[Haber Analiz] Darbe yönetimi ne yapmaya çalışıyor?
Mısır’da korkulan daha olmadı. Korkulan, darbe karşıtlarının şiddete maruz kalması değil, karşı şiddete kalkışmasıydı çünkü.
Şiddeti başlatanlar, karşı şiddet görmeyi o kadar istiyordu ki dünkü provokatif saldırıda 100’den fazla insanı öldürmekten çekinmedi. Cuma günü hem darbe taraftarları, hem de darbe karşıtları meydanları doldurduğunda Mısır’ın zor bir geceye hazırlandığı belliydi. Milli Güvenlik Konseyi ülke genelinde 35 milyon göstericinin darbeye destek için meydanlara aktığını açıkladığında Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı El-Sisi’nin meydanın kendisine sözüm ona verdiği yetkiyi nasıl kullanacağı ortaya çıkmıştı. Nitekim gün içinde Konsey, İhvan ve yandaşlarının yabancı kaynaklardan silah alımına başladığını söyleyerek bir iç savaş kehanetinde bulunmuştu. Ordu, “şiddet yanlısı, terörist” İhvancıları ezerken kullanacağı şiddetin meşruiyet zeminini oluşturuyordu.
Mısır’da darbenin tamamlandığını düşünenler, ordunun aslında darbe öncesinde kurgulanan iç çatışmaları tahrik etmesine anlam veremeyebilirler. Sahi, ordu darbe sonrasında kamu düzeni ve milli dayanışmayı tesis etmesi gerekirken neden daha fazla kan döküyor? İktidarı ellerinde bulunduranlar, neden iktidarlarına karşı ayaklanılmasını sağlamaya çalışıyorlar?
Üç buçuk açıklaması var bu durumun:
Birinci ve en tutarlı açıklama şu: Cunta yönetimi geçiş hükümetinin ülkeyi taşıyacağı seçimlerde İhvan-ı Müslimin’in yer almasını istemiyor. İhvan bir yıllık hükümeti döneminde hatalar yapmış olabilir, ama bunların hiçbiri suç teşkil etmiyor. Bunların hiçbiri İhvan’ı yasaklı partiye dönüştürmeye yetmiyor. İhvan’ın gerek yasalar, gerek milli kamuoyu, gerekse uluslararası camia nezdinde meşruiyetini kaybetmesi şiddete başvurmasıyla mümkün. İhvan, kendi başına bırakılırsa şiddete başvurmayacağını ispat etmiş durumda. Bu durumda kullanılacak ilk taktik, İhvan’ın sabrını zorlayarak öz-kontrolünü kaybetmesini sağlamaktır. Olmazsa İhvan’ın yapması istenilen şiddet İhvan adına birileri tarafından yapılır. O zaman asıl korkulan olmaya başlar. Darbe o zaman tamamlanır.
İkinci açıklama şu: El-Sisi’nin geçiş hükümetinden kastı Mursi’nin devrilip yerine bir başka sivil hükümetin gelmesi değildi. O, sivil yönetimden olağanüstü hal yönetime geçiş için bir ara dönem hükümeti öngörmüştü. Şimdi sadece savunma bakanı olduğu yönetimin sorgulanamaz başkanına dönüşmesi için önce güvenlik güçlerinin, sonra da toplumun hiç değilse yarısının arkasında kenetlenmesine ihtiyacı var. Mısır’ı Mursi’den kurtarmak kimseyi ‘Ulu Kurtarıcı’ yapmaz. El-Sisi Mısır’ın tek lideri olmaya giden yolun sandık mücadelesinden değil, sokak çatışmasından geçtiğini iyi biliyor.
Üçüncü açıklama şu: Mursi’yi devirirken kullanılan kaynak kıtlığı söylemi geçerliliğini kaybetmiş değil. Körfez’den gelen paranın halkın yaşam standardını değil, cuntanın yaşam standardını iyileştireceği malum. Tahrir’de şimdiye kadar iki hükümet devirmiş olan Mısır gençliği, bir müddet sonra El-Sisi destekli Adli Mansur yönetimini de devirebilir. Dahası maaşlarını alamayan polis, Mursi’yi ideolojik sebeplerle terk ettiği gibi, El-Sisi’yi de pragmatik sebeplerle terk edebilir. İnsanların açlıktan ve adaletsizlikten şikâyet etmemelerini sağlamanın en kısa ve askeri yolu canlarının tehlikede olduğu mesajını vermektir. Suçlu yine İhvan olacak; El-Sisi de eninde sonunda başkan olacak…
Buçuk açıklama da şudur: Uluslararası kamuoyu Muhammed Mursi’nin bir an önce salıverilmesi için cunta yönetimine baskıda bulunuyor. Mursi’nin salıverilmesi İhvan’ın retorik üstünlüğü ele geçirmesine yol açacaktır. Mursi’yi içeride tutmanın yolu, onun taraftarlarının onun adına şiddete başvurmalarını sağlamaktır. Mısır’da darbe henüz bitmedi. Cunta, kalıcı bir darbenin meşruiyet zeminini hazırlamak için “şartları olgunlaştırmaya” devam ediyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment