Ali Emir Pakkan
Eski Yazıları
- Bayram, yeni sayfa
- TSK’nın genleri
- Devlete etki eden ajanlar, PKK, IŞİD ve diğerleri
- Turgut Özal ve karartma
- O bürokrat hapiste
- 93 Sivas, Başbağlar projeleri!
- Etlik’te mezarın bile hazırlanmışlardır senin!
- 24 Haziran seçimi ve kamyonlar
- Demirel ve demokratik kazanımlar
- Atıf Hoca’dan Ahmet Tuan Hoca’ya: Türkiye’nin utanç günleri
- Daha eski yazılarını gör...
Silivri’de Orta Çağ manzarası!
8 Aralık 2017, Silivri…Gazeteciler
Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mustafa Ünal, Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, Faruk Akkan, Mehmet Özdemir, İbrahim Karayeğen ve diğerleri iki yanlarında jandarmalarla duruşma salonuna geliyor. “Darbecilik” ve olmayan bir “terör örgütü”nün üyeliği ile yargılanıyorlar! İdam olsa, idam istenecek! Haklarında tek bir delil yok! 500 gündür hapisteler… İyi bir avukat da olan yazar Orhan Kemal Cengiz soruyor: “Hakkımda delil olmadan nasıl yargılanacağım, neyin savunmasını yapacağım?”
Savunmalardan da anlaşılıyor ki; dosyalarda sadece yazarların yazıları bulunuyor.
Şahin Alpay; “16 ayı geçti, 500 gündür hapisteyim. Somut delil yok. Zaman’da çıkan 7 yazı, hepsi o kadar. Darbeciliği, terör örgütü üyeliğini reddediyorum. Cebir ve şiddet suçu işlemedim. Her zaman şiddetin siyasetten men edilmesi için mücadele verdim. Aklımı kaçırmış olmam gerekir darbecileri desteklemek için…”
Mustafa Ünal: “Neden 500 gündür hapisteyim, gerçekten bilmiyorum. İddianamede 8 yazı başlığı ve 1 yazıdan 2 cümle… O kadar! Müşahhas bir delil yok. 500 koca gün yetmez mi delil toplamaya?..”
Ali Bulaç:,”Tam 499 gündür tutukluyum. Nedir müşahhas delil? Yok. Sadece 6 yazımla, o da yalnızca başlıkları zikredilerek yargılanmaktayım. Ben darbeci değilim. Darbe zorbalıktır çünkü… Darbeye davetiye çıkarmak alçaklıktır diye yazdım 15 Temmuz’dan çok kısa süre önce…”
Mümtazer Türköne: “Tam 500 gündür hangi gerekçeyle yatıyoruz, bunu bize açıklamanızı bekliyoruz. Demokrasiden, hukuktan yana oldum. Darbe karşıtı oldum.”
Prof Ahmet Turan Alkan, mikrofona geliyor. Tarihe not düşüyor;
“Bu dava bir intikam hırsının, bir siyasi hıncın eseri. Biz bu hırs ve hıncın saikiyle sanık olarak ifade veriyoruz. Benim ve bizlerin üzerinden muhalif gazetecilere gözdağı verilmek istendiğini gayet iyi biliyoruz. Herkes biliyor ve itiraf edemiyor, yargı ağır baskı altında. Sanki bu salonun üstünde büyük ağabeyin tehditkar bakışları geziniyor. “
Prof. Alkan, net konuşuyor: “Bu zorlama dosyanın ömrü bizi buraya tıkan iradenin ikbaline bağlı. Dengeler değiştiği anda biz serbest kalacağız. Çünkü zaten suçlu değiliz. “
11 saatlik duruşmadan sonra gazetenin reklam bölümünde çalışan üç kişiye tahliye çıkıyor. Sonraki duruşma 5 Nisan 2108’de.
Zaman davası gösteriyor ki; 21. yüzyılda Silivri’de gazetecilik yargılanıyor. Düşünce suç sayılıyor! Türkiye, Orta Çağ karanlığına çekiliyor…
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment