GİRİŞİMCİLİK- “Rutin işlerden özgürleşmek… Ne kadar mümkün?”
Birazdan havaalanına gitmek için yola çıkacağım ve inşallah sağ salim İstanbul’a varacağım. Sadece bir haftalığına gitsem de Türkiye seyahatleri herzaman çok heyecanlı, biriken hasreti gidermek için iple çektiğimiz anlar..
Ben genelde yılda iki defa gidiyorum, kalan zamanda da Özgür Kaşifler ekibini teknolojinin bugün ulaşmış olduğu seviye sayesinde, Amerika’dan yönetiyorum. Müşterilerimizin hiçbirini şahsen tanımıyorum, seyahatime denk getirebilirsem onlarla yapılan brunchlarda tanışıyorum, denk getiremezsem skype’tan canlı olarak bağlanıyorum. Bu bağlantılarda hep acaba ne söylesem diye stres olurum ama aslında hiçbirşey söylememenin bile önemli bir mesaj verdiğini farkettim. Nasıl mı? Evet müşterilerimiz beni tanımıyorlar, yani benim firmamla iş yapmak için beni tanımaları gerekmiyor! Benimle konuşmaları gerekmiyor! Ne kadar harika, değil mi? İşte özgürlük böyle bir şey. 16 yıllık Özgür Kaşifler’de son yedi yıldır en çok uğraştığım konulardan biri buydu ve bunu başarmış olmanın değerini üç yıl önce doğum yaptığımda derinden hissetmiştim, hala da hissetmeye devam ediyorum. Özgür Kaşifler de ben Amerika’da yaşamama rağmen gelişmesine devam ediyor. Adanmış girişimciler olarak, bilmiyorum kaçınız gerçekten firmalarınızda bu ayrıcalığa sahipsiniz? Ama iyi haber şu: İş geliştirme yapmaya devam ederseniz ilk sahip olacağınız şeylerden biri budur. Rutinden özgür olmak! Hergün işe gitmek zorunda olmamak.. Örneğin bir ay boyunca hiç gitmeseniz de rutin işlerin yürüyeceğini bilmek.. Hiçbirini sizin yapmanıza gerek olmadan. Satışı sizin yapmanıza gerek olmasa.. Satınalmayı, tahsilatları sizin yapmanıza gerek olmasa.. İmalatın başında birebir durmanız gerekmese.. Bir düşünün bu özgürlüğü..Kendinizi nasıl hissederdiniz? Dünyanın herhangi bir yerinden yönetebileceğiniz bir işletme inşa etmenin 5 aşamasını daha önce anlatmıştım. (Bkz: http://www.zamanamerika.com/index.php/tr/2011-07-25-15-55-34/girisimcilik/item/7965-girisimcilik-isinizden-oezguerlesmenin-5-asamas).
Aranızda bu özgürlüğe tamamen veya kısmen ulaşmış olanlarınız var. Deneyimlerinizi buradan paylaşır mısınız rica etsem? Şimdilik bazen anlık olarak bu özgürlüğü hissedebiliyor olsanız bile, paylaşın. Nasıl, nerede, hangi olayda bunu deneyimlediniz? Size ne hissettirdi?
Rutin işlerin siz olmadan yapılmasından bahsettim, ama sadece yapılmasından değil, iyi bir şekilde yapılmasından da bahsediyorum. Neredeyse siz yaptığınızda yapıldığı kadar iyi yapılmasından. Önemli olan bu aslında değil mi? Şirketiniz ne kadar büyük olursa olsun, her pozisyonu dolduracak kadar çok çalışanınız da olsa, işlerin yapılış kalitesi sizi memnun etmiyorsa rutinden özgür değilsiniz demektir. Peki bunu başarmanın yani işlerin sizin beklediğiniz kalitede yapılmasının yolu nereden geçiyor? Hemen diyeceksiniz ki yazılı sistemler! Tamam bu ilk adım, ancak sadece yazılı sistemler işlerin sürekli olarak iyi yapılmasını garanti etmiyor biliyorsunuz.
Deneyimlerime göre, daha doğrusu deneyip yanılmalarıma göre (!), bunu garanti eden iki şey var: 1- Günlük operasyonun sürekli yakından izlenmesi 2- Doğru elemanın işe alınmış olması. Bu ikisini de iyi yapabilmek için bizlerin iyi birer yönetici olmamız gerekiyor. İyi yönetici olabilmek için ise rutinden özgürleşmemiz gerekiyor! Biraz yumurta-tavuk hikayesine benziyor ama biliyorsunuz ki bu, bir bir rutin işleri yazılı sistemlere dönüştürüp devrettikçe açığa çıkan zamanı yöneticilik işleriyle doldurma meselesi. Ben yıllardır bunu yaptım ve şu anda üzerimde %5 kadar bir rutin iş kaldı. En öncelikli yöneticilik işi günlük operasyonun (sistemlerin performansı anlamında) sürekli yakından izlenmesi. Sizin ve yöneticilerinizin doğru yapması gereken birinci iş. Yalnız dikkat edin günlük operasyonun günlük dakikalık anlık olarak izlenmesi demiyorum. Bunun için Özgür Kaşif’in Yol Haritası programının bu izleme için önerdiğimiz sistem ise haftalık çalışan geliştirme toplantıları. Bu toplantıların faydasını anlatmakla bitiremem. Benim şirketimi Amerika’dan yönetmemi sağlayan budur. Başka bir şey söylememe gerek yok sanırım ama yine de söylemeden geçemeyeceğim: Doğru seçilmiş çalışanlardan sürekli iyi iş elde etmeyi sağlayan bu toplantılar, yarı doğru olanları doğru eleman haline getiren bu toplantılar, doğru olmayan elemanları erken fark etmeyi sağlayan bu toplantılar.. Rutinden özgürleşmenin diğer anahtarı doğru eleman seçmek. Bu başlı başına büyük bir konu ve de iş sahiplerinin en çok sorun yaşadıkları konulardan biri. Yine ben bugün rutinden özgürsem ve şirketimi Amerika’dan yönetebiliyorsam bu doğru kişilere sahip olmamız sayesindedir. Hele de bizimki gibi faaliyet alanı safi bilgiye dayalı son derece soyut bir hizmet içeren zor bir alan olduğunda doğru kişilerin önemi katlanıyor. Tabii ‘sistemler işi yapar, insanlar sistemi işletir’ ilkesine göre doğru kişiyi kastediyorum. Tanımı hatırlıyor musunuz? Hatırlamak için, Halloween bahanesiyle (bahane dedim ya!:)) yeni bir kitap okumaya başlayabilirsiniz: The E-Myth Revisited by Michael Gerber. All time best-seller on small business management. Normal zamanlarda günlük operasyonu aksatmadan izliyorsanız ve doğru kişilere de sahipseniz, zamanınızı doğum gibi işten başka özel şeylere ayırmanız gerektiğinde gözünüz arkada kalmadan gidebiliyorsunuz. Normal zamanlarda operasyonu izlemenin vaktimin yaklaşık %20’sini aldığını da belirteyim. Geriye kalan %80 zamanda ise sadece iş geliştirmeyle ilgileniyorum. Başka türlü mümkün değil şirketimi büyütemem ve tam özgürlüğe kavuşamam, öyle değil mi? Ben şahsen yıl sonlarında gelecek yılın planlarını yaparken en birinci kriter olarak işimden özgürleşmeyi koyuyorum. Ekonominin durumu, kriz vb sonra geliyor. Özgür Kaşifler ekibi olarak, koçluk yaptığımız iş sahipleri için en birinci hayalimiz de sizleri rutinden özgürleşmiş görmektir. Bir iş sahibi için bu çok önemli bir seviye. Dolayısıyla lütfen rutinden özgürlük deneyimlerinizi buradan bizimle paylaşın, herkes sizden ilham alsın, tabii siz de herkesten. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
Özgür Kaşifler İşletme Koçluğu
Genel Müdür / Baş İşletme Koçu
www.ozgurkasifler.com
İşletmenizi büyütürken yaşadığınız her türlü sorunla ilgili sorularınızı aşağıdaki linkte bulunan formu kullanarak bana iletebilirsiniz:
http://www.zamanamerika.com/index.php/tr/2011-07-25-15-55-34 [1]
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment