WSJ- “Suriye-Türkiye sınırında geçen şiddet dolu bir yıl”

WSJ- “Suriye-Türkiye sınırında geçen şiddet dolu bir yıl”

wsj logo1

Savaş öyle ya da böyle hayatları altüst ediyor

Suriye’deki çatışma bu gözenekli sınır boyunca her geçen gün Türkiye topraklarına daha fazla sirayet ederek toplumları yeniden şekillendirirken Ankara’nın muhalif gruplara verdiği desteğin geri teperek sınırın bu yanında yeni şiddet olaylarına neden olmasından endişe ediliyor.

Bir yıldan uzun süreden bu yana, bomba yüklü araçlar, topçu mermileri ve rastgele açılan ateşler sonucu 70’ten fazla Türk hayatını kaybetti. Bir zamanların sakin Türkiye köyleri şu sıralar mülteciler, kaçakçılar ve Suriye’ye savaşmaya giden savaşçılarla kaynıyor. Giderek yayılan sığınmacı kampları yarım milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. 

İç savaş bölge ekonomisini de yeniden şekillendirirken, Türk ailelerine ait sınır ötesi ticarete dayalı yüzlerce işletme kapanmak zorunda kaldı, diğer yandan silah, yakıt ve yiyecek kaçakçılığı tırmanışa geçti.

Wall Street Journal etkileşimli video projesinin temelini de bu yeni ortaya çıkan travma ve günlük yaşamın aldığı karmaşık hal oluşturuyor. Bu projede doktorlar, öğretmenler, gazetecilerin de aralarında olduğu halktan insanların portreleri bölge halkının çekip sosyal medya aracılığıyla dağıttığı video çekimleriyle bir araya getiriliyor.

Sosyal medya haber ajansı Storyful tarafından doğrulanıp coğrafi olarak konumlandırılan, küratörlüğü ise Wall Street Journal Gazetesi editörleri tarafından yapılan sosyal medya videoları muhaliflerin kontrolündeki Kuzey Suriye’nin sınır bölgelerinde çekildiğinden dolayı ağırlıklı olarak muhaliflerin bakış açısını yansıtıyor. Ancak aynı zamanda okuyuculara çatışmayı bu savaş mağlubu sınırın ötesinde yaşayan insanların gözünden görme şansı veriyor.

Sınırın ötesinde siyasi durumu değiştiren tek şey kurşunlar değil. Arap dünyasından gelen turistlerle dolup taşan oteller ve restoranlar bugün gazetecileri, sağlık çalışanlarını ve savaşa hazırlanan sakallı İslamcı savaşçıları ağırlıyor. Bir zamanlar Türk mallarını Suriye’den hızla büyümekte olan Arap pazarlarına taşıyan binlerce kamyon, bölgenin bozulan ekonomisinin eseri olarak atıl vaziyette toz bağlıyor.

Savaş sınır ötesi ticareti öldürürken yeni ekonomik bağlar oluştu. Türk işadamları, Suriyeli muhalifler ve kuzeyde yaşayan halk petrol rafinerileri ve tekstil fabrikalarını onarıp finansmanını sağlamak için ortaklaşa çalışıyor. Bu çalışmalarda yer alan Türk ve Suriyeliler, Türk ortaklara kar ve Suriye’de ekonomik bir çıkar sağladığı görüşünde. Sınırın her iki tarafındaki uyuşturucu kaçakçıları bir çeşit savaş ağasına dönüşmüş durumda. Türkiyeli bir kamyon şoförü “Milyoner oldular,” şeklinde konuşuyor.

Sınırdaki durum gittikçe daha tehlikeli bir hal alıyor. Geçen aylarda başka bir tehlike daha belirdi: el Kaide bağlantılı radikal İslamcı birlikler Suriye’nin kuzeyinde, kilometrelerce uzunluktaki sınır boyunca güçlerini arttırarak Türk toplumlarını da tehdit ediyor.

Radikal İslamcı grupların geçen ay ılımlı muhalif güçler ve Kürt militanlarla Türkiye’nin geçirgen sınırında girdiği çatışmalarda çok sayıda Türk vatandaşı serseri kurşunlarla yaralandı. El Kaide bağlantılı Irak ve Levant İslam Devleti (ISIS) savaşçıları sınır boyunca en az üç köyün kontrolünü ele geçirmiş durumda ve muhalif grupların verdiği bilgiye göre kaçakçılık hattını Suriye’nin İdlip kentine çevirmiş durumdalar. Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün verdiği bilgiye göre, Ekim ayında Suriye’nin sınıra yaklaşık 2 buçuk kilometre uzaklıktaki Darkoush kasabasında bomba yüklü bir araçla yapılan saldırıda 20 kişi hayatını kaybetti. Örgüt muhaliflerin elindeki Darkoush’un Pazar yerinde meydana gelen patlamada onlarca kişinin yaralandığını, bunlardan bazılarının tedavi için Türkiye’ye götürüldüğünü açıkladı.

CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, “Burada bizim için savaş tam bir kabus. Suriye’nin kapımızın dibindeki yeni Afganistan olmasından korkuyoruz. Radikallerin yarın silahlarını bize doğrultmasından endişeleniyoruz,” dedi.

Türkiye Genel Kurmay Başkanlığı bu ayın başında Suriye’ye kaçakçılık yapmaya çalışan Suriyeliler’le girilen silahlı çatışmanın ardından 20 çuval sülfür ve ne olduğu saptanamayan bir maddeyle dolu sekiz adet kapalı varil yüklenmiş üç araca el konulduğunu açıkladı. Ordu el konulan malzemenin ne amaçla kullanılacağına dair açıklama yapmadı.

Her geçen gün artan sayıda Türk erkeği muhalif gruplara katılıp Cihat için savaşmak üzere Suriye’ye giderken savaş aile bağlarına da zarar veriyor. Türkiye’deki insan hakları grupları yüzlerce gencin özellikle radikal İslamcı gruplarla savaşmak için Suriye’ye gittiğini söylüyor ancak hükümet bu iddialar konusunda açıklamada bulunmuyor.

47 yaşındaki Gaziantepli kamyon şoförü Mehmet, oğlunun geçen yıl Cihad’a katılmak üzere Suriye’nin kuzeyine gittiğini söylüyor. Yaşadığı toplumdan tepki görmekten korktuğu için tam adını vermek istemeyen baba, “Polis oğlumuzun aşırı uç gruplara üye olduğunu söyledi. Tüm bu bilgiye sahipler ancak oğullarımızın alınmasını engelleyemiyorlar. Polis yalnızca Gaziantep’te bizim gibi 170 aile olduğunu söylüyor,” diyor. Mehmet oğlundan bir aydır haber almamış.

ABD’li üst düzey yetkililere göre, radikal grupların güç kazanması, son aylarda bu grupları güçlendirmekten korkan Ankara’nın muhalif gruplara silah sevkiyatı yapmaktan vazgeçmesine neden oldu. Türk hükümeti eskiden daha ılımlı muhalif birliklere cansuyu sağlayan tedarik kepenklerini indirdi ve Ekim ayında el Kaide bağlantılı Irak ve Levant İslam Devleti gibi radikal gruplara remi olarak yaptırım getiren yeni kanunlar getirdi. Türkiye bu zamana kadar radikal İslamcılar’a yardım ettiğini tekrar tekrar yalanlarken bu grupların Suriye devrimini baltaladığı ve Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehdit oluşturduğunu savundu.

Türkiye yetkililer sınırın bir tarafında 1,8 metrelik, sınırı daha az geçirgen kılacak bir duvar inşa ediyor.

Buna karşılık bölge halkının çoğunluğu Ankara’nın bu kez radikal savaşçıların artan gücünün önüne geçemeyeceğinden korkuyor. Uzmanlar ve muhalif komutanlar, Suriye’nin kuzeyindeki radikal İslamcılar’ın ABD ile Rusya arasında Şam’ın kimyasal silahlarını bırakması yönünde varılan anlaşmanın ardından daha da güçlendiği fikrinde. Anlaşmanın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı cesaretlendirirken ılımlı Özgür Suriye Ordusu’nun moralini bozduğunu söylüyorlar.

Suriye’deki çatışmanın Türkiye topraklarına da yayılmakta olduğu algısı Şam’da rejim değişikliği için uluslararası çapta gayret sarf eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde olduğu ikilemin de altını çiziyor. Suriyeli muhaliflere verilen desteği azaltmak ve rejimin güçlenmesine izin vermek ya da askeri desteği arttırmak ve radikal grupların da güçlenmesi riskini göze almak. Başbakanlık ofisi konu hakkında yorum taleplerine yanıt vermedi.

Eski diplomat şu an ise Brüksel’deki Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda çalışmalarını yürüten Sinan Ülgen, “Sınır boyunca artmakta olan riskler Türkiye’nin bilinmeyene doğru ilerlediğini gösteriyor,” dedi. Ülgen, “Bu riskler Ankara’nın giderek cesaretini kırıyor,” şeklinde konuştu.

Çatışmanın bu geçirgen sınırlara ilerlemesi tarihi bazı açılardan tersine, iki ülkeden farklı toplumların sınırlar olmaksızın Osmanlı İmparatorluğu altında yaşadığı zamanlara çevirdi.

Daha kaygılandırıcı olansa, Suriye’deki Sünni-Alevi çatışmasının bir yansıması olarak mezhepler arası bölünmelerin yeniden baş göstermesi ve sınırın diğer tarafını geri döndürülmesi zor olacak şekilde yeniden şekillendirmesi.

Adı sık sık kaçakçılıkla anılan Reyhanlı, Suriye’deki savaşın Türkiye sınırı boyunca hayatı nasıl değiştirdiğinin durum çalışmasını sunuyor. Savaş öncesinde sakin bir ilçe olan Reyhanlı Suriyeli muhalifler ve rejime karşı savaşan yabancı cihatçıların hareketli bir üssü haline gelmiş durumda. Bölge halkı tarafından “küçük Suriye” olarak anılmaya başlayan ilçede yaralı savaşçıların tedavi edildiği sahra hastaneleri, sığınmacılarla savaşçıların ailelerine hizmet veren Suriye restoranları bulunuyor.

Mayıs ayında ilçe meydanında, bomba yüklü araçlarla yapılan büyük patlamalarda 50’den fazla insan hayatını kaybetti, Türk hükümeti olayların Suriye istihbarat ajanlarıyla bağlantılı olduğu açıklamasını yaptı. Sınırda Suriyeliler ile çalışan bir sürücü, “Girmek zorunda olmasaydım oraya gitmezdim,” dedi.

Haberin orjinali: http://graphics.wsj.com/BORDERLANDS/

 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.