IŞİD ve yalnız kurtlar

Obama’nın G20 Antalya konuşmasında söylediği gibi Ortadoğu bölgesinin çok komplike bir yapısı var.

Dini ve etnik çoğulculuğun hakim olduğu yapıda yer alan insanları birlikte yaşatacak idari sisteme sahip olamamaları şu an itibarıyla gözle görülür en büyük sorun. Kökeni cahiliye dönemine kadar uzanan kabile taassupları, Müslüman kimliğinin de önüne geçen meşrep ve mezhep aidiyetleri, temel hak ve özgürlükleri kaale almayan otoriter iktidarlar, sözünü ettiğimiz komplike yapının ana unsurları.

Bu zemin IŞİD ve benzeri örgütlerin ortaya çıkmasını izah etmeye yeterli değil. Bana göre birkaç cümlede ifade etmeye çalıştığımız bu gerçekler, belirleyici değil, etkileyici sebepler arasında mütalaa edilmelidir. Burada asıl belirleyici unsur, hemen herkesin kabullendiği kolonyal dönemden bugüne uzanan Batı’nın siyasi, iktisadi, kültürel, dini ve ahlaki müdahaleleridir.

Bu girişi Paris ve San Bernardino saldırganlarının kimliklerinin açığa çıkmasından sonra Batı dünyasında çok sık dile getirilmeye başlanan “Homegrown terrorism”, “Homegrown violent extremism” ve “Lone wolf” tabirlerinin izahını kolaylaştırır düşüncesiyle yaptım. Homegrown terrorism; evde büyüyen terörizm, homegrown violent extremists ise yine evde büyüyen ve yabancı terör örgütlerinden esinlenmiş aşırı şiddet yanlısı demek. Mana açık; bugün Avrupa’da 25, Amerika’da 10 milyonu aşkın Müslüman yaşamakta. Büyük bir çoğunluğu Müslüman ülkelerden Batı dünyasına göç etmiş, belli bir kısmı da o ülkelerde doğmuş ve büyümüş ikinci, üçüncü hatta dördüncü nesillerin oluşturduğu bir nüfus bu. Büyük bir çoğunluğu itibarıyla Batı’da yaşamalarına rağmen dini kimliklerini koruyan, ülkeleri ile maddi ve manevi gönül bağlarını devam ettiren kişiler bunlar. Özellikle ikinci ve sonraki nesiller için söz konusu olan ve entegrasyon, adaptasyon, asimilasyon kavramları ile açıklanmaya çalışılan kimlik bunalımı bunların en temel sorunları. Vatandaş olmalarına, yaşadıkları ülkelerin anadillerine vâkıf olmalarına rağmen hayatın tabii akışı içinde kendine yer bulan gettolaşma, ekonomik gelir düşüklüğünden kaynaklanan sosyal pozisyonlar ve yabancı düşmanlığının körüklediği dışlanmışlık sözünü ettiğimiz kimlik bunalımını destekleyen unsurlar.

İşte bu verili durum söz konusu nesilleri dinleri ve ana vatanları ekseninde cereyan eden olaylara daha duyarlı kılıyor. Burada iki şey birleşiyor; dini ve kültürel bağlamda kendi yaşadıkları kimlik bunalımı, ana vatan olarak kabul ettikleri ülkelerde yaşanan istikrarsızlıklar. Ana sorumlusu da onlara göre içinde yaşadığı, vatandaşı olduğu, dilini konuştuğu ülkeler.

Tam bu aşamada mevcut gidişatı durdurma ve bir şeyler yapma isteği karşılarına çıkıyor. Çocukluğumdaki sloganlarla ifade edecek olursam “Türkiye’de Almancı, Almanya’da Yabancı” olan gençlerin içlerinde hissettikleri kızgınlık, nefrete, öfkeye, intikam alma duygu ve düşüncesine dönüşüyor; önlerine düşen, kendilerine rehberlik eden kişi, grup ve ideolojilerin peşine takılıyor, dini bağlamda meşrulaştırıcı delillere de inandıktan sonra kendini terör örgütü militanı olarak buluyor. Evde büyüyen terörizmin kısa hikâyesi bundan ibaret.

YALNIZ KURT

“Yalnız Kurt” manasına gelen Lone Wolf’un hikâyesi ise daha başka. Belki bir başka yazıda detaylıca ele alacağımız IŞİD ve benzeri örgütlerin adam kazanma ve onları motive etme ile alakalı bir kavram yalnız kurt. Malum IŞİD’in en önemli özelliklerinden birisi fiziki sınırları ortadan kaldıran interneti çok iyi kullanması. Dini yorumlarını, ideolojik yaklaşımlarını ve ulaşmak istedikleri hedefleri dünyaya duyurmada dijital medya bunların en büyük vesilesi. Burada dikkatimizi vermemiz yalnız kurt’u açığa çıkartan bir başka kavram daha var; self-radicalization. Bir insanın örgütlü bir yapı içine girmeden kendi kendine radikal hale gelmesi. Okuma ve izleme bu kapsamda önümüze çıkan iki araç. TV, radyo, kâğıt baskısı olan gazeteler gibi konvensiyonel medya ile Twitter, Facebook, Snopchat, Chatroom, forum vb. bütün dünyayı kapsama alanı içine alan dijital medya okuma ve izleme için yeterli.

Evde büyüyen terörizm kapsamında ele aldığımız gençler, kendi ideolojileri ekseninde dijital medyada okuyup izledikleri şeylerle radikal hale geliyor ve belli bir müddet sonra da kendilerini terörist bir eylemin içinde buluveriyorlar. Çünkü yayınlar insanları militan olmaya özendirici unsurlar içeriyor. Böylesi kişilere yalnız kurt denilmesi, herhangi bir terör örgüt merkezi ile irtibatlı olmaması, onların spesifik olarak ‘şu eylemi, şurada, şu zaman yapın’ türünden bir emirle muhatap olmamaları dolayısıyladır. IŞİD özelinde konuşacak olursak, dini radikal fikirlerle endokrinize olmuş ve adeta bir robot gibi verilecek her türlü emri yerine getirecek kıvama gelmiş kişiler, dijital medya ağlarından yapılan yönlendirmelerle terörist eylemlere kendileri karar verip harekete geçiyorlar.

Nitekim 14 masum insanın ölümü ile neticelenen San Bernardino eylemi yalnız kurtların yaptığı bir eylem. Takip edebildiğim kadarıyla resmi makamların bu eylemi IŞİD merkezinden aldıkları bir emir ile yaptıklarına dair bir açıklama yapılmadı. IŞİD’in bu eylemi üstlenmesi, öldürülen teröristlerden birisinin çok önceleri terörist örgüt lehine sosyal medyada yazdıklarından kaynaklanıyor.

Söz konusu irtibat ortaya çıkartılınca IŞİD bununla itibar kazanmak için eylemi üstlendi.

Kendi kendine radikalleşme, yalnız kurt, evde büyüyen terörizm, IŞİD’in artık sadece Ortadoğu’nun, Suriye’nin, Irak’ın, Türkiye’nin, Ankara’nın, Şam’ın, Bağdat’ın değil bütün dünyanın problem olduğunu gösteriyor.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.