Ali Emir Pakkan
Eski Yazıları
- Bayram, yeni sayfa
- TSK’nın genleri
- Devlete etki eden ajanlar, PKK, IŞİD ve diğerleri
- Turgut Özal ve karartma
- O bürokrat hapiste
- 93 Sivas, Başbağlar projeleri!
- Etlik’te mezarın bile hazırlanmışlardır senin!
- 24 Haziran seçimi ve kamyonlar
- Demirel ve demokratik kazanımlar
- Atıf Hoca’dan Ahmet Tuan Hoca’ya: Türkiye’nin utanç günleri
- Daha eski yazılarını gör...
Cem Karaca ve Allah yar yar!
“Çok yorgunum,
Beni bekleme kaptan!
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın!..”
Cem Karaca, 1979’da bir turne için Almanya’ya gitmişti. 12 Eylül darbesi olunca yurda dönemedi. Berlin’de 1 Mayıs törenlerine katılmıştı. O fotoğrafı yayımlayarak, “Cem Karaca gizli hesaplar peşinde!” diye haber yapan bir gazete süreci başlattı. iddiaya göre Karaca, “Kızıl ordu gibi ordu kurarak, uzun bir yürüyüşle askeri yönetimi devirecekti! ” Savcı bu asparagası ciddiye alıp hemen soruşturma açtı! 1 ay içinde Türkiye’ye dönmesi çağrısı yapıldı! Karaca, “bu yalan haberi ciddiye alanları ciddiye alacak kadar ciddiyetsiz değilim!’ diyerek sürgüne adım attı! Askeri yönetim, bugünkü gibi binlerce gazeteci, yazar ve entellektüeli tutuklamıştı.
Ünlü sanatçı, muhalif duruşun bedelini ödeyecekti; “Vatan haini” ilan edildi, hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı, vatandaşlıktan atıldı ve mallarına el kondu!
Ülke içinde kasetleri toplatıldı, müziği yasaklandı! Evine baskınlar düzenlendi. Eşine iş verilmedi. Oğlu Emrah, 8 sene ” Babam Cem Karaca” diyemedi! Darbe, milyonların sevgilisi bir sanatçıyı diri diri gömmeye kararlıydı. Onun üzerinden topluma korku salınacaktı.
Avrupa’da zor günler başlamıştı Cem Karaca için. Çevresi bir anda boşalmıştı. Peşinden koşan gazeteciler, onu karalama yarışına girdi! Güce yaranmak ve menfaat elde etme yarışıydı bu! Kimi dostlarının gerçek yüzünü gördü bu zor süreçte Karaca. Müzikten kopmamaya çalıştı. Almanca öğrendi ve plak yaptı. Bir kasetçi dükkanı açtı, batırdı! Ailesini, eşini ve oğlunu çok özlemişti. Babası vefat etmiş, cenazesine gidememişti. İntiharı bile düşündü bir ara!
Türkiye’de 1983’te seçim olmuştu. Cuntanın pek de haz etmediği ANAP iktidara geldi. Başbakan Turgut Özal, ülkeyi hızla normalleştiren adımlar atıyordu. Sivil biriydi. Yasaklara karşıydı. Bir Almanya ziyaretinde Cem Karaca ile buluştu ve ona ‘yurda dön’ daveti yaptı. Karaca, bu sıcak teklifi değerlendirdi. Sevincinden uçuyordu! “Davasından döndü” diyenlere kulak asmadı! 1987’de ülkeye geri geldiğinde tankların açtığı yaralar hala sarılıyordu!
Özal, Karaca ile yakından ilgilendi. hakkındaki suçlamalar düşürüldü. Pek çok dava açılmıştı. Beraat kararları ardı ardına geldi. Vatandaşlığa geri alındı ve pasaportu iade edildi. Müziğe muhteşem bir dönüş yaptı. Konserleri tıklım tıklımdı.
Karaca, değerlere saygılıydı. Fethullah Gülen’e özel bir sevgisi vardı. 28 şubat’ın en zor günlerinde Gülen’den övgü ile söz etme cesaretini gösterdi. Bir geçmiş olsun mektubunda, “lütfen sağlığınıza dikkat edin size ihtiyacımız var” diye yazdı. Gülen’in bir şiirini okudu, büyük ilgi gördü.
12 Eylül’ün yok etmek istediği Cem Karaca, (2004) şarkıları ile milyonların gönlünde taht kurdu. Anadolu rock müziğinin efsane ismi oldu. Tamirci çırağı, Namus belası, Bindik bir alamete, gibi şarkıları ile yaşıyor ve yaşayacak. Darbeci Kenan Evren ise, kendisini yüzde 97 ile cumhurbaşkanı seçtirmesine rağmen silindi, gitti! Ömrünün son döneminde de yargılanmaktan kurtulamadı!
Şimdilerde Cem Karaca’nın kaderini yaşayan binlerce insan var! Hapishaneler mazlumlarla dolu. “Siyasal İslamcı” zalimleri nasıl bir son bekliyor?
“Allah yar, yar!
Allah yar, yar!”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment