GİRİŞİMCİLİK – “İşletmenizin lideri kim?”

Lider olunur mu, doğulur mu?

 

Geçtiğimiz Pazar günü 19 Mayıs idi. 6 yıllık Amerika yaşamımla ben nispeten yeni bir göçmen sayılırım, bu yüzden böyle günlerle ilgili anılarım daha taze, anavatana daha çok hasret duyuyorum. Geçen ay TCCNJ’de yavrularımız 23 Nisan’ı kutladılar, Tük Amerikalı olmayı öğrenerek büyümeleri için güzel fırsatlardan biriydi. Hadi 19 Mayıs da genç olmasak da kendini genç hisseden biz işletme sahipleri için bir vesile olsun, ‘Ulu Önder’in ruhuna fatiha’ diyerek size liderlikle ilgili iki satır yazayım.

 

Sizinle buluştuğum bu ikinci makalede, konu başlığının “liderlik” şeklinde ilham olması rastgele değil aslında. Önce düşündüm, acaba satışları arttırmak, iyi eleman bulmak gibi bir konuda mı yazsam diye (sonraki yazılarımda onlara da değineceğim tabii), ama liderlik yerli yerinde olmadı mı işletme fonksiyonlarını iyi işler hale getirmek mümkün olmuyor. Gerçekten de iş hayatımda öğrendiğim en önemli şey, bir işletme sahibinin ilk ve en öncelikli olarak bir lider olması gerektiğidir diyebilirim. Peki siz kendinizi lider gibi hissediyor musunuz? Cevabınız evet ise harika, KOBİ sahiplerinin çoğu gibi cevabınız hayır ise: Önemi yok! Çünkü kendi işinizi kurmuş olmakla cebren lider oldunuz! En basit tanımıyla lider, önde giden ve izleyenleri olan kişidir, değil mi? Tamam işte, çalışanlarınız, müşterileriniz, işletmenizle iş yapan herkes o işletmenin lideri olarak sizi görüyor, sizi örnek alıyor, herşeyi size göre belirliyorlar. Mesleğiniz artık bu! Bu sebeple esas mesele, iyi bir iş lideri olup olmadığınızda. İşletmenizin geleceğe yolculuğu en çok buna bağlı.

 

Lider olunur mu yoksa doğulur mu sorusu da pek klasik bir sorudur. Çünkü ilk bakışta, liderlik sadece bir tarz meselesiymiş gibi görünür, bir karizma durumu.. Ama özüne indiğinizde, liderliğin tarzla hiç ilgisi olmadığı gözleniyor. Genel algının aksine liderlik aslında tamamen yapısaldır (structural). Bu yapı ise ne yapacağını bilmek, nasıl yapacağını bilmek ve onu yaptırmak için başkalarını etkilemekten oluşur. Liderliğin tarzı ise kişilik meselesidir. Sessiz, sakin liderler olduğu gibi agresif, karizmatik liderler de vardır, sonsuz değişiklikte özelliklere sahip olan diğerleri de. Liderliğin yapısını ne kadar iyi taşıdıklarına bağlı olarak hepsi de değişik derecelerde etkili veya etkisizdirler. Örneğin Microsoft’un kurucusu Bill Gates görüntüde tekdüzedir, “sıkıcı”dır ve bir insan ne kadar karizmadan uzak olabilirse o da o kadar uzaktır. Ama bir de insanları nereye götürdüğüne ve günümüz dünyasında yarattığı etkiye bakın.

 

Dolayısıyla sizin kendinizi doğal bir lider gibi hissedip hissetmemenizin bir önemi yok, çünkü liderlik “öğrenilebilir”. Evet, bazı insanların liderlik için daha büyük kabiliyetleri olduğu doğrudur, ama her birimiz lider olabiliriz ve liderlik becerilerimizi geliştirebiliriz. İşletme sahipleri olarak geliştirmek de zorundayız. En çok da neden biliyor musunuz? Artık global ekonomide ya ileri gidersiniz, ya da geri, öyle değil mi? İleri gitmenin ilk kriteri ise vizyon sahibi olmak, bu da liderlik yapısının en birinci özelliği. Siz bir “small business leader” olarak, örneğin daha önce de sık sık gelmiş olan ve ömrünüzün kalanında mutlaka yeniden geleceği kesin olan ekonomik krizlerden şirketinizi korumayı öğrenmek zorundasınız. Korumak ne kelime, güçlenerek çıkarmanız esas amaç. Hatta sadece ekonomik krizlerden değil, tüm global ve yerel felaketlerden, savaşlardan, depremlerden, hepsinden. Bunlar hayatın bir gerçeği, tıpkı onlarla başa çıkma becerisinin gerçekliği gibi. Mümkün olduğuna inanmakta zorlanıyorsanız, Jim Collins’in “Built to Last” adlı kitabını okuyun, 150 yıllık şirket nasıl olunur, orada göreceksiniz. Önce vizyoner lider, sonra vizyoner şirket olarak.

 

Amerika’da başarılı Türk iş insanlarının geçmişi yeni sayılır, daha henüz birinci nesil göçmen işletme sahipleri sahnede. Geldiğimiz kültürde çok uzun ömürlü şirketler geleneği henüz yok, çünkü zaten şirketleşmenin geçmişi 35-40 yıl. Dolayısıyla da bu çok genç hür teşebbüs ortamının işletme yönetme alışkanlıkları, ister istemez bizleri günlük olarak burada da etkisi altında tutmaya devam ediyor olabilir. Ama dedim ya global dünyanın gerekleri artık çok farklı, aramızdan çok ciddi iş liderleri çıkmaya başladı. Anavatanda bile gerçek iş liderliğinin yapısını anlayan ve dünya liderliğine oynayan firmalar gözle görülür hale gelmeye başladı. Elbette herkesin global bir şirket olması gerekmez. Ama bence herkes takımını hedeflerine götürmeyi bilen bir lider olmayı öğrenebilir. Hedefler demişken, gelecek yazımda size alışılmışın dışında bir hedef belirleme yönteminden bahsedeceğim. Geleceğe yolculuk yapmaya hazırlanın.

 

Subegüm Bulut

Özgür Kaşifler İşletme Koçluğu

Genel Müdür / Baş İşletme Koçu

www.ozgurkasifler.com

İşletmenizi büyütürken yaşadığınız sorunlarla ilgili sorularınızı aşağıdaki linkte bulunan formu kullanarak bana iletebilirsiniz:

http://www.zamanamerika.com/index.php/tr/2011-07-25-15-55-34 [1]

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.