(HABER ANALİZ) New York’ta toplu taşıma çalışanlarına logosuz “türban” izni

(HABER ANALİZ) New York’ta toplu taşıma çalışanlarına logosuz “türban” izni

The Metropolitan Transportation Authority (MTA) ile MTA işçileri arasındaki “türban” tartışması neticelendi. Hukuki süreç Müslüman, Sih ve dini nedenlerle başına örtü takanların lehine sonuçlandı.   

MTA’nın üniforma yönetmeliğine yönelik başlatılan hukuk sürecinde ABD Adalet Bakanlığı, MTA’nın giysi yönetmeliğini ayrımcılık olarak değerlendirerek sözkonusu yönetmeliği yeni karara bağladı. MTA’nın geçen haftalarda yaptığı açıklamaya göre, MTA’da ve MTA’nın alt kolu olarak New York kentinde toplu taşımacılığı üstlenen New York City Transit (NYCT) şirketinde çalışan Müslüman ve Sihler (Hindistan’ın Pencap bölgesinde yaşayan bir topluluk) artık “MTA logosuz türban” takabilecekler. MTA işçileri dini nedenlerle başlarına taktıkları türban (turban), sarık, başörtüsü (headscarf), takke veya sinagog şapkasına (kipa) MTA logosu takmadan halka açık alanlarda çalışabilecek. Fakat başa takılan bu giysilerin MTA üniformasıyla aynı renk yani lacivert olması zorunlu. Böylece Müslüman ve Sih işçiler yıllarca sürdükleri “türban” mücadelesi davasını kazanmış oldu.

MTA 11 Eylül terör saldırısından sonra New York bölgesinde çalışanlara yönelik uyguladığı kılık-kıyafet yönetmeliğindeki değişiklik bazı Müslüman ve Sih çalışanların tepkisine yol açmıştı.  MTA 11 Eylül’den sonra üniforma  yönetmeliğine eklediği maddeye göre çalışanlar arasında başına herhangi bir şekilde şapka ve örtü takanlar dışarıda yani halka açık yerlerde çalışamaz ya da eğer çalışırlarsa işçilerin başlarına taktıkları bu giysilerin üzerine “MTA logosu” yapıştırması gerekiyordu. Bu karardan sonra bazı çalışanların işyerindeki pozisyonu değiştirilerek toplum içinde çalışması engellenmişti. Karara uymayan bazı işçiler ise istifa ederek özel sektörde çalışmaya başlamıştı.

-“Dini inanca büyük saygısızlık”-

Sih İnsan Hakları Derneği’nin (Sikh Coalition) kurucu ortaklarından Amardeep Singh, MTA’ya karşı açılan dava sürecine dayanarak son zamanlarda çalışanlardan bazılarının MTA logolu başlığı ihmal etmeye başladığını söyledi. Singh, “Bazı Sih çalışanları MTA logosunu ceplerinde saklıyor ve sadece üniforma müfettişleri geldiği zaman logoyu çıkartıp türbanlarının üzerine takıyorlar. Aksi halde işçiler nasıl giyinmekten mutlu ise o şekilde giyiniyorlar.” dedi. Singh, “MTA logosu bir şirket logosu ve çalışanların bunu türbanlarının üzerine takması saygısızlık. Bu aynen  Musevilerin taktığı kipanın üzerine McDonald’s logosu ya da başörtüsünün üzerine “Target” şirket logosu takmak gibi komik ve saygısız bir durum.” şeklinde sözlerine devam etti.    

Eski kararın 1970”li yıllarda Siyahların uğradığı ayrımcılığa benzeten Singh, “Afrikalı Amerikalılar bir zamanlar ırkçılık yüzünden toplu taşıma araçlarına alınmıyordu. Fakat aradan geçen senelerden sonra hazırlanan yasal bir kararla otobüse binmelerine izin verildi ama sadece otobüsün  arka tarafına oturmaları şartıyla.”   

-“MTA yanlış yapmadı”-

Öte yandan bir MTA yetkilisi MTA şirketinin eskiden yanlış bir uygulama yapmadığını ve şapka veya başa takılan herhangi bir kıyafetin MTA logolu olması konusunda bir maddenin MTA yönetmeliğinde uzun zamandır olduğunu söyledi. Yetkili, “Çalışanlar sadece logolu şapka takabilir. Fakat bu uygulama biraz gevşemişti ve 11 Eylül’den sonra denetim artrıldı. Eskiden varolan kurala göre eğer çalışanlar şapka takmak istiyorlarsa sadece MTA logolu şapka takabilir. Yalnız 11 Eylül saldırısından sonra Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılmasıyla hayatını kaybeden polis ve itfaiyecileri anmak için MTA işçilerinin New York Polis Departmanı (NYPD) ve New York İtfaiye Departmanı (FDNY) logolu şapka takılmasına izin verildi. Çatışmaya yol açan sebep ise Sih ve Müslümanların dinlerinin gereği taktığı başlığa MTA logosu takmak istememelerinden kaynaklanıyor.” dedi.

Bir diğer MTA yetkilisi ise önceki uygulamanın yolcular için gerekli olduğunu savunarak, “Acil durumlarda MTA çalışanlarının kolayca tanınabilmesi şart.” şeklinde konuştu. Yetkili, önceki kıyafet politikasının dinle ya da etnik kökenle bir alakası olmadığını ve logolu şapkanın MTA’nın üniforma yasasında temel maddelerden biri olduğunu savundu.     

-Türbanlı 11 Eylül kahramanı-

İşçilerden bazıları MTA’nın logolu şapka ve baş giysilerine yönelik hukuki haklarını savunmak üzere Sih İnsan Hakları Derneği ve diger bazı insan hakları kurumlarına başvurmuşlardı. ABD Adalet Bakanlığı ise davayı “1964 Federal İnsan Hakları Yasası”na göre değerlendirerek MTA şirketinin çalışanların dini inançlarını ihlal ettiğini ve durumun insan hak ve özgürlükerine aykırı olduğunu savunmuştu.


MTA davası ABD’de dini inanca ve ırkçılığa yönelik tipik bir örnek zira Amerikan Adalet Bakanlığı’na “1964 Sivil Hakları Kanuna”na dayanarak ırkçılık ve dini ayrımcılık nedeniyle birçok dava açıldı.

Davacılardan New York metrosu makinisti Kevin Harrington, eski uygulamanın anlamlı ve mantıklı olmadığını söyledi. Hristiyanlık dünyasının en yaygın mezhebi olan Katolik mezhebinden Sih dinine geçiş yapan Harrington, “11 Eylül saldırısındaki başarımdan dolayı MTA beni onure ederek ödül verdi ve 11 Eylül kahramanı ilan etti. Fakat 11 Eylül’de türbanımda MTA şirket logosu yoktu.” dedi. 11 Eylül terör saldırısında ikiz kulelerin devrilmesi sırasında kullandığı treni yıkılan binaların aksi yönünde hareket ettirerek 800 kişinin kurtulmasını sağlayan Kevin bey, “Ben ikinci sınıf vatandaş değildim ama logolu türban taktırmakla bizi ikinci sınıf vatandaş olmakla yüzleştiriyor ve cezalandırıyorlar.” şeklinde konuştu.  

Harrington MTA’nın eski uygulamasının ayrımcılığı körüklediğine işaret ederek, “Eski yönetmelik bir anlık korkuyla alınmış bir karar. Fakat bu tür şeyler Müslüman ve Sihlerin damgalanmasına ve ayrımcılığa yol açıyor. MTA işçilerinden bazılarının Yankees şapkası, moda başörtüleri ve kipa taktıklarını görüyorum. Neden sadece Sih ve Müslümanlar?” diyor.

MTA’nın önceki  kılık-kıyafet kararının ardından açılan davalar sonucunda madur olanlara manevi tazminat ödemesi kararlaştırıldı. MTA, işten ayrılan Müslüman ve Sihler dahil 8 kişiye toplamda 184 bin beşyüz dolar tazminat ödeyecek.     


Müslümanları temsil eden avukat Lonnie Hart Jr., üç tane müslüman çalışanın da tazminat alacağını fakat tazminat miktarının açıklanmadığını söyledi.

Başörtüsü taktığı için zorlamayla karşılaştığını söyleyen Malikah Alkebulan MTA’nın Müslüman otobüs sürücülerinden biri. Alkebulan avukatı Lonnie Hart Jr., sorunun Alkebulan’nın 11 Eylül 2001’den bir kaç ay sonra işe alınmasıyla başladığını belirtti. Hart, “Malikah hanım işe girdikten sonra deneme sürecindeyken başörtüsünü çıkartması istenmiş ilk önce çıkartmak istememiş fakat işten atılma korkusuyla çok fazla direnememiş ve başörtüsünü tamamen çıkartmasa da bazen esneklik göstermek zorunda kalmış.”   

-The Metropolitan Transportation Authority-

MTA, Kuzey Amerika’nın en yoğun ve en büyük toplu taşıma şirketi. Özellikle New York ve çevresindeki eyaletlere tren, otobüs ve metro araçlarıyla servis sunan MTA, 800 binin üzerinde aracıyla haftaiçi ortalama 11 milyonun üzerinde yolcu taşıyor. Bünyesinde diğer toplu taşıma şirketlerini de barındıran MTA’nın operatörleri şöyle: MTA Long Island Rail Road, MTA Metro-North Railroad, MTA New York City Subway, MTA Regional Bus Operations, MTA Bus, MTA New York City Bus, MTA Staten Island Railway.

-Nedir bu başa takılanların başına gelen?-

Sih sarığı diyebileceğimiz Türban (turban), Sih dininde erkeklerin kullandığı sarığa benzer bir başlık. Sihler, saçların hiç kesilmeden aynen kalması gerektiğine inanıyor ve uzayan saçlarını korumak ve konrol altına alabilmek içinde türban ile sarıyorlar. ABD’de olduğu gibi dünyanın heryerinde türban Sihlerin sembolü haline gelmiş bu nedenle Sihler hemen tanınıyorlar. Bazı Sih kadınlar da türban takıyor.


Türban aynı zamanda Kuzey Afrika ile Güneydoğu Asya Müslüman toplumlarında da yaygındır.

Müslümanların tarafından kullanılan sarık, takke ve başörtüsü Kur’an-I Kerim’de ve Hz. Muhammed’in hayatından yer alıyor. İslam’da başörtüsü Nur uresi’nin 31’inci ve Ahzab Suresi’nin 59’uncu ayetlerinde kadının başı dahil örtünmesi gerektiği anlatılır Kur’an’da geçtiği için de başörtüsü farzdır.

Sarık ile takke ise Peygamber Efendimiz kendisi hem kullandığı hemde tavsiye ettiği için sünnettir ve Hz. Peygamber’e hürmeten erkekler tarafından takılır. Sarık büyük ve genişçedir. Sarık, fes veya kavuk üzerine sarılan türban iken; takke erkeklerin namaz sırasında başlarına taktıkları ve başın saç kısmını kaplayarak alnı açık bırakan sarığa göre çok daha küçük bir başlıktır. Takke Türkiye’de genellikle örgü işiyle yapılır.   
Başörtüsü, Hristiyanlık ve Yahudilikte de olan bir baş örtüsüdür. Musevi kadınlar başı sıkıca kavrayan özel bir tür kadın başörtüsü olan türbana benzer bir başlık kullanırlar. Hristiyan bayanların bazıları eşarp takarken bazıları türban tercih eder. Rahibeler ise “wimple” adı verilen uzun ve geniş bir baş örtüsü takarlar.

Yarmulke, kipa veya kippa adıylada bilinen sinagog şapkasını Musevi erkekler kullanır. Kipa ise Musevi erkeklerinin dua esnasında, sinagogda ve dışarıda başlarını örtmekte kullandıkları küçük takkedir. Müslüman erkekler takkeyi daha çok namaz kılarken kullanırken Kipayı dindar Musevi erkekler ibadetin dışında da günlük hayatta sürekli takarlar. Kipa takkeden daha küçüktür ve kafanın tam ortasına yani tepesine yerleştirilir. Ufak olduğu için kipa başı tamamen kavramaz. Takke ise kafayı bütünüyle sarar. Saten, kadife, deri, süetten olanları olduğu gibi kipa çoğu zaman örülerek de yapılır.  

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.