Amerika’nın kuzeydoğusunda faaliyet gösteren STK’lardan ortak açıklama

Amerika’nın kuzeydoğusunda faaliyet gösteren STK’lardan ortak açıklama

ABD’nin kuzeydoğu eyaletlerinde faaliyet gösteren 48 sivil toplum kuruluşunun çatı organizasyonu Türki Amerikan Dernekler Konseyi (CTAA), 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve sonrasında yaşanan hukuk ihlalleriyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ardından uygulamaya konan linç kampanyasını eleştiren konsey, siyasete hakim olan nefret diline de tepki gösterdi.

Konseyin New York’taki merkez binasında açıklamada bulunan CTAA Başkanı Furkan Koşar, Türkiye’de, ötekileştirme, toplumun hızla kutuplaştırılması, yargıya müdahale, mesnetsiz iftiraların arttığını belirterek “Siyasi manipülasyon, yalan haberler, siyasilerce kullanılan ve yaygınlaşan nefret söylemi, bunlar Türkiye’nin toplumsal barışını, bütünlüğünü ve insanların hayatlarını riske atıyor.” dedi.

Türkiye’nin, Amerika’da ve dünyada hakettiği şekilde iyi tanınmasına kendini adamış gönüllülerden oluşan bir hareket olduklarına dikkat çeken CTAA Başkanı Koşar, ülke imajına, demokrasiye ve huzura zarar verecek her türlü olumsuz gelişmeye dikkat çekmeyi de asli vazife olarak gördüklerini belirtti.

Yaşananların Türk demokrasinin son on yıldaki kazanımlarını hızla tahrip ettiğini ifade eden Koşar “Bu durum başta Türk diasporası, Türki ve Müslüman toplumlar olmak üzere, tüm Türkiye dostları arasında büyük bir hayal kırıklığı ve endişeye sebep oluyor.” diye konuştu.

Çok yakın bir zamana kadar, her kesimden vatandaşın ortak gayretinin eseri olarak Türkiye’nin, hem bölgesinde hem de dünyada örnek gösterildiğini hatırlatan Koşar “O kadar ki, ülkemiz Müslümanlıkla demokrasinin bağdaştığını, bizzat uygulamayla ortaya koyan ülke olarak kabul ediliyordu. Ne yazık ki, şu an korkunç bir kabus yaşıyor gibiyiz. Ülkemiz bir anda, uluslararası kamuoyunda antidemokratik, otoriter ve ahlak dışı uygulamalarla anılır hale geldi. Son birkaç yıldır, Avrupa Birliği sürecinin durmuş olması, yeni ve demokratik bir anayasa ümidinin tamamen kaybolmuş olması ve vaadedilen reformların yapılmamış olması yeterince endişe vericiydi. Fakat 17 Aralık tarihinde Türkiye’nin maruz bırakıldığı, hukuk dışı ve gayr-i ahlaki uygulamaların dehşet verici boyutta olduğu anlaşıldı.” ifadelerini kullandı.

Konsey başkanı, ifade özgürlüğü, teşebbüs hakkının kısıtlanması, hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmesi ve illegal dinlemelerle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini vurgulayarak  fertlerin ve grupların fişlenmesi, bu fişlemelere bağlı olarak görevden almalar, basın özgürlüğünün kısıtlanması, gazetecilerin hedef gösterilmesi, siyasi nüfuz kullanılarak medyanın dizayn edilmeye çalışılması gibi örneklerin hergün görülür hale geldiğini kaydetti. Yaklaşık 48 sivil toplum kuruluşu adına açıklamada bulunan Başkan Koşar şunları söyledi: “Bu elim hadiseler, toplum olarak bir cinnete sürüklendiğimize işaret ediyor. Bu cinnet halinin, daha ne tür felaketlere sebep olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Zira yakın geçmişimiz, bu açıdan cok acı örnekler içeriyor. Devletin en yetkili ağızlarınca sistematik olarak üretilen ve topluma yayılan hizmet karşıtı söylem, dehşet verici bir boyuta ulaştı. Amerikalı ve sair milletlerden dostlarımıza, hoşgörü ve birlikte yaşamanın beşiği olarak tanıttığımız ülkemizde yaşananları anlatmakta zorluk çekiyoruz.”.

Toplumun sağcı-solcu, dindar-laik ve bilumum kamplara bölündüğü zamanlarda bile hoşgörü, diyalog ile  herkesi kendi konumunda kabul etmeyi kendine şiar edinmiş hizmet gönüllülerinin , hiçbir zaman esrarkeş suikastçilere, teröristlere, virüslere benzetilmediğini hatırlatan CTAA Başkanı Koşar şöyle devam etti: “Daha düne kadar, çeşitli faaliyetlerde, kendilerini tanıştırdığımız ve  haklarında var olan önyargıları ortadan kaldırmaya calıştığımız siyasilerin, bugün hizmetimizi düşman görmesini ne biz anlayabiliyoruz, ne de Amerikalı muhataplarımıza izah edebiliyoruz. Hizmetlerimize ilham kaynağı olan, insanlık adına ortaya koyduğu hizmetler, dünyanın heryerinde ve herkesçe takdir edilen muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, öyle inanıyoruz ki, hayatının hiçbir döneminde bunca zulüm ve hakarete maruz bırakılmadı. Oysa, Hocaefendi, ne herhangi birimizin, ne de topyekun millet olarak Türkiye halkının yüzünü yere baktıracak tek birşey yapmamıştır. Kendileri, gerek düşünceleri, gerek ortaya koyduğu hizmetlerle, bizler ve ülkemiz için sadece ve sadece gurur ve iftihar vesilesi olmuştur.”

Koşar, bir cinnet halinin tezahürleri olarak kabul ettiğimiz bu olumsuz gidişatın, bir an evvel durmasını, Türkiye’nin itibarının daha fazla zedelenmemesini istediklerini anımsatarak “Türkiye’nin yeniden, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün hakim olduğu, insanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, hoşgörü ve huzur icinde yaşanan bir ülke olmasını arzu ediyoruz.” dedi.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.