Çikolata

Geçen hafta yazdığımız “Siyah-beyaz gülüşler” köşesine göstermiş olduğunuz ilgiye sonsuz teşekkürler. Konunun ehemmiyetine binaen bu yazımda da sizden gelen mesajları derledim.

İlk mesaj Avrupa’dan. Beni epey güldürdü. Üstelik başlığımın da sebebi oldu: “16 yaşlarındayım, eve bir zenci arkadaşla geldik, yeğenim bir yaşındaydı, arkadaşımı görür görmez korkudan koşup arkama saklandı, ben de ona ‘Korkma arkadaşım üzerine çikolata sürmüş o yuzden böyle!’ dedim, bizim yeğen fırladığı gibi kızın elini alıp yalamıştı. Aynı arkadaş bizde geç vakte kadar kalmıştı, uzakta oturuyordu, karanlıkta tek başına eve gitmek için hazırlanıyordu, annemi tuttu bir telaş: ‘Ya başına birşey gelirse, geçeceğin mahalleler tekin değil!’ Erkek kardeşimin onu evine bırakması için ısrarlar oldu, arkadaşımın cevabı ise: ‘Merak etme teyze, zaten bende karayım, gülüp dişimi göstermedikçe kimse beni görmez!’ ” Didem/Belçika

Amerika’dan bir öğretmen ‘siyah-beyaz ayrımcılığı’ konusundaki hassasiyetini anlatıyor: “Ben yıllar önce Kindergarten’da öğretmenlik yaparken ayrımcılık konusunda çok çaba harcadım çünkü müslüman okulda çocukların sanki doğal birşeymiş gibi Afrikalı çocukları ayırt etmeleri içimi acıtırdı. ‘ONE WORLD, ONE UMMAH’ adı altında kocaman bir family tree (duvardan duvara) yapar aslında ‘all about me’ denilen aktiviteye yeni bir boyut vermeye çalışırdım. Hatta bir sene sırf bu yüzden ‘anti-bias curriculum’ dersi alıp öğrendiğim herşeyi uygulanmıştım, hem de sadece bir kızımın durumunu değiştirmek için çünkü bir türlü Somalili olan arkadaşının elini tutmuyordu oyun içinde bile olsa! Çok çabaladım değiştiremedim, sonradan öğrendim ki, Indian-Pakistan kültüründe açık renk olmak bir üstünlükmüş.” Aybike/USA

Siyahların kökeni ile ilgili ilginç tarihi bir tespit yine Amerika’dan: “Kara Kıta’nın tarihçesini biraz da bilinmeyen yanı ile Somali’li bir mahkum anlattı bana. Somali ve Etiyopya komşu iki ülke, İbrahim (AS) oğlu İshak (AS) bu iki ülkeden 2 kadın ile evleniyor ve her birisinden 4’er erkek evlatları oluyor. Bugünki Somali ve Etiyopyalıların kabilelerinin çoğunun kökeni bu 8 oğula dayanıyormuş. Çok güzel kemik yapısı olan, dişleri ve gülüşleri bembeyaz gecenin karanlığında parladığından onlara Falashes (flashing) deniliyormuş. Bunlar özel bir ırk ve çoğu Yahudi. Zaten en son İsrail son yıllarda göçmen sayısını arttırabilmek için Kara Kita’daki bu unutulmuş soylara da göçmen veriyor. Zira diğer ülkeden alabileceği göçleri alıp nüfusunu arttırabileceği kadar arttırdı: Ortalıkta göçmen kalmadı. Zenci Yahudi olduğunu ve Etiyopya’da dünyanın en eski Sinagog ve kiliseleri olduğunu History kanalından öğrenmiştim. Hatta oradaki Yahudi ve Hıristiyanların aynen namaza benzer şekillerde ibadet ettiklerini de. Bir de Malcom-X filmi siyah-beyaz ayrımı konusunda yeniden izlemeğe değer.” Özlem/USA

Çocukların siyasi yorumları da renkler üzerinden: “Biz Amerika’da yaşarken benim oğlum da zencileri görünce ‘kahverengi çocuk’ diyordu hatta ilk Obama adaylığını koyduğunda Emir Kindergarten’a gidiyordu ve ‘Anne ben John Mc Cain’in yenmesini istiyorum’ demişti, nedeni ise onun da bizim gibi ‘beyaz’ olmasıymış. Demek ki, çocuklarda genel olarak böyle bir yaklaşım var.” Arzu/Türkiye

İman ışığının kalpten yüze yansıması üzerine anlamlı bir mesaj: “Ben umreye gitmeden önce zencilerin yüzünde nur olabileceğini hiç düşünmemiştim. Öyle yüzü parlayan, öyle içinin beyazlığı yüzüne vuran müslüman zenciler vardı ki, kutsal topraklarda, onları ben hep filmlerde görürdüm ve aklıma gelmezdi imandan ibadetten yüzlerinin ışıl ışıl parlayabileceği. İşte beyaz da olsa siyah da olsa iman öyle bir ışık veriyor ki insane, yüzündeki o nura bakmaya doyamıyorsun. Bunu umredeyken farkettim ve şimdi görüyorum ki, hakikaten gülmek zencilere çok yakışıyor. Bazen bazı şeylerin güzelliğini zıtlıklar içinde farkederiz. Rabbim herkesi bir ayrı özenmiş yaratırken, bambaşka güzellikler vermiş. En önemlisi de, ne olursak olalım iman ve ibadetin ortak ışığı beyazı siyahı dinlemiyor, ışıl ışıl parlıyor…” Hande/Türkiye

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.