BLOOMBERG TV- “Türk Hükümeti ve Kürtler barış yolunda”

BLOOMBERG TV- “Türk Hükümeti ve Kürtler barış yolunda”

Geçen hafta, Paris’te Türkiyeli üç Kürt aktivistin öldurülmesi en azından şimdilik suikastçilerin hedeflediklerinin aksine sonuçlar doğuruyor.

Cinayetlerin Kürtler arasında öfkeyi, Türkler arasında kötümserliği ve genel olarak toplumda şiddeti alevlendirmesi bekleniyordu. Fakat, bu üzücü olay Kürdistan İşçi Partisi’nin, veya daha çok bilinen adıyla PKK’nın, otuz yıldır devam eden direnişine son vermek için atılan adımlara kamusal ve siyasal desteğin asıl boyutlarını ortaya çıkardı.

Başta başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar partili politikacılar, Kürt hareketinin liderleri, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi, Kürt entellektüeller ve medya PKK yanlısı üç aktivistin öldürülmesine olan tepkilerini barış için çabalarını arttırarak devam ettireceklerini bildirerek ortaya koydular.  

Suiskast hakkında  pek çok teori geliştirildi. Örneğin, Türkiye’nin komşularıyla olan problemlerinin veya daha başka faktörlerin etkisi olabileceği söylendi. Fakat, gene de Ankara’dakilerin çoğu Paris’teki saldırıların barış görüşmelerini baltalamak amacıyla yapıldığında hemfikir.

Türk ve Kürt kanaat önderleri, ne Türk hükümetinin ne de PKK’nın lider kadrosunun, bir yıldan beri Milli İstihbarat Teşkilati ve hapisteki PKK lideri Öcalan arasında sürmekte olan barış görüşmelerini engelleme çabası olamayacağı konusunda ortak bir görüş paylaşmaktalar.

Artan öfke

Fakat, bu demek değil ki, kaygılanılması gereken bir durum yok. Kürtlerin bu olaya gösterdikleri tepkiden saldırıların Türk Devleti ve Türkiye’nin yüzde 15-20’ni oluşturan Kürtler arasında güven bunalımını arttırıcı bir etkisi olduğu söylenebilir.
Saldırılar, ayrıca, Ankara’daki siyasetçileri düşündürecek yeni bir faktörü de ortaya çıkardı. Paris’teki suikast, PKK içindeki muhalefetin Öcalan’ın barışa yönelik bir çözüm getirebilmesine engel olabileceğini ortaya çıkardı.

Ayrıca, sağcı Türk milliyetçileri Erdoğan’ın PKK ile yaşanan çatışmayı sona erdirecek adımlar atmasını engellemek için hiçbir firsatı kaçırmamak niyetinde. Dolayısiyle, bu dönemde bütün tarafların açıklamalarında ve hereketlerinde ihtiyatı elden bırakmamaları gerekmekte. Aksi takdirde, kırılgan dengeler kolayca sarsılabilir.

Barış için ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek bu dönemdeki en önemli konulardan birisi. PKK’nin 1984’ten beri devam eden direnişi bir çok soruna yolaçtı. Bu süreçte, PKK ile Türkiye arasındaki mücadele nedeniyle Türkiye’nin güneydoğusu harap oldu, 30,000’den fazla insan hayatını kaybetti, ülkeye toplamda 300 milyon dolar zarar getirdi, pek çok insanı göçe zorladı ve hatta 1998’de Türkiye’yi Suriye ile şavasın eşiğine getirdi.

Uluslararasi Kriz Grubu’nun belittiğine göre, PKK ile yapılan son görüşmelerden beri geçen 18 aylık dönemde 900 kişi yaşamını yitirdi.

Dolayısiyle, her iki taraf da bu süreçten hiç kimsenin mutlak politik veya askeri bir zaferle çıkamayacağını kabullenmiş durumda.

Erdoğan, önümüzdeki bir yıl içinde seçim olmayacağından soruna son verecek bir çözüm arayışına rahatlıkla yönelebilir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de 2014 yılında yapılacağını düşünürsek, başbakanın elinde çözüm için yeterince zaman var. Öcalan’a diğer mahkumlara tanınan televizyon seyretme imkanı verilmesi ve Kürt hareketinin liderlerine Öcalan’ın hapsedildiği Marmara Denizi’ndeki İmralı adasını ziyaret hakkı tanınmasi iyi niyet sinyali olarak algılanıyor.

2005’ten beri devam eden demokratik açılım ve PKK ile görüşme sürecinde, Erdoğan daha önce hiç atılmamış adımlar attı. Başbakan, Kürtçe televizyon yayınlarına serbestlik getirerek, halka açıkca PKK ile görüşmeler yapıldığını belirterek ve okullarda seçmeli Kürtçe dersleri açılmasına izin vererek Türkiye halkını bu sürece hazırladı.  


Vazgeçilmis insiyatif

Erdoğan daha önce demokratik açılım insiyatifini halktan gelen muhalefet nedeniyle yarım bırakmıştı. Fakat, bu sefer sinyaller daha umut verici. Paris’teki cinayetlerden önce dahi, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi günlük politik arayışları terkedip barış insiyatifine destek vermişti. Yurtdışında yaşayan güçlü kanaat önderi Fethullah Gülen de barış görüşmelerine destek verdigini açıkladı.

PKK direnişi tekrar silahlı mücadeleye yönelirse, insan kaybının yanı sıra pek çok sorun ortaya çıkabilir. Mesela, Türkiye’nin Orta Doğu’daki komşularıyla da arası açılabilir.

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırına yakın Kürt bölgesinde PKK’nın kardeşi bir partinin kurulduğu biliniyor. Ayrıca, Türkiye’nin iki yıldan beri anlaşmazlık yaşadığı Irak merkezi yönetimi, kuzey Irak’taki PKK merkezine yapılan hava saldırılarına karşı çıktı. Son olarak da, bir Türk başbakan yardımcısı Iran’ı PKK’nın dağlık Türkiye-İran sınır bölgesinde konuşlanmasına izin vermekle suçladı.
Bunlara rağmen, hükümet, başbakanın danışmanlığını yapan Yalçın Akdoğan’ın ifadesiyle “nihai çözüme yönelik bir vizyona,” sonuna kadar bağlı görünüyor.

Akdoğan’ın hükümetin bu konudaki duruşuyla alakalı olarak ortaya koyduğu detaylar iki açıdan problemli: PKK’nin şahinlerinin yorulduğuna ve evlerine dönmek istediklerine ve  Öcalan’ın kolayca binlerce PKK militanın Türkiye’den çekilmesini sağlayabileceğine olan inanç biraz fazla iyimser görünüyor. Bununla beraber, Akdoğan herhangi bir çözüme, sadece PKK ile savaşmanın ötesinde, Kürt sorununa bir bütün olarak bakılarak ulaşılacağını açıkladı.

Devlet ve Öcalan arasında gercekleşen gizli görüşmeler ancak daha geniş bir sosyal-siyasi değişimin ve kapsamlı bir çatışma çözümü stratejisinin parçası olarak başarı getirebilir.

Böyle bir politika, PKK’yı sılahsızlandırmak ve tekrar topluma entegre etmek icin şunları içermek zorunda: anayasa ve yasalardaki ayrımcılık içeren maddelerin çıkarılması; 2009’dan beri tutuklanmış ve şiddete bulaşmamış Kürt aktivistlerinin salıverilmesi; yeterince talep olan yerlerde anadilde eğitim hakkı verilmesi; yüzde onluk seçim barajının Avrupa standardı olan yüzde beşe düşürülmesi ve yasal Kürt partisine adil rekabet imkanı tanınması; ve son olarak, Türkiye’nin siyasi özerkliğe geçmesi için çalışılması.

Yavaşça ilerlerken  

Hükümet ve Kürt ulusal hareketi, talepleri ve zaman çizelgeleri birbirinden cok farklı olsa da yavaş yavaş birbirlerine yaklaşmaktalar. Kürt hareketi hala haber yayın organlarına daha rahat ulaşım hakkı, Öcalan’a daha iyi cezaevi koşullarının sunulması ve PKK yanlısı şemsiye organizasyon Kürdistan Ulusal Kongresi’nin legallestirilmesi gibi konularda mücadele veriyor. Barış ve Demokrasi Partisi eş başkanı Selahattin Demirtaş geçen hafta “otuz yıldır devam eden kan ve gözyaşıyla dolu mücadelenin” ve “yüz yıl ötesine dayanan tarihi, sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik problemlerin” çözümüne yönelik “ne bir yol haritası, ne bir cözüm planı ve ne de sonuçlandırılmıs bir çözüm programı” ortaya konulmadığını belirtti.

Bununla beraber, Demirtaş gibi bir Kürt liderinin de kabul edeceği gibi her iki tarafta da “çözüm icin kararlılık, istek ve arzu” var.

Haberin orjinali için:

http://www.bloomberg.com/news/2013-01-15/turkey-and-its-rebel-kurds-may-want-peace-this-time.html

 

  Preferences § 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 – = Backspace   Tab q w e r t y u i o p [ ]   Return     capslock a s d f g h j k l ; ‘   shift ` z x c v b n m , . / shift     English     Deutsch   Español   Français   Italiano   Português   Русский   alt alt     Preferences

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.