Çin’in başta Uygur Müslüman azınlıklara olmak üzere Tibet, Tayvan ve Hong Kong’a yönelik politikalarını sosyal medyadan eleştiren ve yapılan zulümlere maçlarda giydiği ayakkabılarla dikkat çeken Boston Celtics yıldızı Enes Kanter, CNN’den Christiane Amanpour’a konuştu. Kanter verdiği özel bir röportajda NBA’in, diğer adaletsizliklerle mücadele eden oyuncuları desteklemesinin ardından Çin’e karşı sesini yükseltmeye cesaret bulduğunu söyledi.
Çin’in insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için yapmış olduğu eylemlerde NBA’in önemli bir rolü olduğuna dikkat çeken Kanter, “Bunu bana NBA yaptırdı. Çünkü ne zaman NBA takımlarından veya komisyon üyelerinden biri konuşsa, oyuncuları konuşmak istedikleri her şey hakkında konuşmaya teşvik ettiklerini söylüyorlar.” dedi. NBA yetkilileri ve kendisinin konuşma özgürlüğünü desteklediğini söyleyen komiser Adam Silver ile özel olarak görüştüğünü açıklayan Celtics pivotu, NBA kurallarını çiğnemek gibi bir niyetinin olmadığını ifade etti. NBA’in bu konuda neden henüz bir açıklama yayınlamadığı konusunda ise endişelerini dile getirdi: “İnsanlar benim siyaset yaptığımı düşünüyor. Benim yaptığım şey siyaset değil insan haklarını savunmak. NBA beni gerçekten destekleseydi, ortaya bir şeyler koyarlardı. Bir tür açıklama yaparlardı.” CNN yorumlarını almak için NBA’e ulaştığını ancak henüz bir yanıt alamadığını duyurdu.
NBA’in Black Lives Matter gibi konularda konuşmasına rağmen Çin konusunda sessiz kaldığına vurgu yapan Enes Kanter, bunda karlı Çin pazarının rolüne işaret etti. Uygun platformu bulduklarında çok fazla sporcunun, aktörün, şarkıcının dünyadaki birçok sorun hakkında konuştuklarını dile getiren Kanter, mevzu Çin’e geldiğinde ise aynı insanların parayı, işi ve ciro anlaşmalarını çok fazla önemsediklerinden dolayı korktuklarını söyledi. Kendisi için ise insan hakları ve insan hayatını kurtarmanın her şeyden önce geldiğini yineledi.
Çin’den CNN’e açıklama
Çinli yetkililer, çarşamba günkü röportaj öncesinde CNN’e bir açıklama gönderdi. Londra’daki Çin Büyükelçiliği yaptığı açıklamada “Tibet’teki sözde ‘kültürel soykırım’, Sincan’daki insan hakları ihlalleri ve Çin’deki ‘zorunlu çalıştırma’ iddiaları tamamen asılsız suçlamalar ve yalanlardan ibarettir” denildi. Tibet ve Sincan ile ilgili konuların Çin’in iç işleri olduğu, dış güçlerin müdahale edemeyeceği söylendi
