Esad rejiminin Suriye kentlerine yaptığı hava saldırılarını durdurmak için bir çeşit uçuşa yasak bölge oluşturulmasını uzun zamandır savunan Türkiye, bu fikir için hâlâ bastırırken bunun pek muhtemel olmayan bir seçenek olduğunun da farkında görünüyor.
ABD’lilerin ve Avrupalıların BM Güvenlik Konseyinin daimî üyeleri Rusya ve Çin’in muhalefeti nedeniyle bu fikrin uygulanması hâlinde çatışmaların daha da büyüyebileceği yönündeki endişeleri, uçuşa yasak bölge uygulamasının uzun zamandır muallakta kalmasına neden oldu.
Yine de Türkiye, kısa bir süre önce NATO’dan sınırlarını korumak için PATRIOT füzeleri aldı. Ankara’nın füzeleri fiilî bir uçuşa yasak bölge oluşturmak için kullanabileceği yönünde yorumlar var. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu sırasında düzenlenen bir basın toplantısında uçuşa yasak bölge uygulamasının askerî sonuçlarının “sıkıntılı” olabileceğini kabul etti.
Davutoğlu, uluslararası toplumun Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın rejimi üzerinde Halep gibi bölgeleri bombalamaktan vazgeçmesi konusunda siyasi baskı oluşturmasının kilit önemde olduğunu belirtti.
Davutoğlu, “Yöntem tartışılabilir. Uçuşa yasak bölge oluşturulması olabilir. BM Güvenlik Konseyinden bunun bir savaş suçu olduğunu ve uluslararası yargıya götürülebileceği yönünde çıkarılacak net bir karar gibi diğer yöntemler de olabilir. Bu tartışılır. Önemli olan, Suriye halkının nasıl korunacağıdır.” dedi.
Davutoğlu, çatışmaların büyük bir kısmının yaşandığı Suriye’nin orta bölgelerine insani yardım yollarının açılmasının sağlanması için Suriye’ye uluslararası baskı yapılmasını da istedi. Davutoğlu, hâlihazırda Suriye’deki şiddetten kaçan 160 bin Suriyeliyi kabul eden Türkiye’nin, sınırlarını Suriyeli mültecilere kapatmayacağı taahhüdünde de bulundu.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment