SPACE NEWS- “İddialı Türkiye, ulusal hava ve uzay ateş gücünü eş zamanlı geliştirme çabasında”

SPACE NEWS- “İddialı Türkiye, ulusal hava ve uzay ateş gücünü eş zamanlı geliştirme çabasında”

Türkiye, büyük ölçüde kendi imkân ve kabiliyetleriyle geliştirdiği çeşitli eş zamanlı programlar aracılığıyla hava ateş gücünü en üst düzeye çıkarmayı amaçlıyor.

Bu konudaki en iddialı program, ülkenin F-X adı verilen ilk millî savaş uçağının yabancı teknik destekle yerel olarak tasarlanması, geliştirilmesi ve yapılmasını kapsıyor.

Türkiye’deki satın alma yetkilileri F-X’i üretme planlarını şekillendirmesine yardım etmesi için kısa bir süre önce JAS 39’un yaratıcısı olan İsveçli Saab şirketinden destek almaya karar verdi. Türk mühendisleri, Saab’ın yardımıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı üst yönetimine sunulmak üzere üç model hazırladı.

Taslak plana göre millî savaş uçağının ilk uçuşunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023’te yapması planlanıyor. Üretim 2021’de başlayacak. Hava Kuvvetlerine teslimatların 2025-2035 yıllarında yapılması planlanıyor.

Savaş uçağı filosu ABD yapımı uçaklardan oluşan Türkiye, F-35 müşterek saldırı uçağını satın almayı planlıyor. Bir satın alma yetkilisi, “F-35 ana hava gücü varlığı olurken Türk muharip uçağı onu tamamlayacak.” dedi.

Ocak ayında Savunma Sanayii Müsteşarlığı, artan maliyetler ve teknolojik aksaklıklar gerekçesiyle başlangıçta iki F-35 uçağının satın alınması planlarını ertelediğini açıkladı fakat uzun vadede 100 adet F-35 satın alma niyetinde olduğunu belirtti. Türkiye, ABD liderliğindeki F-35 konsorsiyumunun dokuz üyesinden biri.

Türkiye, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş’nin (TUSAŞ) geliştirmek için çalıştığı çeşitli insansız hava araçlarına güveniyor. Şirket yakın bir zamanda Müsteşarlık ile yerli kaynaklar kullanılarak imal edilecek 10 Anka insansız hava aracı sistemine ilişkin bir anlaşma imzalayacak. Anka, TUSAŞ tarafından üretilecek ilk orta yükseklikli, dayanıklı insansız hava aracı. Daha iddialı bir program kapsamında insansız muharebe hava aracının geliştirilmesi söz konusu.

Bir Türk Hava Kuvvetleri yetkilisi, bu uçak programlarının planlanan birkaç uydu programıyla eş zamanlı olarak yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Yetkili, “Hava ve uzay varlıklarımız arasında mükemmel düzeyde birlikte işlerlik tesis etmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

Diğer bir iddialı program çerçevesinde azami menzili 2,500 km olan bir füzenin yapılması planlanıyor. Türk hükûmeti, 2011’de bu füzeyi geliştirme planlarını açıklamış fakat füzenin balistik füze mi Cruise füzesi mi olduğunu belirtmemişti. Programla ilgili az bilgi verilmesine rağmen Türk hükûmetinden bir bakan ocak ayında Türkiye’nin 800 km menzilli bir füze üretebileceğini teyit etmişti. Füzenin geliştirme anlaşması, TÜBİTAK SAGE ile imzalandı ve kurum önümüzdeki iki yıl içinde bir prototipi test edeceğini ifade etti. Türk yetkililer, bağımsız bir uydu fırlatma yeteneği arzusunda olduklarını ifade ederken füze programının askerî özellikleri açıklanmadı.

Hava Kuvvetleri bu yılın erken dönemlerinde, bünyesinde bir Türk uzay komutanlığının oluşturulmasıyla sonuçlanacak ulusal bir yol haritası hazırladı. Bunun ülkedeki uzayla ilgili satın almalarda ciddi bir artış yaratması bekleniyor. Uzay komutanlığı, 2023 yılına kadar tam işlerlik kazanacak.

Hava Kuvvetleri ilk adım olarak bir uzay grup komutanlığı kuruyor. Bu komutanlık, keşif, ihbar-ikaz, elektronik destek, konumlama seyrüsefer uydu komutanlıkları ile uydu fırlatma merkezi komutanlığından oluşan de facto bir “uzay gücü” birimi olacak.

Hava Kuvvetleri yetkililerine göre yol haritası kapsamındaki çalışmalar ve satın alma faaliyetleri bu servisin görüntü istihbaratı aracılığıyla hava koşulları ve coğrafi koşullardan bağımsız bir şekilde keşif ve gözlem yapma yeteneği kazanmasını sağlayacak.

Sistem, Hava Kuvvetlerinin yerli ve yabancı uydu faaliyetlerini izlemesine ve Türk uydu programlarını geliştirmesine olanak tanıyacak.

Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 3 Ocak’ta hükûmetin, Devlet tarafından işletilen füze üreticisi Roketsan ile yeni bir roket fırlatma sisteminin erken tasarım evresi konusunda müzakerelere başlayacağını açıkladı. Bakan’ın ifadesiyle, “Böylece askerî ve sivil uydular uzaya gönderilebilecek.”

Yine ocak ayında Türkiye’nin tedarik konusundaki en üst düzey karar alıcısı, Savunma Sanayii Yönetim Kurulu, Göktürk-3 adlı sentetik açıklıklı radar uydu sisteminin yerli imkânlarla geliştirilmesi için TUSAŞ ile görüşmelere başlanmasını onayladı. ASELSAN ve TÜBİTAK sürece katkı sağlayacak. Göktürk-3 dünyanın her yerinden gece gündüz, her türlü hava koşulunda yüksek çözünürlüklü radar görüntüleri sağlayacak.

Türk ordusunun uzay temelli varlıklarının daha çok istihbarat, gözetleme ve keşif görevlerine hizmet etmesi amaçlanıyor.

Aralık ayında yörüngeye yerleştirilen Göktürk-2 gözlem uydusunda, yüzde 80 yerli teknoloji ve yüzde 100 yerli bir yazılım kullanılıyor. Türkiye’nin fırlatmayı planladığı serinin bir sonraki uydusu olan Göktürk-1 adlı optik görüntüleme uzay aracı şu an Telespazio ve Thales Alenia Space ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde yapım aşamasında.

Burada bulunan bir uzay endüstrisi uzmanı, önümüzdeki beş yılda yapılacak uydu anlaşmalarının 2 milyar dolar tutarında olabileceğini ifade etti.

Haberin orjinali: http://www.spacenews.com/article/military-space/36075ambitious-turkey-seeking-to-sync-national-air-and-space-firepower

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.