Ahmet Kurucan
Eski Yazıları
- Yalan üzerine kurulu dünya yıkılmaya mahkumdur
- Hak ve batıl mezhep
- ‘Bugünden dünü okuyunca’
- İman, yanlışlık, farkındalık, yüzleşme, hesaplaşma ve helalleşme
- FG harfleri yeter mi?
- İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Diyanet
- Ahiret çok şenlikli olacak?
- Habili cemaat öldürmüş!
- İlahi adalet
- Yalan
- Daha eski yazılarını gör...
“Allah’ın dünyası geniş değil miydi?”
Okyanus aşırı ülkeden ana vatanımda eskimez bir dostumla yaptığım telefon konuşması:
Önce o dostum hakkında kısa bir bilgi:
Hizmet hareketi ile çocukluğundan beri gönül bağı var. Bir kaç ayrı alanda ticaret yapıyor. Maddi durumu son yıllara kadar çok iyiydi. 17/25 Aralık sonrası intikam ve nefret operasyonlarının mali boyutunda o da nasibi aldı. Hukuku katleden keyfi işlemlere muhatap oldu. Mafyavari taktiklerle müşterileri uzaklaştırıldı. Teftişler sonrası müfettişlerin “Su kadar ceza yazıyorum ama siz idare mahkemesine baş vurun. Dörtte birini ödersiniz.” sözlerini duydu. “Hiç ceza kesmesem daha fazla üzerinize gelirler. Ben de işimden olurum. Ne olur anlayın beni.” diyen de müfettişin ta kendisi.
Şimdi telefon konuşmam.
– Nasılsın?
– İyiyim Ağabey.
– İşlerin nasıl. Ticari durumunda bir gelişme var mi?
– Borçlarım iyice birikti Ağabey.
– Anladım. Pekala arsa ve tarlalarını satışa çıkarsan?
– Çıkardım. Kimse almıyor, almaya yanaşmıyor.
– Piyasa değerinden biraz daha düşük teklifte bulunsan.
– Öyle yapıyorum zaten. Buna rağmen alıcı yok.
– Neden?
– Paralel etiketinin kendilerine de yapıştırılmasından korkuyorlar.
– Pekala, alacaklılarına teklif etsen.
– Ediyorum. Alacağın karşısında şu arsamı, şu tarlamı su kadar fiyata sana devredeyim diyorum.
– Ne diyorlar?
– “Şu ortamda seninle resmi bir işlem yapamam. Ben seni tanıyorum. Kaç sene sonra olursa olsun, şartlar düzelirse ödersin. Ödemesen de hiç önemli değil. Ben o alacağı sildim. Helal olsun!” diyorlar.
Söz bitti. Devamını isterseniz siz getirebilirsiniz. Benim size yardımım ancak bazı kelime ve kavramları hatırlatmakla olabilir:
Zulüm…
Adaletsizlik…
Despotizm…
Otoriterlik…
Tek adam rejimi..
Müsadere…
Faşizm…
Ve
Korku İmparatorluğu!
Bu atmosferde nefes almak mümkün mü? Hayatın anlamını duya duya, doya doya yaşamak imkan dahilinde mi?
Ya neşe, huzur ve mutluluk içinde olabilmek?
Olabilenlere ne mutlu?
Son sözüm; bir ayet… Parçacı bir yaklaşımla da olsa bizlere de ifade ettiği bir hakikati var bu ayetin.
İsteyenler tefsirlere bakabilir.
“İman edip de hicret etmeyerek kendi öz nefislerine zulmeder vaziyette olanların canlarını alırken melekler onlara diyorlardı ki: “Ne işte idiniz?” Onlar da: “Biz bu ülkede, dinin emirlerini uygulayamayan, baskı altında yaşayan kimselerdik” deyince, melekler bu sefer şöyle dediler: “Peki Allah’ın dünyası geniş değil miydi? Siz de orada hicret etseydiniz ya?” (4/97)
2 Comments
Only registered users can comment.
Evet geniş hemde çok geniş
Allah-u Tealanin yardimi bir burumcuk kumas mesafesinde insallah.Atese yatirilanlar Ehad Ehad diyordu,bu yuce hizmetin karsiliginda cekilenler gecmis devirlere gore soze kolay ama cok hafif.Evet onlar cok saglamdi.