Fatih Behçet Çağlayan
Eski Yazıları
- Fatih Behçet Çağlayan-Kilisede bir iftar programı
- Fatih Behçet Çağlayan - Organik yaşam
- Fatih Behçet Çağlayan- Acil serviste bir gün
- Fatih Behçet Çağlayan-ABD’de nitelikli öğretmen sorunu
- Fatih Behçet Çağlayan - Ümitsizlik ve ülkemin hali
- Fatih Behçet Çağlayan - Bir dönemin iz bırakan melodileri
- Fatih Behçet Çağlayan - Gurbet
- Fatih Behçet Çağlayan - Yiyecek israfı ve üzerimize düşenler
- Güneydoğu meselesi ve Hocaefendi
- Fatih Behçet Çağlayan - ZAMAN’da kısa bir yolculuk
- Daha eski yazılarını gör...
Fatih Behçet Çağlayan - Gurbet
Gurbete çıkmanın üç şartından biri “geri dönme düşüncesi olmadan gitmek” diyordu günümüzün dertlisi. Belli ki adına “hüzünlü gurbet” dediği bu ayrılık bir türlü bitmek bilmiyordu, bilmeyecekti de.
Bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış kara sevdalılar işte bu yüzden dönmemek pahasına da olsa gurbetteler. Belki de çokları o gittikleri diyarlarda teslim edecekler son nefeslerini Rahman’a. Dönmemek düşüncesi olmayacak onları kahreden, bilakis onlar dönmeyi akıllarına bile getirmeyecekler.
Hizmet erleri dünyanın dört bir yanına dağılırken gurbetteki zorlukları tasavvur dahi etmeden yola koyulmuşlardı. Onlar için gittikleri yerler gurbet değil adeta ikinci vatanları olmalıydı; nihayetinde öyle de oldu. Kimileri bununla da yetinmedi; üçüncü hatta dördüncü vatanlarına hicret ettiler. Artık gurbet onlar için hayatın vazgeçilmez bir parçası olmuştu. Ancak kalplerindeki vatan, millet sevgisi hiç bir zaman eksilmedi. Türkiye ve Türk insanı onların dilinden hiç düşmedi. Gittikleri yerlerde her daim bize ait değerleri nasıl yerel halka anlatabilirizin gayreti içinde oldular.
İçinden geçtiğimiz şu süreçte de akılları hep Türkiye’deydi. Dünyanın değişik yerlerinde hizmetler aksamadan devam etsin diye uğraşırken Türkiye’de yaşananlar hep kalplerinde bir sızı olarak yer edindi.
Şimdilerde yepyeni bir heyecan yaşıyor bu harekete gönül verenler. Bir zamanlar eş, iş ya da aş bahanesiyle çıkamadıkları gurbete -mecburi de olsa- şimdi çıkma imkanı buluyor niceleri. “Yok canım bizden geçti artık” diyenler yaşlarına başlarına, çoluk çocuklarına bakmadan dünyanın hangi köşesinde bize de bir hizmet imkanı doğar diye fırsat kolluyorlar.
Yıllar önce gösterilen “Güneşin doğup battığı her yere nam-ı celil-i Muhammedi’yi ulaştırma” hedefine ulaşabilme gayretiyle ellerinde birer bavulla gurbet yollarına koyulmaya başladılar bile.
Varsın bu kudsi dava uğruna malından, mülkünden vazgeçip “gurbet” soluklamaya gidenleri ağza alınmayacak sözlerle karalasınlar. Varsın her gün geride kalanları da türlü tehditlerle sindirmeye çalışsınlar. Asla anlamayacaklar ki, gidilen yer gurbet de olsa gönüller hep memleket hasretiyle yanıp tutuşacak. Yaptıkları hain planlar elbette ki hizmet erlerini doğru bildikleri yoldan döndürmeyecek. Belki pek çokları uzun zaman önce veda ettikleri vatan topraklarına bir daha kavuşamadan ruhlarının ufkuna yürüyecekler. Ancak bir gün tüm bu çekilen sıkıntılar büyük bir rahmete dönüşecek. İşte o zaman “gurbettekiler” asıl vuslata erecekler.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment