Arif Özutku
Eski Yazıları
- Hakikate ermek için bugünleri görmek gerekiyormuş
- Takke Düştü, Kipa Göründü
- Evrensel barış artık hayal değil
- Efendimiz’in, Dindar Nesilden Anladığı
- Gözümüz aydın, paralel Türk Okulları geliyormuş
- Mevlana Yürekli Öğretmenler
- Kayyımları Eğitim Kurumlarına Gönderenler Kendilerinden Ne Bekliyorlar?
- Obama’nın Türk Okulları’nda Gördüğü
- Evdeki Yangın, Mutfaktaki Girdap
- Fehmi Koru’ya Cevap
- Daha eski yazılarını gör...
İman Kardeşlerimiz ve İnsan Kardeşlerimiz
Türkiye’deki hayırseverlerin her yıl organize ettiği uluslararası kurban kesimi ve dağıtımı faaliyetleri İslam’ın aydınlık yüzünün bütün dünya tarafından görülebilmesi adına çok önemli bir fırsata dönüşmektedir. İslam hakkında yanlış kanaate sahip olan insanlar bu vesileyle dinimizin kuşatıcı iklimi ile tanışmaktadırlar. Bu bağlamda Hasan Hüseyin Aygün Bey, Nijerya’da yaşadığı ilginç bir hadiseyi şöyle anlatmaktadır:
Kurban kesimi ve dağıtımı için gittiğim bir köyde halkın bir kısmı dağıtılan etlerden alabilmek için sıraya girmişlerdi. Bir kısmı ise ne yapıyorlar, ne dağıtıyorlar bunlar dercesine sadece seyretmeyi tercih ediyorlardı. Köy muhtarına bunlar neden sıraya girmiyorlar, et yemiyorlar mı diye sordum. Hayır efendim yemezler mi hiç? Köyümüzün yarısı Hristiyan. Onlar Hristiyan olanlar. Köye yıllardır Avrupa menşeili yardım teşkilatları gelir ve insani yardım dağıtırlar. Dağıttıkları erzak ve giyeceği sadece Hristiyan olanlara verirler. Müslümanlara asla vermezler. Müslümanların yardım alabilmesi için Hristiyan olmaları şartını koşarlar. Bu köyde ilk kez Müslümanlar yardım dağıtıyor. Onlar da bugünde Müslümanlar bize vermezler diye sıraya girmiyorlar dedi.
Kendilerine dönüp sizler de sıraya girin dedim. Beklemekte olan Müslüman köylüler itiraz ettiler. Yıllardır Avrupalıların yardımlarından bize hiçbir şey vermediler, bugün hangi yüzle alacaklar dediler. Müslümanların itirazlarını gören Hristiyan halk sıraya girmekten imtina etti. Uzun uzun kendilerine dil döküp İslam dininde ayırımcılığın olmadığını, Müslüman olanları iman, olmayanları ise insan kardeşimiz olarak kabul ettiğimizi anlattım. Biz onların yaptığı yanlışı yapamayız. Peygamberimiz âlemlere rahmet olarak gönderilmiş, bütün insanlığı kuşatmış dedim. İkna oldular. Kestiğimiz kurbanları Müslüman-Hristiyan ayırt etmeden bütün köylüye eşit dağıttık.
Dağıtımdan sonra Müslüman bir köylü yanıma gelip bana “ Avrupalıların yardım dağıtırken bize yaptıkları ayırımcılık sineye çekilebilir. Müslümanı adam yerine koymuyor veya yardımı veren gönüllüler Hristiyan olandan başkasına verilmesini istemiyor diye düşünebilirsin. Ama çocuklara yaptıkları ayırımcılık affedilir gibi değil. Hristiyan çocuklara şeker, çikolata, oyuncak dağıtıyorlar. Bizim çocuklarımıza ise vermiyorlar. Çocuklarımız eve gelip saatlerce ağlıyor. Ben de istiyorum, neden bana vermiyorlar diye soruyor. Çocuklara meseleyi anlatmak ve susturmak mümkün olmuyor. Bugün sizin göstermiş olduğunuz büyüklüğe bakarak ümit ediyorum onlar da gerekli dersi almışlardır.’’ dedi
Müslüman köylünün hemen akabinde teşekkür etmek için gelen Hristiyan köylülerden bir tanesi ise “Aslında Müslüman komşularımın hakkı var. Yıllardır bu köyde yardım dağıtan Avrupalılar Hristiyan-Müslüman ayırımı yaptılar. Siz öyle davranmadınız. Ben buraya gelen Avrupalıların yardımları için Müslüman olanlara yardım vermeyin demiyordum. Ama ihtiyacım var sıraya girip alıyordum. Keşke onlar da ayırım yapmadan sizin gibi dağıtabilselerdi, ne güzel olurdu. Size ve sizin vasıtanızla yardımları bize ulaştıran gönüllülerinize yürekten teşekkür ediyorum.’’ dedi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment