Arif Özutku
Eski Yazıları
- Hakikate ermek için bugünleri görmek gerekiyormuş
- Takke Düştü, Kipa Göründü
- Evrensel barış artık hayal değil
- Efendimiz’in, Dindar Nesilden Anladığı
- Gözümüz aydın, paralel Türk Okulları geliyormuş
- Mevlana Yürekli Öğretmenler
- Kayyımları Eğitim Kurumlarına Gönderenler Kendilerinden Ne Bekliyorlar?
- Obama’nın Türk Okulları’nda Gördüğü
- Evdeki Yangın, Mutfaktaki Girdap
- Fehmi Koru’ya Cevap
- Daha eski yazılarını gör...
Evlilikte Gelişigüzel Kredi Kartı Kullanımı İntihardan Farksız
İlaç fabrikalarının üretmiş oldukları ilaçları gelişigüzel piyasaya süremezler. İnsan hayatına direk tesir gücüne sahip bu donanımları ilgili bakanlık mutlaka test etmek durumundadır. Ancak test sürecini başarıyla geçen yani iddia edilen olumlu tesiri hasta üzerinde gösterebilen ve yan tesirleri riske edilebilecek düzeyde kalabilen ilaçlar eczane raflarında hak ettiği yeri alabilirler.
Yani ilacın hastanın ıstırabını dindirebilmesi geçer not alması için yeterli değildir, aynı zamanda kişi üzerinde istenilmeyen yeni gelişmelere de bir yere kadar kapalı olmak zorundadır. Hatta patent almış ilaçların ilerleyen zamanlarda o an tespit edilemeyen yeni yan tesirlerinin ortaya çıkması halinde sertifikaları iptal edilir ve ilaç eczanelerden toplatılır.
Kredi Kartı Ekstreleri Şaka Değil
İlaç oyuncak değildir. Direk bedenimize tesir eder. Dolayısıyla hassasiyetin bu derece yüksek tutulması, meselenin ilaç fabrikalarının insafına bırakılmaması yerinde bir davranıştır. Keşke aynı hassasiyeti hayatımıza direk tesir eden diğer hususlar için de devlet yetkililerimiz gösterebilseler.
Toplumumuzun tanışmış olduğu her yeniliği test sürecine tabi tutup ne getiriyor ne götürüyor görmeden kabul etmeseler. Bir şekilde kendisini kabul ettirmiş olan olguların zaman içerisinde ortaya çıkan yıkıcı etkilerini gördüklerinde de ilaç firmalarının zarar veren ilaçlarını toplattıkları gibi benzeri tedbirler alıp toplumumuzun o meseleyle alakalı sıkıntısını izale edebilseler.
İlaç fabrikalarının ürettiği ilaçları piyasaya sürmeye çalışmasıyla alakalı durum bankaların kredi kartlarını pazarlamaya çalışmasıyla alakalı durumla büyük benzerlik göstermektedir. İlaç fabrikaları hastanın ıstırabı var bu karışımla onu dindiriyorum derken bankalar harcama yapacak kaynağı yok ben de kaynak bulup ona yardımcı oluyorum derler. Nasıl fabrikanın bu sözüne hemen itibar edilip ilacın sadece o anki problemi çözmesine bakılmaz yan tesirlerine de bakılıp öyle değerlendirilirse aynı şekilde kredi kartlarının kullanımının şahsın o an için kaynak problemini çözüyor olmasına takılmayıp orta ve uzun vadede yaşatacağı yeni problemler hesaba katılmak zorundadır.
Danışanlarımızla yaptığımız görüşmelerde evlilikte stres oluşturan bir kısım ortak problem kaynaklarının olduğunu gözlemlemekteyiz. Öyle ki problemler genelde kültürümüzde belli meseleler üzerine kümelenmiş durumdadır. Bu stres kaynaklarından bir tanesi de tarafların bilinçsiz kredi kartı kullanımı ve buna bağlı ekstre ödeme dönemlerinin eşlerde oluşturduğu strestir.
Kredi kartı borçlarının ödenme aralığı ev içerisinde huzurun mumla arandığı günler olabilmektedir. Yüzünden düşen bin parça, kalbi huzurdan yoksun olan çiftlerin mutlu olamadıkları o dönemde eşlerini ve çocukları mutlu etmesi de mümkün değildir.
Ev Ekonomisi Evliliği Kurtarır
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yapmış olduğu çalışmalarda evlilik hayatında ekonomik bilincin önemini kavratma adına aile ekonomisini ayrı bir konu başlığı olarak çiftlere anlattırması yani ekonomik okur-yazarlığın eşlere kazandırılmasını sağlaması evliliğin sıhhati adına bütçe kontrolünün ne derece önem taşıdığını vurgulamaya yetmektedir. Bütçe kontrolü adına bütün çiftlere âcizane tavsiyemiz kredi kartı kullanımını tamamen sıfırlamak eğer mümkünse hiç kullanılmaması eğer değilse en alt seviyeye indirip kartlarını sadece mecbur kaldığı elektrik, su, telefon, okul masrafları gibi faturaların ödendiği bir vasıta haline getirmeleri. Yani kartlar sadece fatura ödeyen bir vesile olmalı harcama yapan değil.
Bir öğretmen arkadaşım anlatıyor. ‘Hanım akşam eve gelirken pirinç getir diye tembih etti. Markete pirinç almak için girdim hayli alışveriş yaptım belki on beş kalem mal aldım. Dışarı çıkınca pirinç almadığımın farkına vardım’ diyor. Arkadaşım bu sözleriyle içinde bulunduğumuz zamanın oluşturduğu tüketim bataklığını bize haber veriyor. Dolayısıyla insanların ağır bir tüketim rüzgârına tabi tutulduğu çağımızda yaşı ve kazancı ne olursa olsun insanların cebinde bu kadar çok limite sahip olan kartların olması yaşanacak olacak facianın habercisi olarak kabul edilebilir. Bugün milyonlarca işini, huzurunu, ahlaki değerlerini ve ailesini kaybetmiş kredi kartı mağduru bu sözümüzün ifade ettiği hakikatinin şahidi olarak karşımızda durmaktadır.
Akıllı Akıbetini Görebilene Denir
Hesap becerisine sahip olabilmek önemli bir meziyet olarak kabul edilir. Rakamları yorumlayabilmek toplumumuzda insanın akıllı olduğunun göstergesidir. Akıllı insanın tespiti adına bir o kadar önemlisi bence yarını ve ötesini kişinin şimdiden görebilmesidir. Yani ileri görüşlülüğüdür. Akıl akıbeti gördüğünde akıldır. Bu özelliğiyle akıl insanlara mahsus bir olgudur. Biraz sonra kesilecek olan koyunun şimdi iştahla ot yiyor olması akıldan yoksun olduğunun göstergesidir.
Başlarken Yunanistan’dan örnek verdik bitirirken de bizden verelim. En meşhur felsefecilerimizden ve siyaset bilimcilerimizden olan Farabi mutluluğu tanımlarken akılla olan ilişkisi üzerinde durmuş insanın bu dünyadaki amacının mutlu olmak olduğunu söyleyip sahip olunan en büyük erdemin de akıl olduğunu sözlerine eklemiştir. Bu mantıkla Farabi en büyük mutluluğa insanların ancak aklını kullanarak varabileceğini yüzyıllar önce yazdığı kitaplarıyla öğrencilerine okutmuş mutluluğun aklını kullanabilecek olanların hakkı olduğunu söylemiştir.
Tecrübeyle sabittir ki sahip olduğumuz en güzel nimetlerden bir tanesini olan aklımızı gene sahip olduğumuz en güzel olgulardan biri olan ailemizi muhafaza etme adına kullanmamız mutluluğa ulaşabileceğimiz en kestirme yollardan birine bizi ulaştıracaktır.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment