Arif Özutku
Eski Yazıları
- Hakikate ermek için bugünleri görmek gerekiyormuş
- Takke Düştü, Kipa Göründü
- Evrensel barış artık hayal değil
- Efendimiz’in, Dindar Nesilden Anladığı
- Gözümüz aydın, paralel Türk Okulları geliyormuş
- Mevlana Yürekli Öğretmenler
- Kayyımları Eğitim Kurumlarına Gönderenler Kendilerinden Ne Bekliyorlar?
- Obama’nın Türk Okulları’nda Gördüğü
- Evdeki Yangın, Mutfaktaki Girdap
- Fehmi Koru’ya Cevap
- Daha eski yazılarını gör...
Eyvah Karanlıkta Kaldık
Geçen hafta gazetelerde “Fatih Projesi Çöktü” başlıklı bir haber yayınlandı. Malumunuz ‘Fatih Projesi’ okullarda teknoloji kullanımını yaygınlaştırarak eğitimi kaliteli hale getirmeyi hedefleyen çalışmaya verilen ad.
İsminden de anlaşılacağı gibi projeden beklentiler çok büyüktü. Bu yüzden Erdoğan başbakanlığı döneminde projeyi tanıtırken “Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederek Ortaçağ’a son vermiş, Yeniçağ’ı başlatmıştır. İşte biz de bugün FATİH Projesi’yle sadece eğitim sisteminde değil, eğitimin etkilediği her alanda bir çağı kapatıyoruz.” demekten kendisini alamamıştı.
Dört yılda bitirilmesi öngörülen projeye 8 milyar 500 milyon lira bütçe ayrılmış, öğrencilere akıllı tahtayla uyumlu 16 milyon tablet dağıtılması hedeflenmişti. Dağıtılan tabletlerin dört yılda bir değiştirilmesi düşünülmüştü. Bütün bu detaylar aslında Türkiye’nin ne kadar kendisini aşan bir işe kalktığının habercisiydi. Zira bu kadar pahalı bir çalışmaya en zengin ülkeler bile kolay kolay evet diyemezlerdi.
Proje sorumluları milli eğitimimizin onlarca yıldır birikmiş problemlerine, dağıtacakları tabletlerle sihirli bir değnekmişçesine dokunarak bir anda çözmeyi hedefliyorlardı. Öyle ki tabletler, öğretmenin yetersizliğini ortadan kaldırılacak, şehirlerarasındaki eğitim düzeyi farklılığının önüne geçecek, sunduğu dijital kaynaklarla öğrenciye daha kapsamlı bilgi verilebilecekti. Böylece dünya bilim olimpiyatlarını kazanmaya aday bir nesil yetişecekti. Bütün bu hayallerle yola çıkanlar eğitim sistemimize çağ atlattırma iddiasındaydılar.
Proje aslında üzerinde yeterince düşünülmüş bir çalışma olmaktan çok uzaktı. Mesela bir anda bu kadar büyük bir teknolojik adıma okulların ve öğretmenlerin ne derece hazır olduğu ya da dağıtılacak tabletlerin çocukların zihin ve sosyal gelişimi üzerinde ne gibi olumsuz etkiler oluşturacağı hiç araştırılmamıştı. Proje 2011 seçimleri öncesi oy talebiyle ortaya konulan bir vizyon çalışması havasındaydı. Bu yüzden seçimlerde iktidar partisinin sıkça kullandığı bir retorik olarak karşımıza çıktı.
Dört yıl projenin bitmesi adına yeterli olmayınca önce süre bir yıl, sonra ise iki yıl daha uzatıldı. Hedeflenen tablet dağıtımının henüz % 5’i bile yapılamadı. En son medyaya yansıyan haberlerden ise halen 2017’ye kadar süresi olan projenin şu an için sessiz bir şekilde rafa kaldırılmış olduğunu öğreniyoruz. Projeye şu ana kadar ne para harcandığını ise kimse bilmiyor.
Peki, bir şekilde tabletlerin dağıtımı sağlansa ve teknoloji tabanlı eğitim hayata geçirilse, hedeflenen başarıyı sağlamak mümkün olur muydu? Yani Erdoğan’ın beklediği gibi FATİH Projesi’yle eğitim dünyamızda yaşanmakta olan karanlık çağ sonlandırılır mıydı?
Tabi ki hayır. Yapılan araştırmalar öğrenci başarısının % 50’sinin öğrencinin genetik potansiyeline, %30’unun öğretmenin ve okulun niteliğine, %7’sinin aile ilgisine, %7’sinin akran grubuna, % 1’inin ise teknolojik donanıma bağlı olduğunu söylüyor. İster istemez bu sonuçlar milyar dolarları bu kadar büyük bir yatırım için harcayanlar bunları bilmiyor mu sualini akla getiriyor.
Keşke proje bir pilot çalışma yapılıp sonuçları görüldükten sonra eğitim yatırımı haline getirilseydi.
Keşke oy veya rant kaygısıyla gözümüz kadar hassas olması gereken eğitim sistemimiz iktidara meze edilmeseydi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment