Bunun adı mı özgürlük?

Bildiğiniz gibi haftalar önce Washington’da eşcinsel evliliği yasallaştı. Bugünkü New York Times’in haberine göre, Maine de bu kervana katıldı. Otuzbeş yıldır birlikte olan çiftler “ölmeden bunu gördük ya!” diye çok mutlu oldular. Ne düşünceğimi bilemedim! Bildiğim tek şey vardı: O da insanın kendini bütünleyebilmesi için farklı bir cinse ihtiyacı olduğu. Çünkü fıtratı öyleydi. Aynı cinsten erkek-erkek ya da kadın-kadın çift olamazdı. Mantıken mümkün değildi bu. Şu durumda parçalar yine üst üste konacak karşı taraf boş kalacaktı. Kendini hayat boyu bütünleyemeyen insan “ben böyle mutluyum bu benim özgürlüğüm” diyecekti. Ancak, aslolan bedeninin kanıksadığı ama ruhun isyan ettiği gerçeğiydi.

San Francisco’daki bir  eşcinsel sinegogunda ayine katılmıştım iki yıl önce. Farklı grupları misafir eden bu sinegogun davetine sırf meraktan ben de gitmiştim ve ilk orada görmüştüm üç tane tuvalet kapısını! Kadın resmi, erkek resmi ve “no gender” yazısını. Aklıma daha önce hiç gelmemişti farklı şekilde kategorize edilmek istemeyen eşcinsellerin, kadın, erkek tuvaletine girmekten rahatsız oldukları.

Ayine sıra geldiğinde sesi güzel olan bir kadın Tevratı sandıktan çıkarttı ve İbranice birşeyler söyledi. Biz de elimizdeki kitaptan onların duasını okuduk ve İngilizce tercümesinden anladım ki, “Tanrı bütün eşcinselleri korusun!” diyordu bir yerde. Aslında Yahudilerin bir kısmı da eşcinsellerin pagan geleneği olduğunu ve depremlerin bu yüzden meydana geldiğini, toprağın bu çirkinliğe artık dayanamadığına inanıyorlar. Ayinden sonra yemeğe geçildi; öğretmen olduğunu öğrendiğim bir lezbiyen ile yanyana oturduk. Karı-koca modelinin kadın-kadın modeliydi bu gördüğüm. Birşey var ama ne olduğunu bilemediğim, “kimse kral çıplak” demeye cesaret edemiyor m yoksa kralın çıplak olmasına artık alıştık mı?

Bir arkadaş sohbetinde eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi üzerine konuşurken aklıma şöyle bir soru takıldı: Bir çocuğun yetimhanede sevgisiz, yalnız ve ilgisiz büyümesi mi iyi yoksa iki baba ya da iki anne modeliyle yetişmesi mi? Hangisi daha mantıklı ve toplum yararına olur acaba?

Psikologlar bu durumun ruhi açıdan çocuklara miras kalabileceğini onların da ileride eşcinsel olmayı seçebileceğini söylüyor. Çünkü aile rol modeldir ve bu çok ciddi bir tehlikedir.

Medyanın ve içinde yaşanılan “çok sesli kültürün” de eşcinsellik tercihinde büyük etkisi var. Televizyon reklamlarında ya da sinema sektöründe direk olmasa bile dolaylı yoldan birçok mesaj veriliyor ve bu durum gençlerde merak uyandırıyor. Televizyon programlarında iki adam ve yanında evlatlık çocuklarıyla birlikte “mutlu aile tablosu” şeklinde ilginç hikayeler gösteriliyor. Sunucunun alkışları ile birlikte bütün salon ayağa kalkıyor, adamlar ve çocukları “bakın siz karşı çıkıyorsunuz ama biz sizin ‘normal evlilik’ olarak tabir ettiğiniz ailelerin çoğundan belki daha da mutluyuz, biz birbirimizi seviyoruz!” diyorlar vücut dilleriyle. “Sevgi” anahtar kelime herkesin arkasına sığındığı, ya da tehlike anında bir “özür” gibi etrafa sunduğu çünkü sevmek kalbin dili, aklın değil ve aynı güçle masumiyeti taşıyor üzerinde, bizim de yelkenler suya iniyor tabi böylece.

 Lezbiyen çiftlerle yapılmış röportajları okuduğumda hayretler içinde kaldım, bakın rollerine nasıl bir çözüm bulmuşlar; çocuklar birimize “mom” diğerine “mommy” diyecek, halimizden utanmadan onlara güzel bir açıklama yapacağız. Çocukların “kız kıza sevgili olur mu?” sorusuna “evet tabiki olur, bakın bize” diyeceğiz, çocuklar “baba-kız dans partisine gidecek kimse yok,” dediğinde de onlarla amca ya da dayılarını göndereceğiz.

 Eşcinsel erkeklerde koca-koca modeli var, kadın rolü yok, düğün evlilik olarak değerlendirilmiyor “taahüt seromonisi” diyorlar buna. Birlikte bir ömür için söz verme anlamına geliyor.

 Amerika’nın özgürlükler ülkesi olması çok güzel, fakat bu özgürlüklerin toplum düzeninde ciddi tehditler oluşturması içler acısı. Herkes dilediği ile yaşamakta özgürdür elbet fakat kişinin dilediği şey toplumun aleyhinde ise ve bu bir çığ gibi büyürse, sosyolojik açıdan “aile” kurumunu tehdit ettiğinde birşeyler yanlış gidiyor demektir.

 Amerikan toplumuna yönelik yaptığım araştırmalarda gördüğüm kadarıyla, anne ya da babasına “ben eşcinselim” açıklamasını yapan çocukların aldığı tepkiler genelde gayet olumlu. Medyada ebeveynler açısından gösterilen “benim çocuğum yeter ki mutlu olsun, gay olmuş olmamış önemli değil” bakışı gençlerin fazlasıyla özgür olduğu anlamına geliyor (!) Bense bu aşamada M. İslamoğlu’nun “eğer bir sınır yoksa hiç sınır yoktur” sözünü hatırlıyorum.

Sanki bir insan ruh gözünü bağlamış, iç dünyasındaki misafir odasında bütün kristalleri, yani kıymetli melekelerini kırıp geçiriyor, her yer kan revan.

 Bunun adı mı özgürlük?

Kaynakça:
 Michelle Bates Deakin, “Gay Marriage, Real Life: Ten Stories of Love and Family”, Skinner House Books, Jan. 2006.
Allene S. Phy-Olsen, “Same-Sex Marriage (Historical Guides to Controversial Issues in America)”, Greenwood Publishing, Aug. 2006.
Gretchen A. Stiers , “From This Day Forward: Commitment, Marriage, and Family in Lesbian and Gay Relationships”, Palgrave Macmillan, Jun. 2000.
Suzanne M. Johnson, “For Lesbian Parents: Your Guide to Helping Your Family Grow Up Happy, Healthy, and Proud”, The Guilford Press, Mar. 2001.

Write a comment

11 Comments

  1. Psikolog Hüseyin KAÇIN December 31, 19:00

    “Eşcinsellik; özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve (anne-baba) ihmallerin bir sonucu gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere tedavi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren ve ahlaki olmayan bir tutumdur.”

  2. Özgür January 4, 13:51

    Sizler başörtüsüyle okullara alınmadığınızda nasıl oturup ağlamıştınız,? Ne o? Senin özgürlüğün gasp edildiği zaman kötü ama sen kendinde başkalarının özgürlüğünü gasp etme hakkını görüyorsun? Bu nasıl bir ikiyüzlülük?

    Başörtüsüyle doğmuyorsun ama eşcinsel olmak senin elinde değil..

  3. Yildiz January 4, 20:59

    Ozgur Bey’in solyedigine katiliyorum ama bir farkla. Her insan farkli ozelliklerle dunyaya geliyor. Bu ozellikler farkli egilimler ve zaaflar seklinde kendini gosteriyor. Escinsellikde bunlardan biri. Ama boyle bir eglimin olmasi demek, bunun fiile donusturulmesi anlamina gelmiyor. Mesela kumar oynamak, kadin zaafi, sarhos olmak gibi herkesin turlu turlu meyilleri olabilir. Benim anladigim Islam’in meseleye bakis acisi; Allah’in istedigi sekilde davranmak. Kumar oynamak benim fitratimda var diyip kumar oynayamazsiniz ya da sarhos olmak ya da uyusturucu icip unutmak istiyorum. Bu benim yaratilisimda var diyip bu dogrultuda davranamazsiniz. Insanin zevk ve hevesatini esas alan sistemlere gore mi yoksa Allah’in zaaflariyla yaratmis oldugu ve bunlari bir imtihan unusuru olarak verdigi kurallara gore mi yasayacaksiniz , iste tam bu noktada insanin kendi tercihi devreye giriyor.

  4. Özgür January 7, 17:02

    Yıldız, olaya güzel yaklaşıyorsun ama bir noktada hata yapıyorsun. Eşcinsel olmak insanın içinde kaçamak bir dürtü değil. Kadın zaafı gibi veya kumar gibi vs. EŞCİNSEL olmak insanın tüm bir özelliğidir.. Sadece hemcinslerinden hoşlanması, onlara aşık olması, onları sevmesi değil aynı zamanda film zevkinden, spor zevkine, giyim zevkine her şeyini etkileyen bir yaratılıştır.

    Unutma ki insanın en temel ihtiyaçların biri de yemek ve içmek gibi sevmek ve sevilmektir… Bir insan çifti olmadan sevmeden, sevilmeden yaşayamaz. Bu yazıyı yazan kişi de bilgisizliği gereği insanları kaportadan ibaret görüyor ki “erkek kadına ihtiyaç duyar, kadın erkeğe ihtiyaç duyar” zihniyeti içinde. Oysa insanın dış görünüşü değil içi önemli, hisleri önemli. Bir erkek, hisleri itibariyle eşcinselse, o zaman fıtratı gereği bir başka erkekten hoşlanacak, sevgiyi ve aşkı onda arıyacaktır… O şahsı tutup bir kadınla beraber olmaya zorlamak hem işe yaramaz, hem ona acı çektirir.

    Ayrıca dinen de bunda bir sakınca yok. Dini yanlış, yobazca ve bağnazca yorumlayanlar var. Lut Kavmi olayında bir “tecavüz” söz konusu ve “siz kadınları bırakıp erkeklere mi gidiyorsunuz?” diye sorarken Allah, kadınlardan hoşlanıp da henüz çocuk yaşta tüyü çıkmamış erkek çocuklara giden erkeklerden bahsediyor.

    7 yaşında eşcinsel olduğunu anlamış bir çocuğa neden Allah sen kadınları bırakıp erkeklere gidiyorsun desin? O bilmiyor mu o çocuğun eşcinsel olduğunu?

    Ama gel de bu katı zihniyete anlat. Üstelik söylemek istediğim de bu: Sen kendin için özgürlük istiyorsun ama başkalarının özgürlüğünü küçümsüyorsun. Bir sürü eşcinsel insan öldürülüyor, dövülüyor, aileleri tarafından sokağa atılıyor. 13-14 yaşında çocuklar okullarında her gün aşağlanıp dalga geçiliyor. Türkiye’de mesela kız gibi davrnıyor diye her gün okulunda şiddet gören bir sürü çocuk var. Arkadaşları rahatça kızlarla dolaşırken, rahatça cinsel ve duygusal hayatlarını yaşarken hislerini saklayan, hapis hayatı yaşayan insanlar eşcinseller. 15 yaşında bir çocuk için ne zor bir durum acaba tümn arkadaşların rahatça kızlarla çıkıp hayatını yaşarken kendi hislerini saklamaya çalışmak, onun acısını çekmek, 2. sınıf vatandaş muamelesi görmek? Bir de sürekli hakaret dinlemek, aşağılanmak ve dalga geçilmek? Sen bu hislerinle savaşırken kendi ailenden eşcinsel düşmanı sözler duymak.. Sen elinden olmayan bir şey yüzünden bu barbar toplumda acı çekerken insanların senin yaşadıklarından habersiz senden nefret etmesi veya haklarına karşı çıkması. Sevdiğin hastalandığı zaman onu görme iznin olmaması, özel hayatın ortaya çıkınca işten atılmak.. Ve daha bir sürü şey

    Eşcinsellerin çektiğinin yanında başörtülülerin çektiği nedir ki? Ama umurlarında bile değil işte… Adolf Hitler zihniyeti bu. Roboski’de 13 yaşında ölen çocuklar için “bana ne” diyen ırkçı zihniyet ve 13 yaşında kendisini öldüren eşcinsel çocuklara “bana ne” diyen zihniyet aynı.. Yazarın dikkatine.

  5. Abdurrahman January 7, 22:06

    Özgür, gördüğüm kadarıyla Din ile aranızdaki bağ sadece uzaktan selamlaşmaktan ibaret o yüzden bazı şeyleri dikkatli yazmak gerek. Eşcinsellik normal birşey değil.Sen hiç birbiriyle aynı 2 kutbun birbirini çektiğini gördün mü,Fizik kanunlarına aykırı olan birşey şu fani dünyada nasıl normal karşılanabilir. (istisnalar hariç). Kansere bile çözüm bulunmuş,Her şeyin var bir çözümü,Erkek erkeğe,Kadın Kadına aşık olamaz.! Olursada evinde olsun,Kimseye söylemesin,Mümkünse kendi içlerinde yaşasın,Varsa hastalık boyutu gitsin tedavi olsun,Ben eşcinselim diye Bağırıp,gurur duymanın bir manası yok.!

  6. Özgür January 7, 22:16

    Yani Yıldız kısacası senin demene göre eşcinsel bir insan ömrü boyunca kimseyi sevmemeli, kimseye aşık olmamalı, kimseye aşık olduğunu söylememeli, kimseyle beraber olmamalı, kimseyle sevgili olmamalı ve ömrü boyunca sevmeden, sevilmeden, karanlık bir evde tek başına yaşamalı ki bu da insanlık dışı bir zulümdür… Aynı zamanda insan fıtratına da aykırıdır. İnsanlar yapıları gereği bir çifte ihtiyaç duyarlar ve ihtiyaç duydukları çifti belirleyen de “biyolojij cinsiyetleri” değil hisleridir. Bir eşcinsel erkeği bir kadınla evlendirmek hem o erkeğe hem de kadına zarardır. Eşcinsel bir insan karşı cinsten birini sevemez, aşık olamaz, hoşlanamaz ve ilişkiye giremez… Hoşlanmadığın biriyle ömür boyu yaşayabilir misin? Bir gün bile yaşayamazsın.

    Bunu o insanlara reva görenler en zalim niyetli kişilerden farksızdır. Haşa Allah da kimseye zulmetmez.

    Olay dini yorumlamakla alakalı. Ve aklını açmakla

  7. Özgü January 8, 18:00

    Abdurahman, sen insanları mıktanıs sanıyorsun herhalde?

    Zıt kutuplar birbirini çeker filan.. Üzerinde Negatif yazan bir kutup aslında pozitifse negatifi çeker. Sen insanları kaparto sanıyorsun aslında ama kendi dediğinle kendi kendini inkar ediyorsun.

    Bir erkeğin içinde kadın ruhu varsa ne olacak? Senin dediğin gibi karşı kutpu çekecek işte. Sen insanların biyolojik cinsiyetine bakıp da tamam bu karşı cinsten hoşlanmalı dersen güneşe kadar 70 kere gidip gelen DNA’lara sandalye muamelesi yapmış olursun.

    İnsan cinselliği ve insan fizyolojisi hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. İnsan cinselliği üç temel parçadan oluşur ve bir insanın biyolojik cinsiyeti erkek diye karşı cinsten hoşlanacak diye bir kural yok.

    Ayrıca kansere çözüm bulundu diyorsun, pek çok kanser türünde 5 yıllık yaşama ihtimali %10’ların altında.. Kanser teşhisi konan insanların %80’i 5 yıl sonra ölmüş oluyor. Sadece cilt kanseri ve prostat gibi kanser türlerinde kurtulma ihtimali yüksek.

    Eşcinselliğin tedavisi yok. Eşcinsel olup tedavi olmaya çalışan çok insan var ama olabilen yok. Eşcinselleri tedavi ederiz diyen doktorlar genelde delil gösteremiyorlar ve amaçları da insanları kandırıp para kazanmak.

    Sen kim oluyorsun ki insanların nasıl yaşaması gerektiğine karar verip başka insanların özgürlükleri hakkında söz söyleyebiliyorsun? Biri çıkıp da Müslümanlar, Müslüman olacaksa evinde olsun, sokakta türban takmasın, sakal bırakmasın, camiye gitmesin deme hakkına sahip mi? Onu da diyenler ama deme hakları var mı?

    Yani karşıcinseller özgürce el ele dolaşcak, öpüşecek, aşklarını yaşayacak ve eşcinseller herkesten saklanıp hapis yaşayacak öyle mi?

    Kimse tutup sokakta öpüşsün, sokakta özel hayatını yaşasın demiyoruz. Karşıcinsel de olsa eşcinsel de olsa edepli olmalı ve sokak ortasında öpüşüp koklaşmak gibi eylemlere kalkmamalı. Ama kimse de eşcinsel olduğunu saklamak zorunda değil. Bunu yapması zaten ona acı çektirir.

    Eşcinsel kişi aşık olamaz diyorsun, sen eşcinsel misin ki o insanların duygularını biliyorsun? Ben sana söliym: bir kadını erkeğe aşık eden aynı mekanizma, bir eşcinsel erkekte vardır.. Buna bir doğum hatası veya normal değil diyebilirsin (gerçekten dar kafalı ve bağnaz bir adamsan) ama sonuçta o mekanizme aynen o erkekte vardır ve bir kadın bir erkeğe karşı ne hissediyorsa o erkek de aynı şeyleri hisseder.

    Mesela sen yarın sabah kadın vücuduyla doğsan bir anda, ne olacak? Kadınlara karşı aynı hisleri duymaya devam edeceksin, Lezbiyen olacaksın yani.

    Kısacası karşıcinsel bir erkeğin cinsel yönelimini alıp bir kadına takarsan o kadın eşcinsel olur. Ve hisleri aşık olması, cinsel çekiciliği vs o erkekten tamamen farksızdır. Eşcinsel bir insan aşık olamaz demek tamamen cehalettir.

    Ayrıca dinen demişken, burada dinin eşcinselliği yasaklamadığını Lut Kavminin oğlancılık yüzünden ve tecavüz yüzünden helak edildiğini anlattım. Peki ya eşcinsel insanların bu toplumda yaşadığı acılar ne olacak? madem o kadar dindarsın neden okulunda dalga geçilen her gün işkence yapılan çocuktan bahsetmiyorsun? Neden öldürülen, dövülen, dalga geçilen, dışlanılan insanlardan bahsetmiyorsun? O kadar dindarsın? Senin dinle arandaki bağ ne?

    Ha diyelim ki eşcinsellik günahsa bile “cinsel ilişki” günahtır. Senin zina yapman nasıl günahsa ve yapmıyorsan, onlar da yapmaz. Kaldı ki dini sebeplerden cinsel ilişkiden kaçınan eşcinsel insanlar çok var.

    Sizler eşcinsel insanları dışladıkça, dalga geçip aşağıladıkça, anormal gördükçe onlar da gurur duyacaklar ve inadına açılıp ifade edecekler kendilerini. Bunu da bilin.

    Son olarak fizik hakkında da bilgin sıfır. artı-eksik birbirini çeker muhabbeti elektromanyetik kuvvet için geçerlidir. Oysa doğada 4 çeşit kuvvet var. Güçlü etkileşim, zayıf etkileşim, yerçekimi ve elektromanyetizm… Güçlü etkileşim elektromanyetizmden 100 kat daha güçlüdür ve aynı kutuplar birbirini çeker. Ki zaten insanlar mıktanıs da değildir.

    1) Eşcinseller aşık olamaz (bilimsel olarak yanlış) Git bir eşcinselle konuş bakalım nasıl aşık olmuş.
    2) Zıt kutuplar birbirini çeker.. İnsanlar mıktanıs değil.. Ve dediğinle kendini doğruluyorsun. Kadın ruhuna sahip bir erkeğin tutup kadınlardan hoşlanması “zıt kutuplar birbirini çeker” tezine aykırı olurdu. Bilimsel olarak yanlış.
    3) Kansere çözüm bulundu. Bilimsel olarak yanlış.
    4) Eşcinseller tedavi olsun. Bilimsel olarak yanlış.

    Bu saydığın argümanlar Kürtlerin veya başörtülülerin haklarına çıkanların argümanlarıyla aynı.. Hepiniz aynı zihniyetin farklı versiyonlarısınız ama şunu bil ki özgürlüğü için savaşan HAKLI insanların önünde hiçbir kuvvet duramaz.

    Eşcinsel insanlar bu durum yüzünden bu kadar acı çekerken, onlar da böyle olmak istemezken (bu toplumda), ve bunları yaşarken, binlerce yıldan beri eşcinsel insanlar varken sizlerin bu kadar bilgisiz, habersiz, acımasız ve umursamaz olmanız ne yazık ki insan oğlunun nasıl kötü bir varlık olduğunu ispat ediyor.

  8. Murat January 8, 20:59

    Abdurrahman dinimizce gençlerin flört etmesi de günah, onları da sokakta görmeyelim. İçki içmek de günah, onları da görmeyelim. Domuz eti de öyle.. Bir kadının başını açması da günah, onlar da sokağa çıkmasın? Ateistler de söylemesin biz ateistiz diye.. Hristiyan olmak da günah de mi? Onlar da çıkmasın sokağa.

    Sen yakında bunları da söylersin. Merak ediyorum kim oluyorsun da senin hoşuna gitmiyor diye başka insanların haklarını gasp edecek cürete sahipsin? Özgür’ün dediği gibi Hristiyan bir ülkede senin için Müslüman olarak aynısı dense? Evinde yaşasın dinini, evinden örtünsün, namazını evinde kılsın dense ne diyeceksin?

    Herkes canını sıkan hoşuna gitmeyenlerin özgürlüğüne karşı çıksa ve sokakta görmek istemese?

    Bu dünya senin etrafında dönmüyor… Ve çoğunluğun yaptığı zorbaca baskı yüzünden eşcinseller bugün gizli saklı yaşıyor evet (dünyada çoğunluğun zorbalığı altında ezilen pek çok azınlık gibi) ama artık onlar isyan ediyor bu duruma ve diğer insanlar da onları tanıdıkça onlara destek oluyor…

    Sizler tarih boyunca başka insanların haklarına karşı çıkanlar hep kaybettiniz ve yine kaybedeceksiniz. Asla gücünüze güvenmeyin.

  9. celik January 9, 02:52

    Sayin yazarin escinsellikle ilgili verdigi uzaktan gorme Sinagog ornekleri ile olaya ne kadar yakin oldugunu gosteriyor. Kendisine sorarim, hic escinsel arkadasiniz yada aileden bir tanidiginiz oldu mu. Eger yakindan tanidiginiz, duygularini ogrenebileceginiz biri olmadiysa, lutfen bu konuda ahkam kesmeye kalkmayiniz. Tehdit cocuk icin bozuk bir kari-koca bozuk ailesi mi, yoksa mesut bir escinsel ailemi, onu sizin yorumunuza birakiyorum.

  10. Abdurrahman January 9, 08:48

    Ozgur, bence sen icindeki bu duygu birikimini
    ,blog falan ac ,yada kitap falan ne biliyim,Kose yazisinin altina
    O yazidan uzun yorum mu yapilir,Zahmet edip
    Yazmissin ama okumadim kusura bakma,İyicene atismaya dondu bu olay.Bence sende bir kosede kendine yer bul yada varsa paylaski bizde bilelim.

  11. cenk yılmaz January 10, 11:31

    Piyasadaki eşcinsellik hakkındaki politize edilmiş sözleri bir anlık bir kenara koyalım. Eşcinsellik doğuştandır, ayrı bir cinsel yönelimdir vb… ifadeleri, öte taraftan bu bir sapıklıktır, yanlıştır, kötüdür vb… ifadeleri, bir diğer yandan da eçcinselliğin tedavisi, değişim vb… ifadeleri de bir an bir kenara bırakarak ve başkalarının ne dediklerinden bir an soyutlanarak elimizi vicdanımıza koyarak, şu soruların cevabını kendi içimizde verelim ve mümkünse cevapları bir kağıda yazalım.

    kendimizi bildiğimiz zamandan, hatırlıyabildiğimiz zamandan bugüne kadar:

    Annemle olan ilişkim nasıldı?
    ——————————–
    Annem benle paylaşılmaması gereken problemlerini paylaşır mıydı?
    Annem benle babamı veya diğer ailedeki erkek büyükleri kötüleyici konuşur muydu?
    Annemin dertlerini, insanlarla olan ilişkilerindeki kırılmışlığını içselleştirir miydim?

    Babamla olan ilişkim nasıldı?
    ——————————–
    Babamla çocukluğumda ne kadar vakit geçirirdim?
    Babamla geçirdiğim vakitlerde, kendimi huzurlu hisseder miyidim?
    Babamı( veya diğer bazı erkekleri) kaba saba, tacizkar konuşmacı, tutarsız bulup: ben babam gibi olmayacağım! deyip kendi kendime söz verir miydim?
    Hemcinslerimle olan ilişkilerim nasıldı? Onların yanında kendimi nasıl hissederdim?

    Stres yönetimim nasıl?
    ————————
    Hayatımda stesin arttığı ve insanlarla olan ilişkilerimde kırlımalar yaşadığım dönemlerde eşcinsel duygularımda yogunluk yaşadım mı?

    Cinsel tacize maruz kaldım mı?
    ———————————–
    İlk başta kişinin aklına gelmiyebilir. Ya da yok be canım o da taciz sayılmaz denilen bazı nahoş olaylar, acaba ruhumuzu derinen etkiledi mi?

    İnsanlarla ilişkilerimde çok kolay kırılır mıydım?
    ——————————————————
    Güvenilir kişilere ruhumu tamamen açar; tehlikeli gördügüm kişilerle kendimi tamamen kapatır mıydım? Kırıldığım ortamlarda kendimi ifade etme güçlüğü yaşayıp, kavga etmeye gerçek ortamda devam etmek yerine sanal ortamda, yani zihminde devam eder miyidim?

    cenkcenkce@yahoo.com

Only registered users can comment.