ABD’de yetişen çocuklarda uyuşturucu problemi (I)

Bu yazı serisinde, Amerika’da yaşayan Türk ailelerin karşılaştıkları bazı problemlerin resmini çizmeye çalışacağım. Gerçek olaylardan esinlenerek ele alacağımız ilk konu uyuşturucu ya da İngilizce tabiri ile ‘Drugs’. Önemine binanen arka arkaya üç yazıda bu konuyu açmayı ve neticede çözumler hakkında fikirler vermeyi düşünüyorum.
Aile, yıllar süren vize sıkıntılarını aşmıştır artık ve neticede iyi bir iş de bulunmuştur. Türkiye’deki arkadaşlarından ve akrabalarından daha yüksek ve kaliteli bir  hayat standardı yakalanmış, düzen kurulmuştur. Bu arada çocukları olmuş, yumurcaklar çabuk büyümüş ve devlet okuluna başlamıştır. İlkokul ve orta okulda başarılı da olmuştur afacanlar. Parlak bir gelecek için önlerinde sadece iyi bir lise ve üniversite eğitimi kalmıştır. Parak bir gelecek icin onlerinde sadece lise ve üniversite egitimi kalmıştır. Kısacası mutlu bir aile tablosu vardır karşımızda.

Fakat bu güzel tablo, eve resmi sarı bir zarfın  gelecegi güne kadar devam eder. Çocuğun okulundan gelen mektupta, ailenin içine bulunduğu pembe tabloyu karartan bir haber vardır malesef. Okul yönetimi çocuklarının uyuşturucu bulundurmak ve kullanmaktan dolayı okuldan atılacağınız resmi olarak bildirmiştir kendilerine. Aileye iki seçenek verilmiştir. Ya çocuklarını gönüllü olarak okuldan alacaklar – ki böylece uyuşturucu hadisesi kayırlara girmesin – ya da okul, durumu resmi makamlara bildirip çocuğu zorla okuldan atacak.   

Aile şokta… ‘Nasıl olur da biricik evladım, ümidim bu belaya bulaşır?’ Çocukla konuşunca, olayın vehameti daha net bir şekilde ortaya çıkar. Şu an lise öğrencisi olan çocuk yaklaşık iki senedir uyuşturucu ilaç kullanmaktadır. Anne ve baba nasıl olup da bügüne kadar durumu fark edemediklerini düşünür kara kara.

Öncelikle bu noktada söylecek ilk söz “Amerika’ya hoşgeldiniz”.

Amerika Birleşik Devletleri’nde devlet liselerinde uyuşturucu kullanma oranı yüzde 30’lar civarında. Bu da demek oluyor ki devlet okullarında orta okul ve lise eğitimi alan çocuğunuz mutlaka uyuşturucu kullanan ögrencilerle aynı sınıfı paylaşacak. Muhtemelen, uyuşturucu kullanma konusunda kendisine sınıf arkadaşları tarafından teklif ve teşvik de yapılacak. Okullarda uyuşturucu kullanımı Amerikan sosyal hayatının bir parçası. Öncelikle bunu bir realite olarak kabul etmek lazım. Evet, Amerikan toplumunun bir diğer yüzü ile karşılaşmış bulunuyoruz.

Türkiye’den gelip ABD’ye yerleşen birinci nesil Türk ailelerin uyuşturucu konusunda maalesef yeterince bilgisi yok. Alkollü içecekler, sigara ve domuz eti konusunda aile içinde gerekli savunma ve uyarı mekanizmaları mevcut. Çocuklar evde ve aile ortamında büyürken, Türk kültürün bir parçası olarak kötü alışkanlık konusunda çok tabii bir şekilde gerekli bilinçlendirme yapılıyor. Fakat, uyuşturucu konusunda ailenin çocuğa verebileceği hiç bir ön bilgi olmadığından uyuşturucu tehlikesi gündeme gelmiyor. Anne ve babanın Türkiye’de büyüdükleri, yetiştikleri yıllarda çevrelerinde gördükleri kötü alışkanlıklar genelde, alkol ve sigara ile sınırlı kalmış. Amerika’ya gelince bu listeye bir de domuz eti katılmış ve kendi çocuklarını buna göre yetiştirmişler ve yetiştirmekteler. Ebeveynler kendi gençliklerinde uyuşturucu problemi ile hiç karşılaşmadıkları için buraya geldiklerinde bu konuya kendilerini çok uzak görebilmekte. Böylece aileler ‘ABD de uyuşturucu problemi var… Amma bizden çok uzak’ yanılgısına düşüyor.

Uyuşturucuyu tehlikeli yapan faktörlerden biri de sigara ve alkole nisbeten dışarıdan çok daha zor fark edilebilmesi. Çocuk, iki yil uyuşturcu kullanıyor fakat ailesi bunu anlayamıyor. Sigara çok görsel; Kullanım süresi uzun – bir sigarayı içmek yaklaşık 10 dakika sürer – kokusu ve dumanı var. Alkollü içecekler ise bıraktığı koku ve kullanım esnasında şişe ve bardak gibi dışarıdan rahatlıkla görülebilecek şeylere ihtiyaç duyulması neticesinde sigara gibi görsel bir durum arz ediyor. Aile, biraz da bu yüzden çocuklarının sigara yahut alkol kullanması durumunda bunu rahatlıkla anlayabiliyor. Fakat uyuşturucunun dumanı ve uzaktan duyulan kokusu yok. Küçük haplar veya toz şeklinde olduğu için saklanması, gizlenmesi çok kolay. Ayrıca çok kısa sürede ağızdan ya da burundan alınabiliyor. Dolayısıyla dışarıdan takip edilmesi, fark edilmesi çok zor. Buna ek olarak, aile zaten görse bile bu maddenin uyuşturucu oldugunu ilk etapta ayırt edebilecek durumda değil.

Peki, melek gibi saf, temiz ve masum çocuklarımız neden uyuşturucuya bulaşır? Nasıl olur da biricik yavrumuz kendi dünya ve ahiret hayatını mehveder, ailesinin dünyasını zindana çevirir?

Bu sorulara cevap vermeden önce, çocuğa aile tarafindan verilen terbiyede  uyuşturucu konusunun ihmal edildiğini yeniden hatırlamamız gerekiyor. Normalde aynı çocuk, kendisine teklif edilen alkol, sigara ve domuz etine karsi rahatlıkla tavır alabiliyor.  Bunlar hakkında çocuğa uyarı ve savunma mekanizmaları küçüklüğünden beri ailesi tarafından zaten kazandırılmıştır. Bu maddelerin zararlı olduğu konusunda çocuğun bir şüphesi yok fakat yavrularımızın kültür birikiminde ‘uyuşturucu’ kısmı boş. Çocukta bu konuda savunma ve kendini koruma adına her hangi bir değer oluşmamış. Yani, çocuğun bilinçaltındaki ‘kötü, zararlı maddeler’ listesinde uyuşturucu yok. Bu durumda çocuk, okul ya da mahalle arkadaşları tarafından uyuşturucu ile tanıştırılınca ilk anda net bir tavır sergileyemiyor. Böyle bir teklife maruz kalan çocuğun aklına ‘Aslında çok da zararlı bir şey gibi görünmüyor. Sigara değil, alkol değil. Neden olmasın?’ , ‘Bir defadan bir şey olmaz zaten’ ya da “Sınıfta, arkadaş grubumda herkes kullanıyor. Ne olacak ki?’ sorularının gelmesi muhtemel. Bir de bunların üzerine, özenti ve kendini içinde bulunduğu arkadaş grubuna kabul ettirmek gibi yaşa bağlı etkenler de işin içine girince, uyuşturucuya ilk adım atılmış oluyor.

Ailenin önüne bir anda iki büyük problem çıkmış oluyor bu durumda. Birincisi, büyük çocuğun  şu anki durumu ve geleceği. İkincisi de diğer çocukları aynı çukura düşmekten korumak.

Bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Dr. Cemil Genç
Eğitimci

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.