Facia Geliyorum Dedi, Chevron Görmezden Geldi

Facia Geliyorum Dedi, Chevron Görmezden Geldi

Chevron geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, 6 Ağustos tarihinde şirketin Richmond’da bulunsn rafinerisinin ham petrol işleme ünitesinde bir borunun yırtılması sonucu başlayan ve rafinerinin bir kısmının devre dışı kalmasına, kapasitesinin yıl sonuna kadar önemli ölçüde düşmesine ve dumandan etkilenen 15000 çevre sakininin hastanelik olmasına sebep olan yangınla ilgili olarak, olaya yüksek sıcaklık ve yüksek kükürtlü petrolden kaynaklı korozyonun sebep olduğunu belirtmişti.

Şirket, Ekim ve Kasım 2011 yılında planlanan kapalı bakım esnasında boru hattının problemli 5 metrelik bölümünü denetleme konusunda ihmali olduğunu da kabul etmişti. ABD Kimyasal Güvenlik Kurulunun müfettişleri, yangından sonra korozyonun karbon çelik boru duvar kalınlığını –Chevron’un boruları değiştirme standartlarının oldukça üzerinde bir seviyede- yüzde 80 aşındırmış olduğunu keşfetti.

California işçi güvenliği yetkilileri, soruşturmayı Ağustostaki yangının meydana geldiği ham petrol işleme ünitesi ötesinde, Richmond ve El Segundo (Los Angeles)’daki tüm şirket rafinerilerindeki başka boru hattı sızıntıları ile şirketin nasıl başa çıktığını da kapsayacak şekilde genişlettiklerini belirttiler.

Bu arada, Ağustos ayında Chevron’un Richmond rafinerisinin bir kısmını tahrip eden yangının sebebi olarak gösterilen bu korozyonun geçtiğimiz yıl bir başka yangına daha sebep olduğu ortaya çıktı. The Chronicle’ın elde ettiği resmi denetim belgelerine göre, geçen yılki yangından sonra işçiler, şirketin sorunu görmezden geldiğini yetkili mercilere şikayet etmişler.

Ekim 2011’de planlanan bir bakım esnasında tesis kapatıldığı sırada başlayan ve hızlı söndürülen bu küçük yangın sonrası, Eyalet Mesleki Güvenlik ve Sağlık Denetleme Dairesi (Cal/OSHA) tarafından hazırlanan raporda, iki işçinin korozyonun rafineriyi tehdit eder boyutta olduğu ve işçilerin risk altında çalıştığına dair iddiaları yer alıyor. Aslında ‘yüksek sülfürlü petrolün karbon-çelik boruları aşındırmasına bağlı korozyon’ iddiası ilk kez, 3 Ekim tarihli bu yangın sonrası gündeme gelmiş.

İsmi açıklanmayan bir işcinin yangını delil olarak gösterdiği “emniyetsiz çalışma koşulları” şikayeti üzerine, Kasım ayında tesise yaptığı iki günlük ziyaret ile rafinerinin motor yağı işleme tesisindeki fırın borularında meydana gelen yangını araştıran, Cal/OSHA güvenlik müfettişi Carla Fritz, işcilerden birinin “Her an çatlaklardan üzerimize bir şeyler düşmesinden korkuyoruz” sözlerini raporuna not düşmüş. Motor yağı işleme tesisindeki 20 kişilik ekibin en kıdemlisi ve baş operatörü olan işçinin “Korozyonun artmış olmasından endişeleniyoruz. Sıcaklığı ve oranları artırdık. Bunun ekipman üzerinde bir bedeli olur” dediğini de eklemiş. The Chronicle, devlet yetkililerinin raporda bahsi geçen Chevron işçilerinin isimlerini sansürlemiş olduğu belgeleri, eyaletin Umumi Kayıtlar Yasasından yararlanarak ele geçirmiş.

Şirket yöneticileri, Fritz’e geçen yıl Ekim ayındaki yangına sebep olan korozyonun beklenmedik bir durum olduğunu, bunun dışında olağandışı hiç bir şey bulamadıklarını söylemişler. Fritz’in raporuna göre, şirketin bakım müdürü de, güvenlik takımın müdürleri de korozyona bağlı olarak karbon çelik boruda bir yırtılma gerçekleştiğini ve bunun yangına sebep olduğunu kabul etmişler. Ama korozyonun meydana geldiği dirsek borudaki durumun tamamen umulmadık olduğunu iddia etmişler. Bir şirket yöneticisi, Ekim 2011 yangınının “daha büyük bir soruna işaret ettiğine” inanmadığını söylemiş. Dirsek boru, 1983’de kurulmuş. Birbirine bağladığı iki boru ise, korozyona daha dayanıklı bir maddeden yapılmış. Dirsek boru ile Ağustos ayındaki yangının meydana geldiği borular ise, aynı maddeden yapılmış. Chevron şimdi boruların yapıldığı maddenin silikon oranı düşükse, borunun sülfür nedenli korozyona daha duyarlı olacağını kabul ediyor. Fritz’in raporu silikondan bahsetmese de, Cal/OSHA, The Chronicle’a yaptığı açıklamada borunun “içinden akacak olan korozif ham petrol türü için uygunsuz bir metalden olduğunu ve yangın ve arıza riski oluşturabileceğini” belirtti.

Motor yağı fabrikasının işletme müdürlerinin biri de, bakım esnasında tesisin diğer yerlerinde bulunan korozyonun “oldukça sıradan” olduğunu söylemiş. Ancak raporda bahsi geçen endişeli iki işçiden biri olan, motor yağı işleme biriminin baş operatörü, “Mühendislerin bazıları korozyon miktarına şaşıyordu” diyerek yüksek kükürtlü petrolün tesis boyunca boruları aşındırdığını iddia etmiş ve Ekim-Kasım bakımı sırasında güvenlik kontrollerinin olması gerekenden kısa tutulduğu konusunda “İnsanlar denetimler tam diyor, ama bu,doğru değil” sözleriyle şikayetçi olmuş. Aynı baş operatör, tesisin yeniden çalışır hale getirilmesi konusunda bir kişiye yüklenilmesinin risk oluşturduğunu, tesisin bakım kapatma koordinatörünün bu sebeple son dakika kararları alıp daha kapsamlı denetleme ve tamir yoluna gitmek yerine, bütün problemlerin çözüldüğüne kanaat getirip tesisi yeniden hizmete sokacağından endişe duyduğunu belirtmiş. Bir diğer operatör de endişelerine yönetimin karşılık vermediğini, her gün bu tesislerde ekipmanların etrafında korkarak çalıştıklarını söylemiş. Fritz’in bakım kapatma koordinatörü ile yaptığı görüşme notları da yönetimin işciler kadar endişe duymadığını doğrular yönde.

Bütün bunlara rağmen, Fritz raporunda, güvenlik ihlali olduğuna dair bir bulgu olmadığı sonucuna varmış ve tesisin motor yağı işleme ünitesinin yeniden çalıştırılabileceğine dair izin vermiş. Bundan 2 ay sonra, şirket yetkilileri ile yaptığı görüşmede Fritz, işçilerin endişelerine kulak asılmadığına dair şikayetlerini iletmiş. Yöneticiler de Fritz’e denetimlere tesis çalışır halde iken devam edecekleri sözünü vermişler. Cal/OSHA yayınladıkları açıklamada Fritz’in ihlal olmadığı sonucuna varmasının altında, şirketin “iddia edilen problemin ve potansiyel tehlikenin zaten farkında olması ve tedbir almak için zaten harekete geçmiş olmasının” yattığını belirtti. Ama Chevron’un sorumluluğunun aslında yerine getirdiğinden daha da büyük olduğunu da ekledi. Chevron “rafinerinin bir bölümünde aşındırıcı ürünlerin işlenmesi için uygun olmayan metaller kullanıldığından haberdar iken, güvenliğin sağlanması açısından rafinerinin tamamında, kullanılan metallerin dayanıklılığını incelemekle yükümlü idi”.

The Chronicle, önceki korozyona bağlı yangın sonrasında rafineride kapsamlı kontroller başlatılıp başlatılmadığını sorduğunda, Chevron doğrudan yanıt vermedi ve “çalışanların ve tesisin güvenliği için uygun tedbirler alınmıştır” demekle yetindi.

ABD Kimyasal Güvenlik Kurulu yetkilileri, federal kuralların bu tip yangınları engellemek için rafinerilerdeki ekipmanın düzenli olarak denetlenmesini öngördüğünü belirttiler.. Kurulun genel müdürü Daniel Horowitz, federal müfettişlerin Ağustos yangını ile birlikte, önceki Richmond yangınını da arada bir benzerlik olup olmadığını anlamak için incelediklerini bildirdi.

“Biz özellikle bu ekipmanlarla ilgili yaşanmış daha önceki sorunlara bakarak, ekipmanı iflas noktasına getiren süreçle ilgileniyoruz. Hemen hemen her zaman büyük kimyasal kazaların çoğunda, büyük kaza gerçekleşmeden önce bir çok küçük uyarı işaretlerinin geldiği ortaya çıkmıştır.”   Preferences § 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 – = Backspace   Tab q w e r t y u i o p [ ]   Return     capslock a s d f g h j k l ; ‘   shift ` z x c v b n m , . / shift     English     Deutsch   Español   Français   Italiano   Português   Русский   alt alt     Preferences

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.