranla aramaya devam edecektir.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment