“Hollywood’ta çeşitlilik hala istenilen seviyede değil”

“Hollywood’ta çeşitlilik hala istenilen seviyede değil”

Hollywood Çeşitlilik Son Raporu’nun yazarlarından Michael Tran’a göre eğlence sektörünün ülke geneline daha iyi yansıtılması için daha çok çaba gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti.

UCLA’da sosyolog olarak çalışan ve eğlence sektörüne ilişkin verileri toplayıp trendleri takip eden Tran, eğlence sektörünün ülke genelini daha iyi yansıtması için son dönemde gösterilen çabalara rağmen, daha yapılması gereken çok iş olduğunu söylüyor.

Tran, “Hollywood’un çeşitlilikle ilgili bazı zahmetli mitlerinin yıkılması da dahil olmak üzere birçok alanda tarihi ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, ilerleme biraz karışık (istenilenden biraz uzak) olmuştur” diyor.

Son 11 yılda beyazperde oyuncularının çeşitliliğinin arttığını belirtiyor. Örneğin Afrikalı Amerikalılar, oyuncular arasında oransal olarak çok daha fazla temsil ediliyor. Yine de diğer gruplar – özellikle Latinler ve Asya toplulukları – sürekli olarak yetersiz temsil ediliyor. Tran, “Bu durum özellikle Latinler topluluğu için korkunç çünkü onlar sürekli olarak medyanın en büyük tüketicileri” diyor.

Oyuncu kadroları giderek çeşitlenirken, perde arkasında, karar alma süreçlerinde daha az çeşitlilik söz konusu.

“2022’de rakamlara baktığımızda… kadın yönetmenlerin daha fazla fırsat elde ettiğini, ancak beyaz erkek yönetmenlere göre çok daha düşük bütçeler aldığını gördük” diyor. Kadın yönetmenler özellikle kadın izleyicilere yönelik daha küçük bütçeli komedilere yönlendirilirken, beyaz olmayan erkek yönetmenlere Black Panther gibi daha büyük prestijli projeler veriliyor.
Latin kökenli oyuncular ve yönetmenler için çok fırsat yok

Tran, geçtiğimiz hafta film ve televizyonda temsilin durumuna ilişkin bir Ethnic Media Service’i tarafından düzenlenen medya brifinginde yönetmenler, yapımcılar ve medya yapımcılarından oluşan bir panelle birlikte konuştu.

Venezüella asıllı Amerikalı ödüllü film yapımcısı, oyuncu ve yönetmen ve Avenida Productions’ın CEO’su Franny Grande’ye göre, “Latinler ABD nüfusunun neredeyse %20’sini oluşturuyor, ancak televizyonda başrollerin yalnızca %2,3’ünü alabiliyoruz. Bunların da yarısı olumsuz stereotiplerden oluşuyor.”

Grande de Tran’ı destekleyerek Latinlerin “her dört sinema biletinden birini satın aldığına” dikkat çekti. En çok yayın tüketen biziz. Geçen yılın en çok izlenen 10 dizisi kısmen Latin toplumu sayesinde oldu. Yine de bu sektöre katılma fırsatı bulamıyoruz.”

Kamera arkasında Latinler için daha da az fırsat olduğunu belirten Grande, Amerika Yönetmenler Birliği (DGA) üyelerinin sadece %1,5’inin Latin olduğunu açıkladı.

Grande oyunculuğa yaklaşık 25 yıl önce, Latin kökenli oyuncular için tek fırsatın klişeleşmiş göçmen rolleri olduğu dönemde başlamış. Göçmen olmakta yanlış bir şey yok ama Latinler sürekli öteki olarak gösteriliyor, diyor.

Grande yedi yıl önce Avenir Productions’ı kurdu. “Yaptığımız şey hikaye anlatıcılarını güçlendirmek. Oyuncuları, yazarları, yönetmenleri güçlendiriyoruz ve geleneksel olmayan tüm yöntemleri kullanıyoruz.”

Grande, şirketinin yıllar boyunca yüzlerce yaratıcı proje için milyonlarca dolar toplanmasına yardımcı olduğunu söyledi.

“Los Angeles’ta bir stüdyo alanımız var ve şimdi bir yayın platformu başlatacağız çünkü bir boşluk var, piyasada büyük bir boşluk var.”

Çözümün, beyaz olmayan toplulukların sahip olduğu ve sektörde oynadıkları finansal rol göz önüne alındığında masada bir koltuk talep etmek için kullanabilecekleri bir şey inşa etmek olduğunu söylüyor.
Evde yetiştirilen hikayeler yaratmak

Takashi Cheng, Amerika’nın tek İngilizce dilinde yayın yapan AAPI Eğlence Ağı ChimeTV’nin yönetici direktörüdür. Chime, Medya Eğlencesinde Tarih Yaratmak anlamına geliyor.

Cheng, “Eğlence sektöründe ilgi çekmek ve ilerleme kaydetmek için çok uzun zamandır

Cheng, “Eğlence endüstrisinde daha fazla yer alabilmek için çok uzun zamandır mücadele ediyoruz,” diyor. Asyalı yapımcıların ve hikayelerinin profilini yükselten Çılgın Zengin Asyalılar gibi filmlerin başarısına rağmen, çok az ilerleme olduğunu ve bunun da yavaş gerçekleştiğini söylüyor.

“Bu nedenle, son birkaç yıldır, 20 yılda bir tek bir Çılgın Zengin Asyalı ya da Joy Luck Club, tek bir uzun metrajlı film yerine, kapıdan içeri adımımızı daha fazla atmamızın nasıl mümkün olabileceğine baktık.”

Cheng’in ekibi, yaratıcıları ve yetenekleri bünyesine katabilmek için beyaz olmayanların eşit fırsatlara sahip olduğu bir platform oluşturmalıydı. Bu programlar için dağıtım sistemi şu anda ChimeTV şeklinde mevcut. Cheng bir sonraki aşamada, özellikle İngilizce olmak üzere daha fazla içerik yaratmak için daha geniş bir yapımcı havuzuyla çalışacaklarını söylüyor.

Cheng, “Toplumumuzdan gelen kültürel hikayeleri insanların anlayabileceği İngilizce dilinde sunabilmek çok önemli” diyor.
Anlatıyı geri almak

Afro-Latina oyuncu ve yönetmen Adargiza De Los Santos da Cheng ile aynı fikirde. Aslen Dominik Cumhuriyeti’nden olan ve şu anda Los Angeles’ta yaşayan Santos, “hikayelerimizin bizim için burada yaşayan bizler tarafından anlatılmasının zorunlu olduğunu” söylüyor.

Cheng sözlerine şöyle devam ediyor: “Çok uzun zamandır anlatı başka bir şeydi. Anlatı bize verildi. Anlatıyı geri almak zorundayız.”

De Los Santos, Küçük Deniz Kızı gibi karakterlerin ırksal veya etnik kimliklerini değiştirmenin yeterli olmadığını vurguladı. “Bizi sadece satacağını düşündüğünüz bir hikaye kitabının içine tıkıştırmak yerine, insanlarımızın hakkını verecek yeni ve orijinal hikayeler sunabilecek bir yaratıcı topluluğuna gerçek bir yatırım yapmaya ne dersiniz?”

Büyük stüdyolar bu yıl Küçük Deniz Kızı’nı onuncu kez yeniden çekeceklerini ve Japonya’dan birini Küçük Deniz Kızı olarak göstereceklerini söylüyorlar.

“Bu beni mutlu etmiyor. Denendi ve yapıldı ve Japon Amerikalıların buradaki yolculuğunun hikayesini vurgulamıyor. Bana toplama kampından gelen bir Japon prensesin hikayesini ve ailesinin nasıl parçalandığını ve her bir kuruşunun nasıl alındığını gösterseniz çok daha mutlu olurdum.

Japon Amerikalı bir küçük denizkızı görmektense böyle orijinal bir hikayeden ilham almayı tercih ederim. Görmek istediğim hikaye bu değil. Dünyaya Japon Amerikalıların başına neler geldiğini anlatan yeni ve özgün bir hikaye görmek istiyorum.”