Ayşin Koca
Eski Yazıları
- Dünyadan haberdar olmak istemiyorum!
- Bilmek üstüne
- Gurbetten bir kaç kelam
- Lawê mın, em ê çı pîroz bıkın! (Evladım neyi kutlayacağız!)
- ‘Küçük Şey Yoktur’ İftarları
- Ayşin Koca - Joe Frazier’ı yenmek ya da Muhammed Ali olmak
- Ayşin Koca - Annelik Üstüne
- Ayşin Koca - Bir Laik Vardı Diyenler
- Ayşin Koca - Çocukluk Hikayelerimiz
- Ayşin Koca - Ümit Güzel Şey
- Daha eski yazılarını gör...
Ayşin Koca - Yaz kardeşim
Yaz kardeşim.. Hakikat yolunun çilesini, çekenler bilir..Sözün doğruluğu kadar dosdoğru muhatabını bulması pek mühim bir meseledir.. Niceleri değil yazmaya, düşünmeye ve konuşmaya korkarken.. Hakikat, bir bardak suyu içer gibi, bir çiçeği sever gibi, bir rüyayı görür gibi yazıya dökenlerin ve o yazıyla nasiplenenlerin iyi bildiği bir derttir.
Dağ meyvesi acı da olsa devadır der büyükler. Söylenecek sözü, gidecek yolu, varılacak bir gönlü olanlar acı da olsa meyveye talip.
Sözü sizin yerinize kapılara ulaştıracak bir gazete, derdi hakikat olanların biricik meselesi olagelmiştir. Gazete sadece bir haber kaynağı değil, haberin doğrusunu almak inanan insan için bir sünnet tavsiyesidir. İhtilaf ve fitne yalan haberden çıkar. Sana haber getirene göre gelen habere muamele etmekle vazifelidir mümin kişi.
Üstad Bediüzzaman, Volkan gazetesinde yazdığı dönem 31 Mart vakıası yaşanır. Ayaklanmaya sebep olduğu gerekçesiyle kapatılan gazetenin bütün çalışanları idamla yargılanır ve sadece Üstad beraat alır. Mahkemeden net bir duruşla çıkar ve arkasında gittikçe büyüyen bir kalabalıkla Sultanahmet’ten Sirkeci’ye iner. Ve hafızalarımıza kazınan cümlesi o günkü eziyetin bir mahsulüdür: ‘’Zalimler için yaşasın cehennem.’’
Hayatının yeni Said döneminde gazete okumayan ve haber takip etmeyen Üstad Hazretleri, son döneminde basınla yeniden meşguldür. Yalan haberleri tekzip önemli bir gündemdir. Üstad, dönemin iman davasında bir kaç isimden biri olan Necip Fazıl’ın çıkardığı Büyük Doğu’nun parasızlıktan basılamayacağını duyunca yorganını satıp, parasını Necip Fazıl’a gönderir. Dünya namına elinde olan bir kaç parça eşyadan biridir bu yorgan.
Üstadın ölümünün ardından talebeleri hakikatlerin neşrini sahiplenmeye devam ederler. Zübeyir abi, çok hasta olmasına karşın, Galata Köprüsünde günlerce İttihad gazetesini satmaya çalışır. Bir derdi vardır ve bu dert hastalık nazı çekmemektedir. Kendisine neden gazete satmaya çalıştığını soran arkadaşlarına, “Tek tek kapıları çalamasak da sözümüz bu gazete ile her eve girebilir.’’ diyerek karşılık verir. Lahana yaprağı kadar bile olsa iman davasının bir gazetesi olmalıdır.
Gazete, bir haber kaynağı olmaktan çok daha öte bir şeydir bu kutlu yolun yolcuları için..İşin doğrusunu öğrenmek, bilmeyene bildirmek birinci vazife. Ayağa çelme takanların, yalanla iftirayla tuzak kuranların heveslerini kursaklarında bırakmak ve en önemlisi yapılan güzellikleri göstermek, çirkinlikleri bertaraf etmek, fitnelere engel olmak bir diğer vazife..
Hocaefendi, bir küçük sızıntıyla başladı. Zaman’ın zamanı, takvimler 1986 yılının Kasım ayını gösterirken geliverdi. Daha yolun başında Hocaefendi, bir gün bir milyon sizin mesajınızı okuyacak diye ufukları gösterirken, piyasadaki bütün gazetelerin tirajlarının toplamı bir milyon değildi. Her abone kampanyasında yorumu yarına bırakılmış rüyalar, ayaklarda yürünmüş yolların mutlu sızısı.. Mesele rakamlar değildi hiç bir zaman. Girdiği her eve derdini, davasını da götürüyordu gazete. Söyleyecek sözü olan hakikat erinin, söyleyecek mecrasıydı.
Dün Zaman gazetesindeki kayyım rezaletiyle belki insanlar hakikatler sustu diye düşünecek. Ama bilen bilecek ki, hakikat her devir ve dönemde kendine bir ses bulmuştur mutlaka. Bunu da en iyi onu susturmaya çalışanlar bilir.
Sen yaz kardeşim, kalemin boynu bükük kalmasın..
1 Comment
Only registered users can comment.
selam Ayşin hanım.ergenekon davasıyla içeri dalga dalga alınan kişiler için henüz aksi ispat edilinceye kadar herkes masumdur karinesine rağmen,sanki hepsi de bu suçun ortağıymış gibi davrandı.içeride kanserle cebelleşen kişiler için bir ufak haberle geçiştirildi.onların çıkıp tedavi görmesi için önayak olmadı.gece nin 3ünde evine girilip 80 yaşındki adamı alırken,ayıp ya hu sabah çuvala mı girdi denilmedi.camide içki içtiler yalanını haber yapmasınız da neden susup onların yalanına ortak olundu.keser döner sap döner.o keser bir gün seni de keser.ben gazetenin siyasi erkin arka bahçesi gibi davranmasından çok rahatsızdım zaten.bir bela bin nasihate bedeldir düsturuyla,bu kötü sürecin bu topluluğa çeki düzen vermeniz için bir şans telakki ediyor,üzerinizdeki kara bulutların bir an önce dağılması dileğiyle esen kalın diyorum