Dünyanın ilk ‘karanlık’ müzesi maddi sıkıntılarla savaşıyor

Dünyanın ilk ‘karanlık’ müzesi maddi sıkıntılarla savaşıyor

Bugün dünyanın birçok yerinde ziyaretçilere görme engellilerle empati kurma imkanı sunan ‘karanlık müze’ konseptinin ilk başladığı şehir Frankfurt. 1988 yılında Anderas Heinecke tarafından kurulan müze, bugünlerde maddi sıkıntılarla savaşıyor. Devlet desteği azaltılan müzenin iki bölümü, tasarruf gerekçesiyle kapatılmak üzere.


Dünyanın birçok ülkesinde ziyaretçilere görme engellilerle empati kurma imkanı sunan Karanlıkta Diyalog Müzesi, karanlık müze konseptinin ilk başladığı şehir olan Frankfurt’ta maddi sıkıntılarla savaşıyor.


Müze Müdürü Matthias Schaefer, son yıllarda devlet tarafından sağlanan desteğin iyice azalması nedeniyle müzenin ‘Karanlığın Tadı’ ve ‘İletişim Salonu’ bölümlerini kapatmak zorunda kalacağı için son derece üzgün.


Müze, yüzde 70’i engelli olan toplam 35 sözleşmeli çalışanıyla sosyal sorumluluğun teorikten pratiğe döküldüğü örnek bir işletme modeline sahip. Engelli oldukları için çetin iş piyasasında kendilerine yer bulamayan insanlara iş verdiklerini anlatan Schaefer’in en büyük derdi müzenin maddi sıkıntıları.


Önyargılarla savaşan, göz nimetinin kıymetini göz önüne seren ve onlarca engelliye bir hayat sunan bu sıra dışı müze, şimdi hayatta kalabilmek için destek bekliyor.


1988 yılında Anderas Heinecke tarafından hayata geçirilen ve 30 ülkede 7 milyondan fazla insan tarafından ziyaret edilen ‘Karanlıkta Diyalog’ konsepti, ilk başladığı şehir olan Frankfurt’ta sekiz yılda 600 bine yakın ziyaretçi ağırlamış.


Almanya’da bir milyonu aşkın görme engelli insandan sadece bir avucu tarafından idare edilen bu müze, sadece göz nimetinin kıymetini bilmeyi değil, görme yetilerini kaybetmiş insanları da çok daha iyi anlamayı sağlıyor.


Müzenin en önemli bölümü, hiç şüphesiz ‘Karanlıkta Diyalog’. Ziyaretçiler burada küçük gruplar halinde günlük hayattan farklı ortamların canlandırıldığı yaklaşık bir saatlik bir yolculuğa çıkıyor.


Fakat parktaki ağaçlar ve kuş seslerinden, şehirdeki kaldırım ve trafik gürültüsüne kadar son derece gerçekçi bu yolculuğu bambaşka bir deneyime dönüştüren, ortamın tamamıyla karanlık olması.


Bir anda neye uğradığını şaşıran ve yolunu bulmaya çalışan gruplara Türkçe dahil birçok farklı dili konuşabilen toplam 13 görme engelli genç rehberlik ediyor.


Görenlerle görmeyenlerin rol değiştirdiği bu yolculuğun sonunda ise ziyaretçiler yine karanlık bir kafede görme engelli rehberleriyle diyalog kurma imkanı elde ediyorlar.


Müze Müdürü Matthias Schaefer, dış görünüş kaynaklı bütün önyargıların yok olduğu bu diyaloğun, müzenin kalbi olduğunu belirtiyor.


Müzeyi ziyaret edenlerin yüzde 80 gibi büyük bir çoğunluğu arkadaş tavsiyesi sonucu buraya geliyor.


Karanlıkta kurulan diyaloğun hayatlarında âmâ insanlara karşı bakış açılarını değiştirdiğini söyleyenlerin yüzde 58 oranında olması, müzenin verdiği hizmetin belki de en önemli göstergesi.


Öyle ki yıllar sonra bile birçok ziyaretçi kendilerini gezdiren görme engeli rehberlerinin adını hatırlayabiliyor.

 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.