ABDULSAMET ALAN – Gecelerin sultanı Kadir

Gecelerin sultanı Kadir

Kur’an-ı Mecid’in Levhi Mahfuz’dan dünya semasına toptan indirilmiş olduğu, cahiliye döneminde ilk vahyin geldiği, kupkuru arza semanın bir kere daha tebessüm ettiği gecedir Kadir gecesi. Cebrail (as)’ın ara ara göz kırptığı dostuna tam manasıyla vuslat anıdır aynı zamanda. Alak süresinin “oku” diye başlayan ilk beş ayetiyle.

Kur’an, hem Kadir  hemde Duhan suresinde bu gecenin kutsiyetinden bahseder. Kadir suresinde; Kur’an’ın indirildiği, bu gecenin bin aydan daha hayırlı bir ay olduğu, meleklerin yeryüzünü doldurduğu ve yeryüzünde esenliğin her tarafı sardığı anlatılır. Duyan süresinde ise önce yemin edilir kitaba. Sonra Allah’ın (cc) üzerine yemin edeceği kadar kıymetli olan o kitabın, mübarek bir gecede indirildiği anlatılır. Bu gecenin bereketine vurgu yapılır. Bereket azın çoğa yetmesi ve hakim olmasıdır. Ümmettede esas berekettir yoksa çokluk değildir haddizatında. Ayrıca o gecede bütün hikmetli işlerin yazılıp, belirlendiği anlatılır hem.

Üç manası vardır Kadr’in. Hüküm demektir ilkin. Rabbin takdir ettiği hükümlerin açığa çıkmasıdır. Bir yıl boyunca yaşanacak her halin, Allah (cc) tarafından şehadete sunulmasıdır. Takdir manası vardır hem. Rahmeti sonsuz Rabb’imiz, ramazanlaşan, bir nevi oruç olan kullarını takdir eder ve şan şöhret, rahmet lütfeder onlara. Bin aydan daha hayırlı bir an kılar bu geceyi. Kuran’ı onun bağrında yeşertir aynı zamanda. Hem sıkıştırma, tazyik manalarına da gelir “Kadr”. Yeryüzüne inen meleklere dar gelir arz ve sıkış sıkış olurlar adeta. Meleklerin olduğu yerde şeytanlar kaçacak delik arar, huzur, esenlik, rahmet ve mağfiret doldurur her yeri.

Kadir gecesi Ümmet-i Muhammed’in bir arzusuydu, lütfetti yaradan. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) sahabeye, ara ara hüsnü misal olsun diye geçmiş peygamberlerin ve velilerin hayatından misaller anlatırdı. Bir keresinde, Beni İsrail’den dört kuldan bahsetti ki, onlar Allah’u Teâlâ’ya, göz aralığı kadar dahi günah işlemeden seksen sene ibadet etmişlerdir. Bunlar, Eyyub, Zekeriyye, Hazkıl ve Yuşa b. Nun (as) idiler. Şaşakalmiştı ashab-ı kiram, hayret etmişlerdi. Seksen sene, hiç günah işlemeden ve devamlı ibadet ederek geçirilen bir ömür. Hayretler içerisinde dinliyorlardı, günahı da nefsi de şeytanı da bilen sadık dostlar. Onların bu taaccüplerinin arasında  Cebrail (as), Resulullah’ın yanına teşrif etti ve şöyle buyurdular: “Ya Muhammed! Sen ve ashabın bu olaya taaccûp ettiniz. İşte Allah celle celaluhu bundan daha hayırlısını sana gönderdi” dedi ve Kadir Sûresi’ni sonuna kadar okudu. “Bu sûre-i celilede beyan edilen fazilet, o ibadetlerden daha hayırlıdır” dedi. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem), ashabı memnun ve mesrur oldular.

Evet böyle bir takdiri müslümanlığı mikro planda temsil eden Sahabe-i kiram kendileri için istedikleri gibi makro planda da bütün inananlar için istemişlerdir. Ve Rabbi rahimimizde lûtfetmiştir hepimize.

Aslında bilinmelidir ki mazhar olunur takdire. Kadir, takdirin arkasında gizli bir ikramdır. Umumidir, lakin amme oluşu takdiri yakalayanlar içindir. Ne yaparsak Rabb’in  takdirine layık oluruz acaba. Aslında bütün mesele bu zannımca. Rabb’in takdirine layık olma.

Onun büyüklük ve azametini idraktir, takdir ilk başta. O’nun güç ve kuvvetini anlayabilme, kâinattaki hâkimiyetini kavrayabilme, sonsuz takdirât ve tecelliyatını idrak edebilmedir. Onun büyüklüğünü anlama, kendi küçüklüğümüzün farkında olmadan geçer. Allah’ın (cc) kudret ve celalini takdir, bizim acz ve fakrımızı idrakimiz ve kabulümüze bağlıdır. Ve sonra, o büyüklük karşısında boynu bükük ve tasmalı, azad kabul etmez kul olmak lazım gelir. Kulluk ise, emir ve nehiyler karşısında ki hassasiyetle doğru orantılıdır. İşte bu ufkun yakalandığı andır Kadir. Ondandır ki İmam-ı Azam hazretleri Kadir gecesini, senenin her gecesinde aramak gerektiğini söyler. Zira kimin ne zaman bu takdiri yakalayacağı belli olmaz.

Allah’ın (cc) takdirinin en önemli vesilelerinden bir diğeri de O’nun (cc) yüce adını yükseltmek için cehd ve gayret göstermektir. İl’ay-ı Kelimetullahtır, emri bil ma’ruf nehyi anil münkerdir bunun adı. “Siz benim dinime yardım edin ki, bende size yardım edeyim, ayaklarınızı istikamette sabit kılayım” fermanı bize bunu haykırmıyor mu?

Kadir gecesinde Kuran’ın indirilmiş olması da ayrı bir hususiyet olsa gerekir. Kur’an takdire sebep saiklerin başında gelir haddi zatında. Zatı ile takdire layıktır hem de. Allah’ın kelamı, sapasağlam ipidir O. Hakkıyla takdir edenler O’nu takdire layık olurlar. O’nu yüceltir kendisine tutanları. Hakk’a layık hale getirir.

Bir de rahmeti kesen, takdiri kıran sebepler vardır ki onlardan da kaçmak lazımdır, yılandan çıyandan kaçar gibi. Karanlıktan gündüze, zulümden adalete, çölden vahaya koşarcasına, uzaklaşmak lazımdır o virüslerden de. Onların başında tefrika gelir. Buhari’de geçen bir hadisi şerifte Ubade b. Sabit şöyle bir  rivayette bulunur: “Resulullah (sav) bize Kadir Gecesi’ni haber vermek üzere çıkmıştı. Müslümanlardan iki kişi birbirine girdi. Resulullah (sav) bunun üzerine buyurdu ki: “Ben size Kadir Gecesi’ni haber vermek için çıkmıştım. Falanca ve falanca birbirine girdi. Ben de ayırdım. Ondan sonra da Kadir gecesi bana unutturuldu, belki bu sizin için daha hayırlıdır. Mü’minlerin kendi aralarında da münakaşa etmeleri vahyin kesilmesine sebep olur, demek ki hayırlısı buymuş.” Ayet-i kerimede de Allah’ın (cc) inayetinin birlik ve beraberlikte olduğu ifade edilmiyor mu?

Takdiri kıran diğer bir vesilede kibir ve gururdur. İzzet ve azamet O’na (cc) aittir. Kulların hakkı zillettir. Tevazu yakışır kula. Kibirliyi alçaltır Âzim. Belki başka marazlarda vardır takdiri kıran, lakin vicdanlarda duymak lazımdır onları ve uzak durmak gerektir onlardan.

Ramazan-ı Şerif’in rahmet ve bereketiyle, Oruç ve sair ibadetlerin manevi atmosferinde inşaallah takdire layık hale gelmiştir inanalar. Böylelikle gecemiz Kadir olur inşaallah.  Melekler bu gece yeryüzüne inerek bizim için tevbe ve istiğfar ederler.

Bizler de kendimiz için tevbe ve istiğfar etmeli, günahsız ağızlarla bütün alemi İslam’a ve insanlığa dua etmeliyiz, yalvarıp yakarışla bu geceyi ihyaya çalışmalıyız.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.