[YORUM] ABD’den Suriye’ye müdahale sinyali

[YORUM] ABD’den Suriye’ye müdahale sinyali

Suriye’de Esed rejiminin kimyasal katliamının ardından dünyanın gözünün çevrildiği Washington’dan ilk kez ciddi askeri müdahale sinyalleri geliyor.


Şu ana dek krize ‘aman bulaşmayalım’ tavrı sergileyen Washington, BM Güvenlik Konseyi kanalı Rusya vetosuyla tıkandığından, kendi askeri seçeneklerini değerlendiriyor. Zira uluslararası hukuk ve insan hakları bu denli bariz ve pervasızca çiğnenirken, Şam rejimini cezalandırma kabiliyetine sahip yegane güç olan ABD’nin ahlaki sorumluluktan kaçma şansı artık kalmadı.


Birkaç gündür toplantı üzerine toplantı yapan Başkan Obama ve Beyaz Saray yetkilileri, askeri eylem ile eylemsizliğin bedellerini karşılaştırıyor. Duyguları eyleme geçmek isterken, mantıkları frene basıyor. Kafaları karışık. Tam bir görüş birliği de yok. CNN’e konuşan Obama durumun ‘vahim’ olduğunu söylemekle birlikte, savaşın üzerine atlamayacağı sinyalini de vermişti. ‘Uluslararası meşruiyet’ ve ‘uzun vadeli çıkar’ gibi temkin kavramlarını ön plana çıkarmıştı. Ancak Amerikan düşünüşü, giderek en kötü tercihin eylemsizlik olacağı yönünde evriliyor gibi. Zira Obama kimyasal saldırı ‘denklemimi’ değiştirir lafına böylesine büyük bir meydan okumayı da sineye çekerse, ABD’nin ‘kırmızı çizgi’lerinin düşmanları üzerinde caydırıcılığı azalır.


Esed’i devirmek ve uçuşa yasaklı bölge gibi yüksek riskli ve maliyetli projelere girmeye niyeti yok Obama yönetiminin. En muhtemel senaryolardan biri, uzaktan füzelerle rejim hedeflerinin vurulması. Böylelikle asgari askeri risk alarak Esed’e, suç ortaklarına ve tüm dünyaya bir mesaj verilecek. Operasyonel yükün büyük kısmını yüklenmekle birlikte, ABD Suriye’ye muhtemel bir saldırıyı tek başına gerçekleştirmeyecektir. Gönüllüler koalisyonuna Fransa, İngiltere ve Katar gibi ülkelerin girme ihtimalleri çok yüksek. Obama’nın Beyaz Saray’da Suriye konusunda geniş katılımlı Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının yapıldığı Cumartesi günü İngiltere Başbakanı Cameron’u araması bu anlamda kaydadeğer.  


Obama yönetiminin resmi açıklamalarında Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı teyit edilmiyor. Amerikan istihbaratının konuyu araştırdığı ifade ediliyor. Ancak Washington’da kimsenin bu işi Esed rejiminin yaptığından şüphesi yok. Obama yönetimi saldırının mahiyetini ortaya çıkarma sürecinde Birleşmiş Milletler’in yetkili birimlerinin önüne geçmek istemiyor. Zira kimyasal silah tespitinin BM tarafından yapılması, ABD’nin öncülüğünde gerçekleştirilecek muhtemel bir askeri operasyonun hukuki meşruiyetini pekiştirecektir.


TÜRKİYE’YE İHTİYAÇ VAR MI?


ABD’nin Suriye’ye muhtemel bir operasyonda Türkiye’den beklentileri ne olabilir? Ortada Irak Savaşı gibi hayati bir bağımlılık yok. Uçak gemilerinden füze saldırılarında Türkiye’nin operasyonel katkısına çok ihtiyaç olmaz. Belki İncirlik Üssü’nü kullanmak isteyebilirler. Ankara da bölgedeki savaşlarda kendini fazla ortaya atmaya heves etmiyor zaten. Uluslararası meşruiyet noktasında ise ince eleyip sık dokuyan bir çizgiye sahip. Kısacası Türkiye operasyonel açıdan gönüllüler koalisyonu için olmazsa olmaz unsur değil. Ancak bölgesel meşruiyet noktasında Ankara’ya siyasi açıdan ihtiyaç daha fazla duyulabilir.


Bu arada Erdoğan hükümeti ile Obama yönetimi arasındaki İsrail gerginliğinin Suriye’de koordinasyonu pekiştirmenin gerekeceği bir döneme denk gelmesi talihsizlik. Özellikle Mısır darbesi sonrasında İsrail’in doğrudan, ABD’nin dolaylı şekilde suçlanması son dönemde Beyaz Saray’ı Ankara’dan oldukça soğuttu. Buna karşılık Başbakan Erdoğan’ın ‘darbenin arkasında İsrail var’ iddiasına Obama yönetiminden sert tepki gelmesi, Ankara’yı rahatsız etti. Erdoğan, son zamanlarda Amerikan medyasında da büyük imaj erozyonuna uğramış bulunuyor. Bütün bunlar Beyaz Saray’ın Ankara’yla temaslarında ayaklarının biraz geri geri gitmesine sebebiyet veriyor. Washington, Türkiye’nin ABD ve İsrail ile didişerek bölgede fazla söz sahibi olamayacağını anlamasını istiyor.


DOSTLAR OPERASYONDA GÖRSÜN


Başkan Obama, Afganistan ve Irak’ta savaşı bitiren, yeni savaş açmayan bir barış başkanı olarak tarihe geçmek istiyordu. Ancak Ortadoğu onu da bir askeri ihtilafın içine çekiyor. Yapılacak mevzi bir askeri müdahale, Suriye’deki kanayan yaraya pansumandan öte gidemeyecektir. (Ama tabii ki hiç yoktan iyidir) Obama yönetimi, ilerleyen safhalarda ‘Madem kolları sıvadınız, bu işi yarım bırakmayın’ baskısı altında kalmaktan, bölgedeki şiddet girdabına kolunu sokup gövdesini kaptırmaktan korkuyor. Amerikan Kongresi, Suriye’ye kısıtlı bir operasyona destek verecek gibi. Ancak uzun soluklu ve riskli askeri angajman senaryolarında homurdanmalar artacaktır. Amerikan halkı desen, onların zaten İslam coğrafyasından sıdkı sıyrılmış durumda. Dolayısıyla ABD, Esed rejimine dostlar operasyonda görsün kabilinden bir vur-kaç yapabilecektir, o kadar.


Türkiye, uzun süredir Esed’i ABD’ye tokatlattırmaya çalışıyor ama muvaffak olamıyordu. Kimyasal kırmızı çizginin aşılması nedeniyle o tokat ihtimalinin belirmesi Ankara’yı memnun eder. Suriye’de istediği sonuçlara tek başına ulaşamayacağını anlayan Ankara, ali çıkarları adına Washington ile ilişkisinde hassas ve dikkatli olmalı. Mesela İsrail’e kafa tutarak ABD’nin nasırına basmamalı.


Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.