Recep Tayyip Erdoğan, bir dünya lideri!…

Recep Tayyip Erdoğan dünya lideri olduğunu söylüyor fakat görünüşe bakılırsa ancak ‘değerli bir yanlızlığın lideri!’

Aslında sadece Türkiye değil, tüm dünya Erdoğan’ın Türkiye’yi Batı ile uyum içinde, Müslüman dünyaya çözümler sunabilen, İslami ve özgürlükçü demokrat bir Türkiye’ye dönüştürme çabalarını ilgiyle izliyordu. Kendinden emin, gururlu ve hatta kibirli, bir çokları için karizmatik bir lider olarak Erdoğan, bu iş için biçilmiş kaftandı. Böylece yıllar boyunca laik Türkiye’nin siyasi yapısı altında kendini temsil edilememiş hisseden dindar kesimin ümidi oldu.

Ancak Erdoğan’ın başarısı sadece dindar kesimin ve İslamistlerin ümidi olmakla sınırlı değildi. Batı da onu takdirle karşılandı çünkü yapılan demokratik reformlar Türkiye devletinin keyfi uygulamalarını sınırlamak ve Avrupa Birliği’ne girebilmesi için gerekliydi. Üstelik Türkiye ekonomisiyle de tırmanıştaydı. Erdoğan politkalarıyla tüm dünyada saygı ve hayranlık topluyordu. 2011’de Başkan Obama, Erdoğan’ın yakın ilişkide olduğu beş dünya liderinden biri olduğunu açıkladı. Dönemin Dış İşleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye’de krizin çıkmasının hemen ardından Türkiye’nin bölgenin lideri olduğunu ve ABD’nin Türkiyeye göre hareket edeceğini beyan etti.

2012 yılına kadar Erdoğan uluslar arası platformda bir çok liderin hayal bile edemeyeceği hatırı sayılır bir yere sahip oldu. Ünlü Time Dergisi Erdoğan’ı iki kez ‘dünyanın en etkin 100 insanı’ listesine aldı. Avrupa’da saygın bir yeri olan haftalık European Voice Dergisi onu ‘Yılın Avrupalısı’ seçti. Almanya Başbakanı Angela Merkel ona Crystal Hermes Ödülü’nü layık gördü. Pakistan’ın en yüksek sivil ödülü olan Nişan-ı Pakistan ona nasip oldu. İslam’a hizmetlerinden dolayı Suudi Arabistan Kral Faysal Vakfı tarafından Uluslararası Kral Faysal Ödülü’yle onurlandırıldı. Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyet gösteren Dünya Aile Örgütü’nden Dünya Aile Ödülü’nü aldı. Lübnan’da Arap Bankaları Birliği tarafından sunulan “Yılın Lideri Ödülü”nün sahibi oldu. Dünyaca ünlü bir çok üniversiden onursal doktoralara layık görüldü ki, bunlar dünya kamuoyunun kendisine takdim ettiği ödüllerin sadece bir kaçı…

Ama son iki yıldır özellikle Gezi protestoları ve ardından 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk skandalı sonrası ülke içindeki sıkıntılara demokratik yollarla cevap veremeyişi yüzünden Erdoğan uluslararası kamuoyunda da saygınlığını kaybediyor. O gün bugündür Türkiye de uluslar arası arenada açık seçik bir şekilde ıssızlaşmaya ve yalnızlaşmaya devam ediyor. Görünen o ki, Erdoğan’ın İslamizm çabaları ve Neo Osmanlı hayalleri uluslararası platformda destek bulamıyor. ‘Yeni Türkiye’ modeli ise ne içerde ne dışarıda kimseye gerçekçi gelmiyor.

“Komşularla sıfır problem politikası” işe yaramadı. Arap Baharı olarak bilinen ayaklanamalarda Erdoğan kendisinden beklenenildiği gibi bölgenin ‘demokratik sesi’ olarak olumlu çözümler üretemedi. Artık ne Avrupa ne de Amerika Erdoğan’ı Batı ve İslam arasında ara bulucu olarak görmüyor. Destekçileri bile bu durumu saklayamıyor. Hatırlarsanız danışmanı İbrahim Kalın da Türkiye’nin bu uluslar arası platformdan kopma durumunu “değerli yanlızlık” olarak tanımlamıştı.

Bugünlerde Erdoğan tüm dünyanın kendine karşı olduğunu savunuyor. Türkiye’de meydana gelen usulsüzlüklerden kaynaklanan problemlerin dış mihrakların oyunu olduğunu ileri sürüyor. İki sene öncesine kadar Erdoğana ödüller ve övgüler yağdıran bu dış mihraklar her nedense şimdilerde Türkiye’nin başarısını çekemiyor bizi birbirimize düşürmeye çalışıyor!

Artık Erdoğan’ın vakit daha geç olmadan gerçeklerle yüzleşmesi ve “Ne değişti de tüm dünyayı karşıma aldım?” diye sorması gerekmez mi? Hem kendi insanının hem tüm dünyanın güvenini kaybetmiş bir liderin dünya lideri olduğu iddiası ne kadar ciddiye alınabilir? Zira, dünya lideri olduğu konusunda ısrarlıysa kendi insanına ve tüm dünyanın insanlık erdemine nasıl katkıda bulunduğunu dürüstçe düşünmesi gerekli.

Daha geçen gün 16 yaşında bir çocuk Erdoğan’a hakaret ettiği için tutuklandı ve gerekçe olarak ‘cumhurbaşkanına saygısızlık’ ettiği öne sürüldü. Erdoğan kendi yurdunda saygınlığını koruyabilmek için mahkeme kararına ihtiyaç duyuyorsa dünya lideri olduğu iddialarını derhal gözden geçirmeli!