ÇOCUK PSİKOLOJİSİ – Babalara hatırlatmalar

Anne ve baba olmak, heyecanın yanında beklendik veya beklenmedik bir çok önemli ve stresli değişikliği de yanında getirir. Anne ve çocuk ilişkisi psikoloji biliminde araştırılan, üzerinde çokça yazılıp çizilen ana konulardan biri olmuştur. Baba ve çocuk ilişkisi ise yakın zamana kadar hakettiği ilgiyi ve araştırmayı görememiştir. Belki de bu yüzdendir ki, çocuk gelişimi ve çocuk psikolojisiyle ilgili kitapları, yazıları çoğunlukla anneler okumakta ve babaya anlatmaya çalışmaktadır. Evet, anneler çocuk eğitiminde ana karakterdir fakat bu babaları görevlerinden muaf etmez. ‘Baba evin direğidir’ sözü burada gerçek manasını kazanmaktadır. Direği olmayan bir ev, baba desteği olmadan büyüyen bir çocuk ufak bir sıkıntıda yıkılmaya mahkumdur. Bu yüzden umarım ki, bu yazıyı annelerden çok babalar okur çünkü babanın çocuğun yaşamında ve ahlaki eğitimi üzerindeki etkisi göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Amerika’da 9-5 mesaisi ile çalışan Türk babaların sayısı, uzun saatler çalışan babalara oranla malesef az. Bu sebepten ötürü evli olduğu halde ‘single mom’ gibi çocuk yetiştirmek zorunda kalan annelerin sayısı malesef fazla. Dayı, amca, dede gibi erkek figürlerinden çoğunlukla uzak büyüyen gurbetçi çocukların bir de baba figüründen uzak kalmaları onların kimlik ve psikolojik gelişimini elbette olumsuz etkilemektedir. Bazı babalar yokluklarını çocuklarına aldıkları pahalı oyuncaklarla dolduracaklarını zannederlerken büyük bir yanılgı içerisine düşmektedirler. Bir çocuk eğer babasından güven, sevgi alamıyorsa ve karşısında sağlam, dürüst, adaletli bir baba yoksa önüne oyuncakları da yığsanız bir tarafı her zaman eksik kalacaktır.

 

Babalar, otoriteyi korumak için korkulacak bir figür olmaktan çıkarak, çocuklarıyla eğlenirken onların saygısını kazanan bir rol modeli olmalıdır. Oyunun çocuk gelişimindeki önemi artık bilinen bir şey ve araştırmalar göstermiştir ki, çocuğuyla oynayan babalar çocuğun ‘baba’ ihtiyacını tatmin ediyor. Ayrıca babalar bu oyunlara ne kadar aktif şekilde katılırlarsa çocuklar babalarıyla oynamaktan o kadar daha fazla zevk alıyorlar ve babalarına bağlanıyorlar. 

 

Babaların çocukların hayatındaki önemi kendini özel eğitim gerektiren çocukların gelişimi üzerinde de göstermektedir. 2011 yılında North Caroline Üniversitesi’ndeki araştırmacılar otizm tanısı almış çocukların babaları çocukları ile ne kadar çok iletişime geçerse, çocukların dil, sosyalleşme ve sembolik oyun gelişimlerine pozitif katkısı o kadar yüksek çıkmıştır.

 

2013 yılında İngiltere’de yapılan bir başka önemli araştırmaya göreyse eğer baba 3 aylık çocuğuyla uzak bir ilişki içerisindeyse ve onunla ilesitime girmiyorsa, çocuk 1 yaşına vardığında dışa vurum davranış problemleri, agresifliği artmaktadır. Yani, babalar çocuğum küçük anlamaz düşüncesine ne kadar kapılıp çocuklarına ilgi göstermezlerse çocukları o kadar agresiflesmektedir. Özellikle erkek çocuklarında bu davranışsal problemlerin artış oranı kız çocuklarına oranla daha sık gözlenmiştir. Özellikle erkek çocukları için babanın evdeki varlığı, evdeki duruşu, eşi ve çocuklarıyla ilestisimi çok önemlidir. Erkek çocuk babasını model alır,. Etrafındakilere saygı, sevgi, adaletle yanaşan bir babanın kendisi gibi bir evlâdı olur. Çocukların ‘adaletli ol oğlum’ sözünden daha çok, adaletli davranan bir babanın davranışını örnek aldığı, ‘söz’den çok ‘davranış’ın etkili olduğu unutulmamalıdır. Kız çocukları içinse baba ‘bir erkek nasıl olur’ anlayışının gelişmesi için rol modelidir. Bazı araştırmalar göstermiştir ki kız çocukları genellikle babalarına benzeyen kişilerle evlenmektedir. Mesela alkolden nefret eden birinin babası gibi alkolik biriyle evlenme oranı alkolik olmayan bir babanın kızına göre çok yüksektir.

 

Babasını kaybetmiş yetim çocuklara da etrafındaki akrabaları erkek figüre olarak sahip çıkmalıdırlar ve bu çocuklarla ilgilenmelidirler. Ama babasını kaybetmiş çocukların durumu, babası olduğu halde babasız yaşayan çocuklardan daha iyidir. Babasını kaybetmiş bir çocuk, ‘babam olsaydı’ hayaliyle annenin anlattığı güzellikleri birleştirerek iyi bir baba figürünü hayalinde canlandırıp onu örnek alabilirken, babası olduğu halde babasıyla en az haftada bir kez dışarı çıkıp eğlenemeyen, evde anneye mahkum edilmiş bir çocuk aynı durumda değildir. Babası olduğu halde iş-güç yüzünden babasının yüzünü göremeyen, ona hasret büyüyen bir çocuğun o çocukluk zamanın geri gelmeyeceğini, vaktini babasız geçirip giden çocuğun anılarında ‘babamla biz’ boşluğunun ömür boyu devam edeceğini ve zamanın çok çabuk geçtiğini hatırlatmak isterim. Babaların, baba adaylarının kendi babalarıyla olan ilişkilerini hatırlamalarını, hangi anılarını gülümseyerek sevgiyle,, hangi anılarını kabus şeklinde hatırladıklarına dikkat etmelerini istiyorum. Bireyselleşen dünyamızda çocuğunuzun sizin hissettiğinizden daha güçlü duygularla geçmişini, ‘babamla biz’ ilişkisini hatırlayacağını ve büyüdüğünde davranışlarını ona göre sekillendireceğini unutmamalısınız.

 

Peygamber efendimizin onca gördüğü zulüm karşısında bile torunları Hasan ve Hüseyinle olan ilişkisi, muhabbeti ve onlara karşı duyduğu sevgi tüm babalara örnek olmalıdır. Peygamber efendimiz sadece torunlarına karşı değil, yoldaki küçük çocuklara selam vererek onlara saygısını-sevgisini göstermiş, kuşu ölen bir çocuğa başsağlığı dileyerek onun duygularına değer verdiğini göstermiştir. ‘Küçük’ bedenlerdeki geleceğin ‘büyük’leri olacağını unutmamalıyız, iyi hayırlı bir evlat istiyorsanız, iyi-hayırlı bir baba olmalısınız.

 

Bu yazıda şefkat temsali olan annelere söylenecek tek şey ise babanın otoritesini ve saygınlığını davranışlarınız ile asla zedelememelisiniz ki, çocuğunuz babasına karşı sadece sevgi değil saygı da hissetsin. Günümüzdeki babalar otuz yıl önceye oranla çocuk bakımı ile daha fazla ilgilenmeye başladılar ve bu sevindirici bir gelişmedir.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.