Amerikalılar bile ‘Amerikan rüyasının’ bittiği görüşünde

2008 ekonomik krizinden sonra Amerikan rüyası bitiyor mu diye çok tartışıldı, konuşuldu. Görünen o ki bu yaşanılan kriz insanların da ‘Amerikan rüyası’ndan uyanmalarına vesile olmuş.

Yapılan son araştırmalara göre, Amerikan vatandaşları artık ülkelerinin bir hayal ülkesi olmadığı görüşünde. Fırsatlar ülkesi olarak adlandırılan ve farklılığa her zaman şans tanıyan Amerikanın artık giderek diğer ülkelere benzemeye başladığı görülüyor.

Yaşanan finansal kriz, emlak piyasasındaki çöküş ve “büyük durgunluğun” ardından Amerikan rüyası, birçok kişi için ulaşılamaz bir hayale dönüştü.

ABD’de yüzlerce serbest piyasa yanlıları, “Amerikan rüyasının korunması” konulu zirveye katılmak için Texas’ta toplandı. Amerikan rüyası, sosyal durumu ne olursa olsun bir kişinin çok çalışması koşuluyla başarı, refah ve şöhret yakalanabileceği fikrini savunan bir düşünce biçimi. Ancak finansal kriz, emlak piyasasındaki çöküş ve “büyük durgunluğun” ardından Amerikan rüyası, birçok kişi için ulaşılamaz bir hayale dönüştü. USA Today gazetesinin gerçekleştirdiği bir araştırma, söz konusu idealin hayata geçirilmesinin, dört kişilik ortalama bir aile içi yıllık 130 bin dolara mal olacağını gösteriyor. Bu miktarda parayı, 2013’te sadece 8 kişiden biri kazanmayı başarmıştı, yani ABD nüfusunun yüzde 13’ünden daha azı.

Son kamuoyu araştırmalarına göre ABD sakinlerinin yüzde 60’ı, ne anlama gelirse gelsin Amerikan rüyasının ulaşılamaz olduğunu düşünüyor. Öte yandan Amerikalıların büyük bir kısmı, çocuklarını daha zor bir hayatın beklediğini düşünüyor.

American Jobs Alliance sivil toplum örgütünün icra müdürü Curtis Ellis, “Çok sayıda ABD vatandaşının Amerikan rüyasını gerçekleştirmeye yardımcı olan iyi bir iş yeri, ya kayboldu ya da artık dolu. Yerini, yüksek beceri talep etmeyen ve sosyal ödemelerle emeklilik konusunda hiçbir garanti vermeyen düşük ücretli bir iş aldı. Bu nedenle insanlar, işine günden güne daha fazla zaman ayırarak hayatını bu iş için harcıyor” diye açıkladı.

Bazı uzmanlar, Amerikan rüyasının çöküşünden hükümeti suçluyor. Ekonomi uzmanı ve Ludwig von Mises Enstitüsü kurucusu Lew Rockwell, “Her şey, serbest piyasa ekonomisi şartlarında yaşamadığımızdan kaynaklanıyor. Biz, faşist bir ekonomiye sahip korporatif bir devlette yaşıyoruz. Dev şirketlerin hükümete bağlı olduğu bir ülkede. Bu, özellikle büyük bankalarla ilgilidir” yorumunda bulundu.