Hugh Grant: Oyunculuğa büyük bir aşk duymuyorum

İngiltere’nin en sevilen aktörlerinden Hugh Grant, yönetmenliğini Marc Lawrance’ın üstlendiği, başrollerini ABD’li oyuncu Marisa Tomei ile paylaştıkları The Rewrite adlı film ve Hollywood’daki “özel yaşamı” hakkında açıklamalarda bulundu.

The Rewrite filminde Grant, üniversitede hocalık yapmak üzere New York’un küçük bir kasabasına yerleşen, başarısız bir senaristi oynuyor.

Ünlü aktör ayrıca 2011’den beri, basın organlarınca istismar edilen medyatik kişilerin haklarını savunan kampanya, Hacked Off’un en faal üyelerinden biri.

Filmi hakkında açıklamalarda bulunan oyuncu, yapım şirketi Lionsgate ile çalışmaktan ötürü çok mutlu olduğunu ve canlandırdığı Keith karakterini çok benimsediğini belirtti. “Keith, Hollywood’un bir parçası olmaya çalışıyor ama sonuç hep hüsran oluyor” şeklinde karakterini anlatmaya koyulan oyuncu, çektiği filmlerin promosyonlarını yapmaktan hiçbir zaman zevk almadığını da sözlerine ekliyor.

“Bazı oyuncular, filmleri ya da reklam anlaşmaları hakkında ropörtaj vermekten çok hoşlanıyor, sanki bu onların DNA’larında var. Bense, tam aksini düşünüyorum” diyen Grant oyunculuğun onun için ne ifade ettiği sorusunaysa “Bilmiyorum, hiçbir zaman oyunculuk benim en büyük aşkım’ gibi laflar etmedim, yaşamda başka zevklerin de en az oyunculuk kadar önemli olduğuna inanıyorum” şeklinde yanıt verdi.

Basından ötürü sık sık başı ağrıyan bir oyuncu olarak neler hissettiği sorusuna da Grant, “Artık her şey çok tuhaf, örneğin 1994’te basınla bir sıkıntı yaşadığınızda, basın sözcünüz hemen bir açıklama yapardı, şimdi ise onların yerini, Twitter’da 140 karakterle siz yapıyorsunuz” cevabını verdi.

Ünlü oyuncu, Twitter’ı sıkıcı bulduğunu daha doğrusu 140 karakterin sonunu getirene kadar sıkıntıdan patladığını da sözlerine ekledi