Iraklı Ezidilerin çileli yolculuğu

Iraklı Ezidilerin çileli yolculuğu

IŞİD örgütünün 3 Ağustos’ta Musul’a bağlı Sincar’ı ele geçirmesi üzerine dağlara sığınan Ezidilerin çileli yolculuğu sürüyor. Peşmergenin açtığı güvenlik koridorunda birkaç günlük yürüyüş sonrası Suriye’ye kaçabilenler Dicle nehrindeki  Rabia Köprüsü’nden geçerek Kuzey Irak’a giriyor. Toz-toprak içinde kalmış korku dolu gözleriyle dikkat çeken çocuklar, yorgun anne babalarının elinden tutarak sınırı geçiyor. Sincar dağında sıkışıp kalan Ezidilere ise insanî yardım helikopterlerle ulaştırılıyor. Kürt yönetimi, Ezidilerin barınma ve gıda ihtiyacını karşılamakta güçlük çekiyor.

Şu ana kadar 45 bin kişi güvenlik koridoru sayesinde kurtarıldı. Birleşmiş Milletler bunun üzerine IŞİD tehdidi sebebiyle oluşan insanî kriz dolayısıyla acil durum ilan etti. BM, Irak için alarm düzeyini, en yüksek alarm seviyesi olan ‘‘3. derece acil durum’a çıkararak,  bölgeye insani yardımlar için ek para, gıda ve malzeme gönderileceğini duyurdu.

Kadın ve çocukların günlerdir susuz ve aç olduğu bildirilirken Rabia Köprüsü’nden geçenlerin yürümekte zorlandıkları dikkatleri çekiyor. Yorgunluktan bitap düşmüş bir kadın, kalan gücüyle, “On gündür yoldayız, bitsin bu çilemiz.” diye haykırıyor. Dohuk’a gelen Ezidilerden 28 yaşındaki Sameh, 10 gündür yolda olduklarını anlatıyor. Çatışmalar başlayınca ailesi ile birlikte Şengal dağına doğru kaçmışlar. 7 kişilik ailesinde 75 yaşındaki babası da var. Bazı yerlerde sırtında taşıdığı babasının ayakları yürümekten ve sıcaktan şişmiş. Sameh, peşmergelere de sitem ediyor: “Peşmerge, IŞİD’in geldiğini haber alınca bizden önce kaçtı. Silahlarımız olmadığı için fazla mücadele edemedik. Çareyi kaçmakta bulduk. Kaçmasaydık ölürdük. Kaçamayanlar öldü.” diyor.

Kocasını arkada bırakmak zorunda kalan Herin ise IŞİD katliamının saldırıların 3 Ağustos’ta saat 02.00’de başlayıp sabaha kadar devam ettiğini söylüyor. Kocası Hıdır  silahını alıp Kasımşeso ve Kasımsümeyr’de IŞİD’e karşı mücadele eden gruba katılmış. İki kızını ve eşini de arabaya bindirip Şengal Dağı’na doğru kaçmalarını istemiş. Sınırdan kızlarıyla birlikte geçen Herin “Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Eşimden bir haber yok. Suriye’ye kaçamasaydık susuzluktan ve açlıktan ölmüş olurduk. Hâlâ kurtarılmayı bekleyen yaşlı, kadın ve çocuklar var.”  diye konuşuyor.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.