1920’de yazılan manzum Lemaat isimli eserinde “El-Hakkın ya’lu ve la yu’la” yani “Hak üstündür, onun üstüne çıkılamaz” sözü ile ilgili soruya cevap veren Bediüzzaman Hazretleri, dört husus üzerinde duruyor: Hak dava, hak vesileler, hak vasıtalar, Allah’ın koyduğu tekvini emirlerin gereği
Şeytanın şerrinden Allah’a (C.C.) sığınmanın hikmetini anlatan ON ÜÇÜNCÜ LEM’A’da Üstad Bedüizzaman Hazretleri, şeytanın yaratılması, yaptığı tahribatlar, Kur’an-ı Kerim in ısrar ve tekrar ile müminleri uyarması, mağlubiyetlerimizin arkasındaki sebepler, vesveseler, ehl-i sünnete göre büyük bir günah işlese bile bir mümine
Üstad Bediüzzaman Hazretleri “İstirahatin nasıl? Halin nedir?” Sorusuna, Barla’dan şöyle cevap veriyor: “Cenab-ı Erhamürrahimin’e yüz bin şükrediyorum ki; ehl-i dünyanın bana ettiği türlü türlü zulümleri, çeşit çeşit rahmetlere çevirdi. Şöyle ki: Siyaseti terk ve dünyadan çekilerek bir dağın (Vandaki Erek
1992 Temmuz 12’de ABD’ye geldim… O günlerde Bosna olayları çok gündemdeydi. Bütün Müslümanlar Washington’da Beyaz Saray önünde toplandı… Sonra Senato’ya yakın geniş alana geçildi. Bu kanın durması için konuşmalar yapıldı. Ateşli hatiplerden birisi de Takva Mescid’inin imamı Sirac Vehhac idi.
Yurt dışına çıkarılmak zorunda bırakılmış çok değerli bir akademisyen kardeşimin, Almanya’daki Zaman merkezimize gönderdiği ve kanaatimce çok derin manalar taşıyan yazısını sizlere arz etmek istiyorum. ”Mektubuma önce sizin, sonra da çalışma arkadaşlarınızın ellerinden sanal da olsa öperek başlamak istiyorum. Son
Bir müjde verip geçenler sadece gönüllere su serptiler: Tohum ekenler, toprak altındakilerin nasıl korunacağını, fidanlara nasıl ihtimam gösterileceğini, gül endamlıların nasıl yetiştirileceğini fısıldayıp gittiler: Maşeri vicdan, uyanış içinde; şehirde, köyde, çölde, badiyede… Bahar sadece bahçelere bağlara gelmez; dağlara, dağlardaki yamaçlara,
Gazetemiz Zaman’ın şu haberini beraber okuyalım: Federal Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller (CSU), başkent Berlin’de düzenlenen ‘Değişim için partner-Dinler ve sürdürülebilir kalkınma, Ajanda 2030′ başlıklı toplantıda ‘Dinler arasında barış olmadan milletler arasında barış olmaz. Dinler arasında diyalog olmadan
Âyet-i kerimeler, Kur’an-ı Kerim’in ŞİFA (Yunus Sûresi, 10/57), NUR (Nisa Sûresi, 4/173) ve RAHMET (En’am Sûresi, 6/157) olduğunu ifade etmektedir. Nasıl oluyor da kelâm ve kelimeler, şifa, nur ve rahmet, hatta kudret gibi tesirli oluyor. Çünkü Cenab-ı Hak bir şeyin
Kerim Aydın’ın Tunus hatıralarından bir bölümü önceki yazımda aktarmıştım. Bugün de bu hatıralara devam edeceğiz: Sbeitla’nın tarihi açıdan çok büyük bir önemi vardı. Sbeitla’nın bizim için ikinci önemi ise Necmeddin dayının şeyhinin orada ikamet etmesi ve kendisini ziyaret etme ümidini
Değerli tenisçi, bir Türk babanın ve Tunuslu turizmci bir annenin oğlu olan arkadaşımız Kerim Aydın Bey’in, Tunus gezisi ile ilgili hatıralarından bazı bölümleri sizlere takdim etmek istiyorum. Diyor ki: En son 2007 yılında görmüştüm yeni akrabalarımı. Roma’da yaşayan annem Samira
