FINANCIAL TIMES-Hollande Türkiye ile yeni bir başlangıç yapacak

Akıl ve politika birbiriyle uyumlu iki öğe değildir. Bu yüzden Türkiye-AB ilişkilerinin, her iki taraf adına uyum içinde olamayışı ve çapraşık bir mesele hâline gelmesi de pek sürpriz değil. Daha yakın ilişkilerin kurulması kolay değil fakat 2013 yılı bu ilişkilerin geliştirilebilmesi için uygun bir zaman olabilir ve olmalıdır da.

AB ile Türkiye arasında üyelik müzakerelerinin açıldığı 2005’ten bu yana çok baş ağrıtan bir süreç yaşadık. 30’dan fazla fasıldan sadece 8’i açıldı ve diğer bütün başlıklar, ihtilafa düşülen Kıbrıs, Fransa ve kuşku ile yaklaşan diğer devletler tarafından kapatıldı. Ve Türkiye’nin hevesi de kırıldı. Bu kısmen AB’nin meseleye olumsuz bakışına bir cevaptır. Aynı mesele, Türkiye’nin Orta Doğu’daki gücünün farkına varmasına neden oldu. “Komşularla sıfır sorun politikası” da arzu edilen bir durumdu.

Yeniden düşünmek için AB ve Türkiye’nin mantıklı sebepleri var. Avrupa’nın bir adım ötesinde dev ekonomisiyle Türkiye var ve olabildiğince ihtiyaç duyduğu yardımları alabilir. Türkiye ise değişken bir bölgede bulunmasına karşın, Avrupa göreceli bir istikrar alanı olarak gözüküyor. Oyunun kurallarını değiştiren umulmadık ülke Fransa olacak. Sarkozy yönetimindeki Fransa, Türkiye’nin AB üyeliğini engelledi. François, gürültü çıkarmadan 2013 yılında Türkiye’ye resmî bir ziyarette bulunacağını belirtti. François ve bizim için mesele, Türkiye’nin 2013 yılı içerisinde AB’ye katılması değildir. Mesele, söz verilen bir üyeliğin göz ardı edilerek, ölüme terk edilmesi veya üyeliğe giden yoldaki engelleri aşmak için iş birliği yaparak bunun canlandırılmasıdır. Ekonomi, göçmenlik ve diğer meseleler kolay meselelerdir. Türkiye’ye değer biçilirken, Türkiye’nin büyümesi, birkaç yıl önce içe dönük yaptığı hızlı reformlar ve Kürtlere verdiği yeni haklar görmezden gelinemez. François Hollande’nin bir devlet adamı olarak Sarkozy dönemi üzerine temiz bir sayfa açması çok önemlidir. Ve sanırım yapacak da.