Çocuk istismarları ABD’nin de gündeminde
Brooklyn’de yağmurlu bir günde yeni doğmuş bebeğiyle alışverişe çıkan anne, bebek arabada uyuyakalınca ‘uyanmasın’ diye onu arabada bırakıp gireceği mağazanın önüne arabasını parketti ve sadece aldığı bir kazağı geri vermek üzere kasanın önünde sıraya girdi. Gözü arabada, sırada beklerken biri çocuğunu arabada yalnız bıraktığı için anneyi polise ihbar etti ve şu anda başları fana halde dertte.
New Jersey’de bir genç anne, iki küçük çocuğuna çıkmaz sokakta olan evlerinin kapısının önünde oynamaları için izin verdi. Ara ara mutfak penceresinden bakarak da onları kontrol ediyordu. Bu sırada çocukları tek başına sokakta oynar gören bir komşu başlarında bir yetişkin olmadan çocukların sokakta oynadığını polise bildirdi. Ardından ihmal suçuyla itham ederek aileden mahkeme kararı ile alınan çocuklar, DYFS kısa isimli yerel çocuk esirgeme kurumuna teslim edildi. Ailenin çocuklarını geri alma mücadelesi bir yılı aşkın süredir devam ediyor.
Queens’te bir genç kadının yeni doğan bebeği geceleri çok fazla ağladığı için bir sabah kapı çalındığında karşısında polisi buldu. Yetkililer komşudan gelen şikayet üzerine bebeğe bir şiddet uygulanıp uygulanmadığını araştırmak için gelmişti!
Bu olaylar Türkiye’den yeni gelmiş kimi annelerin başından geçti. Benzer hikayeler saymakla bitmez! Bu annneler birilerinin kendilerini şikayet ettiğini öğrenince çok üzülüyor, kızıyor ve Amerikan toplumunu sinsi ve hasta ruhlu olmakla suçluyorlar ancak ABD’deki çocuğa karşı şiddet ve çocuk istimarı istatistiklerine bakınca toplumun bu konuda niçin hassas olduğunu ve bu şikayetlerin altında yatan sebebi anlamak zor değil!
Nisan, ABD’de ‘ulusal çocuk istismarını önleme ayı’ idi. Bu sebeple ay boyunca çocuk istismarları konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik bir çok programa katıldık ve bu programlarda bir dolu kalbimizi dağlayan hikayeler dinledik.
Bununla birlikte Chidhelp merkezinin verdiği ulusal istatistikler inanılır gibi değil:
· ABD’de her 10 saniyede bir, bir çocuğun istismara uğradığı polise rapor ediliyor.
· Her gün ihmal, şiddet ya da taciz sonucu beş çocuk hayatını kaybediyor. Aslında hastane raporlarında yüzde 50-60 oranında çocuk ölümlerinin sebebi tam olarak kaydedilmediğinden bu rakamın beşin üzerinde de olabileceği görüşü güçlü.
· Her yıl 15 milyonun üstünde çocuk kendi evlerinde bir aile yakını tarafından şiddet ve istismara maruz kalıyor.
· Çocuklara yönelik tüm rapor edilmiş cinsel tacizlerin yüzde 90’ında çocuk tanıdığı biri tarafından taciz ediliyor.
Bu istismarların etkisi ise ömür boyu çocukların yakasını bırakmıyor. Tacize uğrayan bir çok çocuk ya ruh hastası oluyor ya da madde bağımlısı. Üstelik bu çocuklar normal çocuklardan 89 kat daha fazla suça eğilim gösteriyorlar. Hapishanedeki erkeklerin yüzde 14’ünün kadınların ise yüzde 36’sının çocuklukarında tacize uğradıkları belirtiliyor. En korkuncu ise maalesef tacize uğrayanların yüzde 30’u kendi çocuklarını taciz ediyor. Yani bu acı tecrübe nesillerden nesillere taşınıyor. Çocuk tacizcilerinin belli bir etnik kökeni, dini yok. Her eğitim seviyesinde veya gelir düzeyinde tacizcilere rastlanabiliyor.
Öte yandan, çocuk tacizlerinin ABD bütçsine zararı yılda 124 milyon doları buluyor. Bu bütçe ile tacize uğrayanlara tıbbi destek, fiziksel ve ruhsal terapi veriliyor. Ayrıca söz konusu bütçe ile çocuk sığınma evlerinin, eğitim, güvenlik ve mahkeme masrafları da karşılanıyor.
“Childhelp” adlı ulusal kurum, çocuk tacizleriyle ilgili yardım vermek için yedi gün 24 saat aranabiliyor. 1-800-422-4453 no’lu numarada danışmanlar acil durumlarda bilgi ve destek servisleri veriyor. Her eyalette ayrı bir kolu olan bu kurum, tacize uğrayan çocuklara terapist ve sağlık servisleri sağlıyor.
Bunun yanı sıra okulda çocuklar -ailelerinin özel izni ile- henüz okul öncesi sınıflarda taciz ve şiddete karşı eğitim almaya başlıyor. Rehberlik dersinde öğretmenleri çocuklara uyarıcı bilgiler veriyor. Belli yaşın üstündeki sınıflara çeşitli periyodlarda bir polis memuru ve yerel çocukları koruma kurumlarından memurlar gelerek şiddet ve tacizin tanımını çocukların anlayabileceği seviyede yapıyor ve nasıl korunabileceklerini oyunlarla, canlandırmalarla anlatıyorlar.
Maalesef, Türkiye’de de çocuk istismarları ve çocuğa karşı şiddet konuları son derece gündemde. Nisan ayında art arda yaşanan tatsız çocuk ölümleri üzerine geçen hafta açıklama yapan Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ayşenur İslam çeşitli seminerler ve konferanslarla ailelere çocuklarını tacizcilerden nasıl koruyabileceklerine yönelik eğitim verildiğini, ayrıca başbakana sunulan bir yasa ile çocuk istismarılarına verilen cezaların arttırılacağını söyledi. Bunlar önemli adımlar ancak yeterli değil. Ailelerin yanı sıra hukuk ve din adamlarının, polisin, öğretmen ve eğitmenlerin, sağlık görevlilerinin ve çocukların da bu konuda eğitilmesi gerekiyor.
Daha da önemlisi bu olayların sıkça yaşanması gösteriyor ki, Türkiye’de ciddi bir ahlaki çöküş var ve toplum olarak samimiyetle oturup bu insanlık dışı davranışların altındaki asıl sebebi düşünmemiz gerekiyor!
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment