Related Articles
İnsan Hakları İzleme Örgütü: Erdoğan muhalefeti de yönetiyor
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2020 Dünya Raporu’nu Birleşmiş Milletler’in genel merkez binasında paylaştı.
HRW Genel Direktörü Kenneth Roth toplantıda “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın demokratik süreci manipüle etmesi ve özgür medyayı kabul etmek istememesi konusunda çok endişeli olduklarını” belirtti. Türkiye’de birçok gazetecinin ve muhalif siyasetçilerin hapse atıldığını hatırlatan Roth, Erdoğan ile ilgili “Kürt belediye başkanlarını suçlamaya ve hapse atmaya devam ediyor ama aslında muhalefeti yönetiyor.” dedi. Roth, “Türk halkının Erdoğan’ın otokratik kurallarından duyduğu hoşnutsuzluğun arttığına” dikkat çekti.
Basın açıklaması sonrası bir gazetecinin, “Raporda Türkiye’ye de yer verdiniz. Türk yetkililerine mesajınız ne olur?” sorusuna Roth, “Türk hükümetinin elindeki tüm araçlara rağmen Erdoğan, Türk halkının kendisine verdiği desteği geri çekmesini engelleyemedi ve bunu yerel seçimlerde gördük. İstanbul’da Erdoğan ‘tekrar seçimi’ denedi ama işe yaramadı. Böylece AKP İstanbul, Ankara gibi büyük şehirleri kaybetti. Dolayısıyla, açıkça Türk halkının Erdoğan’ın kendine çalışan otokratik kuralından hoşnutsuzluğu artıyor. Ama sahip olduğu muazzam gücü minimize edemiyoruz. Şimdi İstanbul’u kaybettiğini gördük, büyük yolsuzluğun destek almasını sağlayan bazı kaynaklarını kaybetti. Bazı şeyler değişebilir. Türkiye gerçek bir demokrasiye gitmekte olan bir ülkeden Erdoğan’ın baskısı nedeniyle demokrasinin çok daha kısıtlı olduğu bir ülkeye döndü.” şeklinde cevapladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu yıl 30’uncusu yayınlanan 652 sayfalık 2020 Dünya Raporu’nda, 100’e yakın ülkedeki insan hakları uygulamalarını ele aldı.
Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra yüzbinlerce insanın terör suçlaması ile yargılandığı ifade ediliyor. Raporda Gülen cemaati ile bağlantılı 69 bin 259 kişinin hala yargılanmasına devam edildiği ve 155 bin 560 kişinin de hala terör suçlaması ile yargılandığına dikkat çekildi.
KAÇIRILANLAR GÖZALTINDA BULUNDU
Yıllık raporda “Kürtler, solcular ve Fethullah Gülen” takipçilerin gözaltı sürecinde işkenceye maruz kaldığı ve hastalıkların dikkate alınmadığı ifade edildi. Şubat ile ağustos ayları arasında 6 kişinin kaçırıldığına ve aylar sonrası polis gözaltında oldukları ortaya çıktığına vurgu yapıldı.
Kenneth Roth raporun açıklanacağı toplantıyı Hong Kong’da yapmayı planladığını ancak Çin hükümetinin kendisini ülkeye almadığını anlattı.
ÇİN HÜKÜMETİ İNSAN HAKLARI İÇİN KÜRESEL TEHDİT OLUŞTURUYOR
Çin hükümetinin, insan haklarının savunulması için kurulmuş küresel sisteme yönelik yoğun bir saldırı yürüttüğünü belirten Roth, dünyanın her yerindeki insanların görüşlerini özgürce ifade edebilmelerine, keyfi olarak hapsedilme veya işkenceye maruz kalma korkusu duymadan yaşayabilmelerine ve diğer tüm insan haklarından yararlanabilmelerine olanak sağlayan onlarca yıllık ilerlemenin risk altında olduğunu söyledi.
Roth, insan haklarına yönelik dünya üzerindeki diğer tehditlere de dikkat çekti. Bu tehditlerin başında Suriye ve Yemen’in geldiğini açıkladı. HRW Genel Direktörü bu ülkelerde, Suriye ve Rusya hükümetlerine bağlı güçler ile Suudi önderliğindeki koalisyonun sivillere saldırmaya ve hastaneleri bombalamaya yönelik yasaklar başta olmak üzere, sivilleri korumak için konulmuş uluslararası kuralları ihlal ettiğini belirtti.
ÇİN’E SERT ELEŞTİRİLER
HRW Direktörü Roth, “Pekin, uzun süredir içerideki muhalifleri sindirmiş durumdaydı. Çin hükümeti uyguladığı sansürü şimdi dünyanın geri kalanına yaymak istiyor. Herkesin geleceğinin savunulması için, dünya hükümetlerinin, Pekin’in uluslararası insan hakları sistemine yönelik saldırılarına direnmeleri ve bu amaçla birlikte hareket etmeleri şart,” dedi.
Açıklamada Dünyayı Pekin’in yürüttüğü cepheden saldırıya karşı savunmak ancak insanları ve onların haklarını önemseyen aktörlerin, daha önce emsali görülmemiş bir karşılık vermesiyle mümkün olacağı belirtildi. Roth, hükümetlerin birlikte hareket etmeleri halinde, Pekin’in böl ve yönet stratejisinin yerle bir edilebileceğini belirtti.
‘İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI PEKİN’E BASKI YAPSA’
Roth “Örneğin Myanmar’da eziyet gören Rohingya Müslümanları için sesini yükselten İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), aynı şeyi Sincan’daki Müslümanlar için de yapsa, Pekin, dikkate almak zorunda kalacağı bir baskıyla karşı karşıya kalacaktır” yorumunda bulundu.
New York merkezli kuruluş raporda “hükümetler ve uluslararası finans kurumları da Çin’in sunduğu ‘koşulsuz’ kredilere ve kalkınma yardımlarına alternatif oluşturabilecek, insan haklarına saygılı ve ikna edici seçenekler sunmalıdır” önerisi yapıldı.
Açıklamada “Şirketler ve üniversiteler, Çin ile ilişkilerinde takip edecekleri davranış kuralları belirlemeli ve bunları savunmalıdır. Güçlü ortak standartların belirlenmesi, Çin’in temel hak ve özgürleri savunmak için boy gösterenlere karşı misillemelere girişmesini güçleştirecektir. Sincan meselesinin, BM Güvenlik Konseyi’nde tartışılmasının insan haklarını önemseyen dünya liderleri tarafından zorlanması da Çinli yetkililerin kazanmak için can attıkları itibara, insanlara eziyet ettikleri sürece kavuşamayacaklarını anlamalarını sağlayacaktır.” denildi.