Fatih Behçet Çağlayan
Eski Yazıları
- Fatih Behçet Çağlayan-Kilisede bir iftar programı
- Fatih Behçet Çağlayan - Organik yaşam
- Fatih Behçet Çağlayan- Acil serviste bir gün
- Fatih Behçet Çağlayan-ABD’de nitelikli öğretmen sorunu
- Fatih Behçet Çağlayan - Ümitsizlik ve ülkemin hali
- Fatih Behçet Çağlayan - Bir dönemin iz bırakan melodileri
- Fatih Behçet Çağlayan - Gurbet
- Fatih Behçet Çağlayan - Yiyecek israfı ve üzerimize düşenler
- Güneydoğu meselesi ve Hocaefendi
- Fatih Behçet Çağlayan - ZAMAN’da kısa bir yolculuk
- Daha eski yazılarını gör...
Fatih Behçet Çağlayan - Bir dönemin iz bırakan melodileri
Hayatımızda belli dönüm noktaları vardır. Kimi zaman bir şehir, kimi zaman bir insan, kimi zaman da bir şarkı hatırlatır bize o önemli anları.
Toplumsal hafızamızda da bu tür önemli hadiseler yer alır. Bazen sevmeyerek ya da istemeyerek de olsa kulağımıza çalınan her bir melodi artık o anları hatırlatan birer iz olur kalır zihnimizde.
Şöyle bir geçmişe dönüp baktığımda pek çok şeyin zihnimde farklı melodilerle kodlandığını fark ettim. İşte size onlardan bir demet:
Yine de Şahlanıyor Aman: 12 Eylül darbesinde kundakta bir bebektim henüz. O sıkıntılı günleri yaşayanlar Hasan Mutlucan’ın Kahramanlık türkülerini her duyduklarında acı hatıraları anımsıyor olmalılar. Sonraki yıllarda belediye hoparlörlerinden çalınan bu türküler bana 23 Nisan, 19 Mayıs vb. milli bayramları hatırlatır.
Muş Türküsü: Wikipedia’da bu türkünün 90’lı yıllarda meşhur olduğu yazıyor. Türkü’nün bu kadar meşhur olmasında rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın payı tartışılamaz. Yemekli bir davette eline mikrofonu almış oturduğu yerden bu türküyü söyleyen Turgut Özal imgesi adeta beynime kazınmış gibi.
Haydi Şimdi Bütün Eller Havaya: Hazır Özal’dan söz açılmışken o dönemin seçim şarkılarını hatırlamamak olmazdı. 91 seçimlerinde her ne kadar “haydi şimdi bütün oylar ANAP’a” diye düzenlenmiş olsa da bu şarkı ANAP’ın seçimleri kazanması için yeterli olmamıştı.
Aboneyim Abone: 90’lar denince ister istemez aklımıza mantar gibi türeyen pop şarkıcıları gelir. O yıllarda fırtınalar estiren bu şarkıcılardan sadece pek azı kalıcı olmayı başarabildi. Bu dönemin başlangıcı hangi şarkıyla oldu derseniz aklıma ilk bu şarkı gelir.
İzmir Marşı: Erkan Yolaç’la Evet-Hayır yarışmasında seyirciler Mehter Marşı’yla sahneye gelir, İzmir marşıyla da yerlerine uğurlanırlardı. O dönem sözlerini pek bilmesem de melodisi hafızamda yer edinmişti. Yıllar sonra bu marş askerde yemin töreni olarak yeniden karşıma çıktı.
Susam Sokağı: 80’li yılların sonlarına doğru çocuk olup da Susam Sokağı’nı izlememek olmazdı. Okullarda sabahçı-öğlenci sistemi olduğundan mıydı bilmem bu program günde iki defa yayınlanırdı. ‘Sev dünyayı, açılır her kapı, işte Susam Sokağı’ şeklindeki jenerik müziği bir dönem çocukları ekran başına toplamak için yeterliydi.
Listeyi böylece uzatıp gitmek mümkün. Bunlara ilaveten bir “32. Gün” ya da “Hodri Meydan” dediğimde kulaklarımıza çalınan melodileri anmadan geçemeyeceğim. Eminim herkes için daha özel anlamları olan şarkılar da vardır buraya ekleyemediğim.
Kısa süreliğine de olsa sizleri geçmişte kısa bir yolculuğa çıkarmaktı niyetim. Umarım keyif almışsınızdır.
1 Comment
Only registered users can comment.
Bunlardan birkaci hala zihnimde, unutamamisim. Ozellikle anapin sarkisi, aboneyim sarkisi ve hodri meydan. Bizler gecmisi hatirlattiginiz icin cani gonulden tesekkur ediyorum.