Engin Sezen
Eski Yazıları
Maklube.org
Genç arkadaşlarım Chris Barnjas ve Jessica Reesor Rempel Kanadalı iki genç girişimci.
Waterloo Üniversitesi bünyesinde kar amacı gütmeyen bir vakıf açtılar. Vakıf iki yaşında ve gün be gün büyüyor. Bu iki genç tarafından kurulan mütevazı vakfın ismi: PIE. Pastors in Exile. Türkçesi şu: Sürgündeki Papazlar.
Vakfın amacı, dindar ama kiliseyle münasebetlerini kesmiş öncelikle gençlere, genelde de her yaştan Hristiyan’a ulaşabilmek. Kilise dışında, onların ihtiyaçlarına hitap eden bireysel bir dini servis sunarak, gençleri tekrar ‘community’ ile, toplumla, buluşturmak…
Chris şöyle açıklıyor misyonlarını:
“PIE’yi ikimiz baslattık. Hristiyan gençleri kiliselerde tutma, çeşitli sebeplerle ilişkileri kesilenleri tekrar kiliseye çekme bugün Hristiyan dindarların günümüzdeki en büyük sorunları. Biz de ‘Genç Hristiyanlar kiliseye gelmiyorsa, biz onların ayaklarına gidelim’ dedik”.
Chris ve Jessica kendilerini ‘kilise dışında faaliyet gösteren girişimci papazlar’ olarak tanımlıyor. Gençlere ulaşabilmek için kilisenin duvarları dışına çıkarmış. Gün boyu onlarca ziyaret yapıyorlar. Gençlerle okullarında, kafelerde, evlerinde, iş yerlerinde, barlarda buluşuyorlar. Gençleri dinliyorlar, onların gerek bireysel ve ailevi, gerekse maneviyatları, zihin sağlıkları ile ilgili sorunlarına birlikte çözümler üretmeye çabalıyorlar.
Chris, “Gençlerle düzenli İncil dersleri yapıyoruz. Bazen gruplar halinde, bazen de bireysel olarak… Birlikte dua ediyoruz, ibadet ediyoruz.
Websitemizde aktif bir blogumuz var. Bir yandan biz yazarken, bir yandan da gençlere yazdırıyoruz.”
Vakıf, gençlerin yanı sıra daha önce Kilise müdavimi olmasına rağmen, çeşitli sebeplerden dolayı ayağı Kilise’den kesilmiş orta yaş ve ilerisi Hristiyanlarla da ilgileniyor; onlara da ulaşıyor.
Vakfın çok büyük gayeleri, hedefleri yok.
“Derdimiz sadece unutulan, toplumda kendisine bir yer bulamayan gençlere ulaşmak” diyor Chris. Gençleri dinlemek, onları anlamak, eğer mümkün olursa da onları tekrar Kilise’yle irtibata geçirmek en büyük arzularından…
Mütavazı bir bütçesi var vakfın. Maddi işler, daha çok lokal yardımlara vabeste.
“Maddi konular bizim için sorun ama ilk andan itibaren bunu bilerek girdik bu işe. Amaç, insana, onun ruhi ve manevi ihtiyaclarına hizmet olunca maddiyat da çok sorun olmuyor” diyor Chris.
Daha önce “Hizmet’in Kayıp Çocukları” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. İlgi çeken bir yazı oldu.
Orada şunu söylemeye çalışmıştım:
Hizmet Hareketi içinde gayri memnunlar var. Sayıları azımsanamayacak kadar. Tamamen insani sebeplerle, makul gerekçelerle yollarını Hizmet’le ayıran bu kesim, genellikle de orta yaş ve üzeri. Yeniler onların halinden pek anlamıyor. Kendilerini dinleyen yok. Bu büyük bir zayiat ve israfat; evet dediklerim bundan ibaretti.
Hizmet’in Kayıp Çocukları yazısından sonra onlarca email aldım. Küskünlük, ayrı kalmışlık hikayelerini cesaretle benimle paylaşanlar oldu. Bu hikayeleri fasılalarla yayımlamayı düşünüyorum nicedir.
Yine de çok geç değil.
Aynı dili konuşabilecek, bir bardak çay ile çok derin ve anlamlı sohbetlere koyulabileceğiniz yüzlerce, binlerce insan var çevrede.
Yeter ki zaman ayırıp dinlemeye, ön yargısız, ajandasız dinlemeye hazır olun.
İsim de önerebilirim: Waterloolu dostlarım Chris and Jessica kurumlarına PIE adını vermişler. PIE İngilizce kek, pasta demek aynı zamanda.
Hizmet de böyle bir kurumun adını neden Maklube koymasın?
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment