Samsun’dan ABD’ye: KHK’lı ‘Bal Akademisyen’ Ferhat Öztürk’ün başarı hikayesi

Samsun’dan ABD’ye: KHK’lı ‘Bal Akademisyen’ Ferhat Öztürk’ün başarı hikayesi

TR-724—-

Texas Üniversitesi – San Antonio Kampüsü’nde Yardımcı Doçent olarak görev yapan Ferhat Öztürk, balın tıbbi tedavilerde kullanılması üzerine yaptığı araştırmalarla adından söz ettiriyor. Bilim insanı Öztürk’ün başarılı çalışmaları ABD’de basının da dikkatini çekti. ABC grubuna ait Amerikan televizyon kanalı KSAT, geçtiğimiz günlerde Öztürk’ün çalışmalarını ekranına taşıdı.

KHK’lı akademisyen Ferhat Öztürk, Samsun’dan ABD’ye uzanan zorlu yolculuğunu, 15 Temmuz sürecinde yaşadıklarını ve bal üzerine yaptığı çalışmaları TR724’e anlattı. İşte Ferhat Öztürk’ün hikayesi…

Samsun’dan Amerika’ya uzanan bir başarı hikayesi  

Ferhat Öztürk, 90’lı yılların sonundaki pek çok kimse gibi 28 Şubat mağduru olarak yüksek öğrenim hayatına başlıyor. Samsun Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun olan Öztürk, katsayı engeli ile karşılaşıyor. Üniversiteye giriş sınavında tıp fakültesi kazanacak puan yapmasına rağmen, puanı kesildiği için tıp fakültesine giremiyor. Yine de yüzde 100 burslu olarak Fatih Üniversitesi Biyoloji bölümüne yerleşiyor. İyi seviyede İngilizcesi olan Ferhat Hoca hazırlık sınıfını atlıyor ve 4 yılın ardından 2003’te bölümünü birinci olarak bitiriyor.

Böylelikle ilk ABD macerası başlıyor Ferhat Öztürk’ün. Nevada Üniversitesi doktora programına burslu kabul alıyor ve Moleküler Biyoloji alanında doktorasını 4 yılda tamamlıyor. Doktora sonrası çalışmalarına Nebraska Üniversitesi Tıp Merkezi’nde devam eden Öztürk, ‘yara iyileşmesi mekanizması’ üzerine uzmanlaşıyor.

Memlekete dönüş ve bal ile ilk tanışma

Chicago’da bir konferansta karşılaştığı Samsun Canik Başarı Üniversitesi rektörü, kendisine Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünün başına geçmesi için davette bulunuyor. Ferhat Hoca, Türk gençlerine birikimini aktarmak ve onları bilim dünyasına kazandırmak amacıyla teklifi kabul ediyor ve 2013’ün başında memleketi Samsun’a dönüyor.

Canik Başarı Üniversitesi 2012’de kurulan yeni bir üniversite olmasına rağmen, öğrencilerinin gelişimine büyük önem veren Ferhat Hoca sayesinde Moleküler Biyoloji alanında çok kısa zamanda kayda değer bir yol kat ediyor.

40’tan fazla lisans öğrencisi, Ferhat Hoca’nın gözetiminde uluslararası konferanslarda sunumlar yapıyor, pek çok öğrencisi de Türkiye, Avrupa ve ABD’de araştırmalara katılıyor.

Ferhat Hoca’nın bal üzerine çalışmaya başlaması da Canik Başarı Üniversitesi’nde oluyor. Üniversite bünyesinde Bal Araştırma Merkezi’ni kuran, ömrünü bal çalışmalarına adamış Malezyalı Profesör Kamaruddin Yusoff ile birlikte araştırmalara başlıyor.

15 Temmuz süreci 

15 Temmuz 2016 tarihinin Öztürk çifti için hepimizin yaşadığından farklı bir anlamı daha var. Mükemmel bir gün olarak başlıyor 15 Temmuz onlar için. Bebekleri olacağını öğreniyorlar. İlk bebeklerini kaybeden çift için bu haber büyük bir müjde oluyor. Sahil kenarında sevinçle geçirilen bir günün ardından evlerine dönen çiftin sevinci, televizyonda gördükleriyle yerini tedirginliğe bırakıyor.

22 Temmuz’da telefonuna gelen bir mesajla Üniversitesinin kapatıldığını öğreniyor Ferhat Hoca üzüntüyle. Polislerin ablukaya aldığı üniversiteden ne çalışmalarını ne de kişisel eşyalarını alma fırsatı bulabiliyor.

Kapatılan üniversitelerin akademisyenlerine yönelik tutuklamaların başlamasıyla, bir KHK mağduru olarak zulme uğramamak için hamile olan eşiyle Bosna’ya çıkmaya karar veriyor.

Bosna’ya gidiyorlar ancak Ferhat Hoca’nın eşi Figen Hanım sağlık durumu nedeniyle Türkiye’ye dönmek zorunda kalıyor. Kısa sürecek diye düşündükleri ayrılık, tam 969 gün sürüyor. Doktorlar, Figen Hanım’a seyahat etmemesini ve bebekleri dünyaya gelene kadar çok fazla hareket etmemesi gerektiğini söylüyorlar.

Çiftin bebeği dünyaya geldikten sonra ise Türk makamları engel çıkarıyor. Ferhat Hoca’nın eşi, kendisine ve bebeğine pasaport almak istiyor ancak her seferinde başvurusu reddediliyor. 10’uncu başvuruda pasaport almayı başarabiliyorlar. Bu sürede kızları büyüyor ve 15 aylık oluyor.

Pasaport aldıktan sonra kavuşacaklarını düşünen Öztürk ailesi bir kötü sürpriz ile daha karşılaşıyor. Figen Hanım, kızıyla beraber Ukrayna’ya çıkıp oradan da ABD’ye gitmek için İzmir Havalimanı’na geliyor. Ancak, havalimanı yetkilileri pasaportunun geçerli olmadığını ifade ederek nüfus cüzdanıyla dahi uçağa binmesine müsaade etmiyorlar.

Başka seçeneği kalmayan Figen Öztürk, Meriç’ten Yunanistan’a geçmeye karar veriyor. Kızı sırtında 8 saat süren zorlu bir yolculuğun ardından Yunanistan’a geçmeyi başarıyor. Ve sonunda 19 Nisan 2019’da Atina’dan ABD’ye gidiyor Figen Hanım. Ferhat hoca, 3 yıla yakın bir ayrılığın ardından hasretini çektiği eşine ve ilk defa gördüğü kızına sarılabiliyor.

Zorlu süreçlerin ardından gelen başarı 

Ferhat Hoca’nın mücadelesi ABD’ye geldikten sonra devam ediyor. Türkiye’deki baskı sürecinde aldığı araştırma fonları kesilen ve 15 Temmuz sürecinde çalışmalarına ara vermek zorunda kalan başarılı araştırmacı, ilk etapta Amerikan üniversitelerinde araştırmalarını sürdürmek için finansman bulmakta zorlanıyor.

Başta sandviç dağıtarak ve Uber yaparak geçimini sağlamaya çalışan Ferhat Hoca, daha sonra lisede ders vermeye başlıyor. Hatta bir dönem, pek çok süreç mağduru gibi alan değiştirip IT sektörüne adım atması için etrafından tavsiyeler alıyor. Tavsiyeleri dinleyip yazılım üzerine dersler almaya başlasa da kısa bir süre sonra tutkusu olan alanda devam etmek istediğine karar veriyor.

Zaten, Türkiye’den çıktığı andan beri Bosna’da ve ABD’de alanıyla ilgili sayısız başvuru yapıyor ve çalışmalarını anlatıyor. Özellikle Amerika’da gönüllü olarak üniversitelerin araştırmalarına katılıyor, konferanslara sunumlar hazırlıyor. “Çalışmalarınızı, projelerinizi çalabilirler ama bilgi birikiminizi çalamazlar” diyor başarılı akademisyen ve ekliyor, “tutkuyla bağlı olduğum alanımı bırakamazdım.”

Emeklerinin sonucunda 2 yıl önce Texas Üniversitesi’ne gönüllü araştırmacı olarak kabul ediliyor Ferhat Hoca. Burada önceleri hafta sonu ve tatillerde bal üzerine araştırmalarını yaparken daha sonra açılan bir pozisyona öneriliyor. Böylece hem yüzlerce öğrenciye ders vermeye başlıyor, hem de bal üzerine araştırmalarına devam ediyor.

Ferhat Öztürk şu anda ABD’de ‘Balın Tıbbi Özellikleri’ üzerine yıllık ders veren tek hoca. Amerika Birleşik Devletleri’nde alanının en büyük otoritelerinden biri desek yanlış olmaz.

Tıbbi bal üretiminde Yeni Zelanda ve Avustralya zirveyi çekiyor. Ferhat Hoca’nın araştırmaları sayesinde ABD’nin de bu sektörde yer alması bekleniyor. Tıbbi bal sektörünün yıllık 1 milyar dolarlık bir pazarı olduğunu düşündüğümüzde, başarılı bilim insanının yaptığı çalışmaların ABD ekonomisine önemli bir katkı sağlayacağı açık.

Ferhat Öztürk şu anda Texas geneli ve San Antonio’dan topladığı bal örneklerini inceliyor. Hangi balların tıbbi bal özellikleri taşıdığını araştırıyor. Uygun örnekleri bulduğu takdirde, balın yara bantlarında ve bandajlarda kullanılacağını ifade ediyor Ferhat Hoca. Yaraların iyileşmesini hızlandırıyor ve iz bırakmadan yaranın onarımını sağlıyor tıbbi bal.

Ferhat Hoca çalışmalarına Türkiye’de devam edebilseydi, şimdiye kadar çoktan bir sonuç alınacağını söylüyor. Ekonomisi can çekişen Türkiye, bugün tıbbi bal üretimiyle 1 milyar dolarlık bir pazara girip büyük kazançlar elde etme ve marka olma imkanını kaçırdı. Ferhat Öztürk’ün çalışmaları ise Amerika Birleşik Devletleri’nde hak ettiği değeri görüyor.

Ferhat Hoca’dan süreç mağdurlarına tavsiyeler: ‘Tutkunuzun peşini bırakmayın’ 

Başarılı bilim insanı, kariyerlerini ve imkanlarını kaybedip Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan süreç mağdurlarına da önemli tavsiyelerde bulundu. Ferhat Hoca, şartlar ne olursa olsun “tutkunuzun peşini asla bırakmayın” ve “iyi bildiğiniz alanda gönüllü çalışmalara katılın” diyor.

“Bulunduğunuz ülkenin dilini yeterince iyi konuşmasanız bile alanınızdaki etkinliklere katılın, gönüllü çalışmalar yapın. Oradaki insanlar sizin değerinizi anlayacak, birikiminizi fark edecektir” diyor Ferhat Hoca. Gönüllü çalışmalarda geliştirilen ilişkilerin kapıları açacağını vurguluyor.

Ferhat Öztürk, geçimi sağlamak için farklı işlerle uğraşılmak zorunda kalınsa bile, arta kalan vakitlerde tutku ile bağlı olunan alanda çaba gösterilmesi gerektiğini söylüyor. Kendisi, sandviç dağıtırken, Uber yaparken bile alanında kendini geliştirmeyi ihmal etmemiş.

Ferhat Öztürk tüm bu süreçlerde Türkiye’deki mağduriyetleri duyurma konusunda da gönüllü olarak çalışmalarda bulunuyor. Akademisyenlerin mağduriyetlerini duyuran Scholar Rights Watch’un hazırladığı raporlarda görev alıyor. Sosyal medya hesaplarından da aktif bir şekilde Türkiye’de yaşanan mağduriyetlerin sesini duyurmaya çalışıyor.

Ferhat Öztürk bugün eşi Figen Hanım ve iki çocuğuyla ABD’de yaşıyor ve uzun süren zorlu bir mücadelenin ardından araştırmalarına devam ediyor. Enerjik ve yılmayan yapısıyla kendisini tanıyanlara ilham ve ümit kaynağı olmaya devam ediyor. Başarılarını duymaya devam edeceğimizden hiç şüphemiz yok.

Bu Ferhat Öztürk ve ailesinin hikayesi. Önümüzdeki yıllarda duyacağımız binlerce başarı hikayesinin öncülerinden biri.