Ahmet Kurucan
Eski Yazıları
- Yalan üzerine kurulu dünya yıkılmaya mahkumdur
- Hak ve batıl mezhep
- ‘Bugünden dünü okuyunca’
- İman, yanlışlık, farkındalık, yüzleşme, hesaplaşma ve helalleşme
- FG harfleri yeter mi?
- İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Diyanet
- Ahiret çok şenlikli olacak?
- Habili cemaat öldürmüş!
- İlahi adalet
- Yalan
- Daha eski yazılarını gör...
Besmele
En son yazıma “Ne oldu, ne oluyor ve ne olacak?” başlığını koymuş ve bugün itibariyle en anlamlı cevabın “Ne oluyor?” sorusuna verilecek cevap olduğunu söylemiştim.
Bugünkü yazımda buna devam edeceğim ama önce besmele diyeceğim. Bekliyor insanlar bunu.
Konuşmalarında ve yazılarında aradıkları ilk şey bu.
Besmele çekmiyorsan dinlemiyorlar, okumuyorlar çünkü.
Nedir besmele diyorsanız; cevabım açık; darbenin ve darbecilerin lanetlenmesi.
Ülkemizi travmaya sokan darbe girişiminin insanımızı sürüklediği paranoya mıdır bilmiyorum ama bunu yapmadığınız takdirde darbeci diye adlandırılmanız işten bile değil.
Darbeci olmasanız bile darbe sevicisi, darbe sempatizanı olabilirsiniz.
Madem öyle, ben de modaya son defa uyayım.
Son defa diyorum; zira darbeden sonra yazdığım iki yazıda darbeyi ve darbecileri lanetlendim.
Şimdi bir kez daha lanetleniyorum.
250’i aşkın masum insanımızın can verdiği, binlerce yaralının yer aldığı, darbe sonrası yapılan idari uygulamalarla on binlerce insani işinden, evinden eden uygulamalara sebebiyet verdiği, binlerce masum sivil halkın gözaltına alınması ve tutuklanmasına vesile olduğu için darbeye de darbecilere de lanet olsun.
Devletin içini boşalttığı için, ülkemizin ve insanımızın yakın ve uzak geleceğini kararttığı için de lanet olsun.
Geldiğimiz hale bakın Allah aşkına!
17 – 25 Aralık sonrası anayasayı dahi askıya alan otokratik uygulamalara rağmen bugün topyekûn millet olarak 14 Temmuz 2016 gününü arar hale geldik.
Sebebi işte bu darbe girişimi.
Onun için dedim zaten, kim varsa bu girişiminin arkasında tek kelimeyle lanet olsun, Allah müstahaklarını versin.
Sözün tam da burasında besmelenin bir de ikinci yarısı olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak lazım.
Onu da kısaca ifade edip besmeleyi tamamlamalıyız.
Nedir o?
Çok geniş çaplı bir darbe girişiminden bahsediyoruz.
Bu girişimden hükümetin, MİT’in, askeri istihbaratın, emniyet istihbaratının ve benzeri devletin yetkili kurumlarının haberdar olmaması düşünülemez.
Nitekim en üst düzeydeki yetkililerin beyanlarına göre ikindi vaktinde ilgililere bildirilmiş bu girişim.
Şimdi soru şu; bu bildirim ile darbe başlangıcı arasında geçen 4-5 saat içinde ne yapıldı?
Genel Kurmay ne yaptı?
Kuvvet komutanlıkları ne yaptı?
Cumhurbaşkanı ne yaptı?
Hükümet ne yaptı?
MİT ne yaptı?
Emniyet ne yaptı?
Şimdi darbenin kendisine ihale edildiği cemaat düşmanlığı içinde cevaplanmayan bu sorular bir gün gelecek mutlaka cevaplanacak.
Açık, seçik ve net; eğer etkili önlemler alınabilseydi bu darbe girişimi başlamadan bitebilirdi.
Dolayısıyla yüzlerce insanımız ölmez, binlerce yaralımız olmaz, TSK başta olmak üzere devletin içi boşaltılmaz, etkisi yıllar sürecek bir travmaya millet sokulmazdı.
Bu gerçeği kabulleniyorsanız; o zaman besmele teşbihini yaptığımız darbe ve darbecileri lanetlemenin ikinci yarısını da söyleyelim.
Darbe girişimini zamanından önce haber aldığı halde bunu engellemek için bir şey yapmayan yetkililere de lanet olsun, Allah müstahaklarını versin.
Darbenin başarısız olacağını anlayıp sonrasında bunu siyasi ikballeri adına bir fırsata çevirmek için kullanmayı düşünenler varsa, onlara da lanet olsun.
Besmeleyi tamamladım; şimdi ne oluyor ki sorusuna neler olmuyor ki diye vereceğim cevaba geçebilirim.
Yerim bitti.
Bunu da sonra yazacağım.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment