Ayşin Koca
Eski Yazıları
- Dünyadan haberdar olmak istemiyorum!
- Bilmek üstüne
- Gurbetten bir kaç kelam
- Lawê mın, em ê çı pîroz bıkın! (Evladım neyi kutlayacağız!)
- ‘Küçük Şey Yoktur’ İftarları
- Ayşin Koca - Joe Frazier’ı yenmek ya da Muhammed Ali olmak
- Ayşin Koca - Annelik Üstüne
- Ayşin Koca - Bir Laik Vardı Diyenler
- Ayşin Koca - Çocukluk Hikayelerimiz
- Ayşin Koca - Ümit Güzel Şey
- Daha eski yazılarını gör...
Ayşin Koca - Bu bir Lâ Şerhidir
Lâ demeden ‘’illallah’’ diyemeyecek ve Allah’a varamayacaksak eğer…
Lâ demeli insan… Önüne çıkan her türlü çirkinliğe… Kimden geldiği mühim değil, nasıl olduğu önemli değil… İster akrabandan, ister kendi kabilenden olsun, çirkinlik çirkinliktir…
Lâ demeli insan… Haksızlığın bütün versiyonlarına… Bizzat yaşadığına içerlediği kadar, uzağında kalan haksızlığa da bir ses vermeli. İnsanlık burcuna hakkaniyetle varılıyor, bilmeli. Kendine dokunmadıkça ses etmeyen, hesap dönüp kendini bulduğunda feryat edenlerden değil… Her hakkın sanki bizzat sahibiymiş, hak yiyen onu incitiyormuş gibi…
Lâ demeli insan… Vahşetin, barbarlığın her çeşidine. ‘’AMA’’ sız, ‘’FAKAT’’sız… Vahşet üstüne kurulan bütün fikirler, yükseltilmiş bütün binalar, eylemler veya yöntemlerin bir bir üstüne yürünmeli… Hangi dinden, hangi mezhepten geldiği üstüne kafa bile yormadan, o yol benim yanlışlıkla bile geçebileceğim bir yol değil diyebilmeli…
Lâ demeli insan… Her türlü milliyetçiliğe, kabileseviciliğe, kendi durduğu noktayı kendisine üstüne gösterecek her türlü algıya… Başlar secdede ayaklarla birleşiyorsa, kıyamda omuzlar bir sıra diziliyorsa ve eninde sonunda insan, hangi soydan gelirse gelsin kara toprağın bağrına sıralanıyorsa…
Lâ demeli insan… Bilmemeye… Bilinçsizliğe… Olduğu kadar demeden, sanki Çin deki yitik malı gibi peşine düştüğü, elde etmeden gözüne uyku girmediği kıymette… Her türlü fenalığın altında cehalet var. Bilse yapmayacak, bilmeye açık olsa öyle davranmayacak, bilse belki utanacak, ah bir bilse nefsini insan, nasıl bir insan olacak…
Lâ demeli insan… Tembelliğin her türlü çeşidine… “İnsana çalıştığı vardır…’” Alnından terin, fikrinden sızın eksik olmayacak… Kimileri bedenlerini, kimileri kafalarını yoracak, önemli olan işlemenin, bir şey üretmenin, kazanma ve kaybetmenin yorgunluğuyla yastığa başını koyabilmeyi tercih etmek… Var olanı harcayan, oturduğu yerden boşluğa parmak sallayan ve her sıkıntıda başkalarını suçlayan olmak yerine…
Lâ demeli insan… Nezaketsizliğe, kıymet bilmezliğe, nankörlüğe, cehalete… Kendimizle aramıza çizgi çektiğimiz her türlü değer, fikir, tavır ve hal ile aslında bizi inşa edeceğiz.
Bugün Pakistan’da lunaparkta bomba patlatan, Ankara’da durakta otobüs bekleyenleri ansızın yakalayan, ya da Brüksel’de metroda evine yetişmeye çalışan insanları ölümün soğuk yüzüyle buluşturan yegane şey, benim LÂ dediğime evet diyen insanların işlediği fenalıklar olması.
Ben onlarla aramı kalın bir çizgiyle, mesafesi derin bir vadiyle, hiç kavuşmayacak iki denizle ayırıyorum. İman etmek, reddettiklerimin ciddiyeti, kabul ettiklerimin bilinciyle omuzlarımda…
Farkındayım…
Ve kötülük ne işlerse işlesin, çirkinlik ne ederse etsin, haksızlık ne kadar güç devşirirse devşirsin…
Ben yolumdan dönmüyorum…
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment