IŞİD Bağdat’a dayandı, Irak fiilen üç parça

IŞİD Bağdat’a dayandı, Irak fiilen üç parça

Musul’u ele geçirdikten sonra Bağdat’a doğru ilerleyen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü,  Irak’ı geleceği öngörülemeyen bir iç savaşın eşiğine getirdi.

Bağdat’a birkaç saatlik mesafede örgüt militanlarıyla Irak ordusu ve Şii gönüllü birlikleri arasındaki çatışmalar sürüyor. Binlerce sivil Bağdat’ı terk ederek güvenli gördükleri kuzeydeki Kürt bölgesine kaçıyor. Ailesiyle birlikte üç günde Bağdat’tan Erbil’e gelebilen Muhammed Süleyman, “Bağdat’ta Şiiler Sünni mahallelerden, Sünniler de Şii mahallelerden ayrılıyor. Kimse kimseden alışveriş yapmıyor. Bölünme an meselesi. Savaş Bağdat’ın kapısına dayandı.” diyor.

Musul’u ele geçirmesinin ardından başkent Bağdat’a doğru ilerlemeye çalışan radikal selefi örgüt Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak’ı, geleceğin öngörülemediği büyük bir iç savaşın eşiğine getirdi. Bağdat’a birkaç saatlik mesafedeki yerleşim yerlerinde örgüt militanlarıyla Irak ordusu ve Şii gönüllü birlikleri arasındaki çatışmalar sürüyor. Binlerce sivil ise fırsatını bulur bulmaz can güvenliklerinden emin olmadıkları Bağdat’ı terk ederek güvenli gördükleri kuzeydeki Kürt bölgesinde soluğu alıyor.

Süleyman ailesinin Bağdat’tan Erbil’e gelmesinin üstünden daha üç gün geçmiş. Ailenin reisi Muhammed Süleyman, Bağdat’ta yaklaşan felaketi gördükleri için şehirden ayrılmaya karar verdiklerini anlatıyor: “Bağdat’ta artık Şiiler Sünni mahallelerden, Sünniler de Şii mahallelerden ayrılıyor. Kimse kimseden alışveriş yapmıyor. Sünni mahallelerde de gösteriler oluyor. Maliki yönetimi her Sünni aileye bir zarar verdi. İnsanlar artık canından vazgeçti. Böyle yaşamaktansa ölelim diyorlar. Bölünme artık an meselesi. Ama Sünni bölgelerde de Kuzey Irak gibi federal bir yapı kurulsa belki çok kanlı bir savaşın önüne geçilebilir. Savaş artık Bağdat’ın kapısına dayandı.” Kendisi gibi birçok Iraklı ailenin Türkiye, Kuzey Irak ve Ürdün’deki akrabalarının yanına göç ettiğini anlatıyor.

Sabahın erken saatlerinde kısa süre önce IŞİD’in eline geçen Telafer’in batısına gitmek için yola koyuluyoruz. 45 dereceyi bulan hava sıcaklığına bir de benzin kıtlığı ekleniyor. Ülkenin en büyük petrol rafinerisinin IŞİD militanlarının saldırısına uğramasının ardından ülkede benzin kıtlığı başladı. Benzin istasyonlarının önünde en az 5 kilometreyi bulunan kuyruklar. Benzinden tasarruf için kimse araç klimalarını kullanmıyor. Serinlemek için açtığımız araç camından bunaltıcı sıcak havadan başka bir şey gelmiyor. Şehirde yol boyunca Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne bağlı peşmerge güçlerinin kontrol noktalarından geçiyoruz. Irak’ta yaşayan bütün Kürtlerde petrol ve doğalgaz zengini Kerkük’ün tek bir kurşun dahi atılmadan kazanılmasının sevinci var.

Kısa süre sonra bir peşmerge karargâhına misafir oluyoruz. Bölge cephe noktasında yer aldığı için kışla içinde sürekli hareketlilik var. Birliğin komutanı peşmerge generali odasında misafir ediyor bizi. Hemen önünde televizyonda Baasçıların kanalı açık. Çatışmaları izlerken söze giriyor.  Bugün yaşananların, hiçbir Iraklı için asla sürpriz olmadığını ifade ediyor: “Benim şahsi kanaatime göre Bağdat’ın da düşmesi kimseyi şaşırtmamalı. Çünkü o bölgedeki Sünniler rejimden nefret ediyor. Ama orada çok kanlı bir savaşın olacağı kesin.”

IŞİDİN ÇOK CİDDİ HALK DESTEĞİ VAR

Musul’da yaşananların arkasında IŞİD’in öne çıktığını ancak asıl gücün Baasçılar olduğunu anlatan general, “Eğer Baasçılar, IŞİD’e karşı çıksaydı. IŞİD başarılı olamazdı. Musul ve Tikrit’e atanan valiler Saddam Hüseyin döneminin Baasçı komutanları. Dikkat ederseniz Tikrit ve Musul’da ciddi bir kriz yaşanmadı. Çünkü Baasçıların devlet yönetme ve savaş tecrübesi var.” Komutana göre Irak artık bir daha asla tek bir devlet olarak kalamayacak noktaya geliyor. Musul halkının ‘Bizi Şiiler yöneteceğine İsrail yönetsin daha iyi.’ dediğini anlatıyor. “Bu insanların arkasında onlarca milletvekili, en az 7 milyon insanın olduğu halk desteği var. Maliki ordusu Musul’a gelene kadar 400 kilometrelik bir yol var ve Samarra ve Tikrit gibi Sünni ağırlıklı kasabalardan geçmek zorunda, bu da mümkün değil. Çünkü çok ciddi bir halk destekleri var. Maliki döneminde birçok Sünni, terör gerekçesiyle işlerinden edildi, kamudan dışlandı, mallarına el konuldu. Ve birçoğu da idam edildi. Bugün yaşananlar bunların sonucu.” Peşmerge generali, uzun sohbetin ardından askeri araç verip peşmerge güçlerini çekmek için izin veriyor.

Yol boyu birçok noktada peşmerge güçleri yer alıyor. Maliki ordusunun kaçarken bıraktığı askeri araçlardan Irak bayrağı ve ordu armaları silinmiş. Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin armaları eklenmiş. Telafer’e gitme isteğimize birkaç saat önce üç peşmergenin öldürüldüğü intihar saldırısı nedeniyle  olumsuz yanıt veriliyor. Bölgenin artık çok tehlikeli olduğunu, her yerde intihar bombacılarının bulunduğunu anlatıyorlar. “Orada hiçbir şeyin garantisi yok. Her şey Allah’a emanet.”

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.